Haberin Devamı
Her işimiz yalapşap derler ya..Valla öyle..
Biliyorsunuz yeni bir tartışma başladı.. Cumhurbaşkanı’nın görev süresi beş yıl mı, yedi yıl mı?
Ya milletvekillerinin!
Dört yıl mı, beş yıl mı?
Bu tartışma bitmez.. Aslında daha vahimi de var ama sıra ona gelmedi.. Şimdilik yıl üzerinde tartışıyoruz.. Üzerinde anlaşalım, sıra Cumhurbaşkanı’nı nasıl seçeceğimize de gelecek..
‘Sandık koyarız, olur biter’ demekle olmuyor.. Mesele o kadar basit değil..
Arapsaçı durumu var..
Peki niye böyle oldu?
367 tartışmalarını hatırlarsınız.. Anayasa Mahkemesi oylamanın başlaması için Genel Kurul’da 367 vekilin olması şart deyince AKP’liler acayip öfkelendi..
Başbakan; ‘Bize Cumhurbaşkanı seçtirmezsiniz ha.. Biz de halka seçtiririz’ diyerek Anayasa’yı değiştirdi!
İyi, güzel, halk seçsin de halk nasıl seçecek?
O günlerin gergin ortamında kimse bu konuya girmedi.. Tali iş olarak görüldü..
Üstüne üstlük, değişiklik metni alelacele o kadar kötü yazıldı ki, işin bu hale geleceği hatta daha da vahim noktalara uzanacağı o günden belliydi..
Neyse..
Seçimde yüzde 47’yi bulan AKP, Gül’ü Cumhurbaşkanı seçti.. Seçti de iki ay sonra yapılacak referandumun ne getireceğini kimse düşünmedi..
Bizde böyledir.. Yumurta kapıya dayanmadan harekete geçmeyiz..
Halk Anayasa değişikliğini onayladı.. Onaylanan metin Cumhurbaşkanı’nın görev süresi beş yıldır diyor.. Ama Meclis, Gül’ü yedi yıllığına seçti.. Çünkü Gül seçilirken Anayasa değişmemişti..
Beş yıl Gül’ü kapsıyor mu, kapsamıyor mu?
Belli değil.. Çünkü hiçbir hüküm yok..
AKP yeni bir Anayasa değişikliğiyle sorunu çözme derdinde.. Gül, yedi yıl görev yapsın istiyorlar.. Muhalefet beş yılda ısrarlı..
Hadi anlaştılar diyelim..
Şu soruma Cumhurbaşkanı, TBMM
Başkanı, Başbakan, YSK Başkanı, Anayasa hukukçuları, siyasetçiler cevap verebilir mi..
Sorum basit..
Cumhurbaşkanı adayı ne diyerek oy isteyecek? Kampanyasını nasıl yapacak? Parayı nereden bulacak? Partilerden destek alabilecek mi?
Halkın seçtiği Cumhurbaşkanı’nın Meclis’in seçtiği Cumhurbaşkanı’ndan farkı olacak mı? Olması gerekir mi?
Bu sorulara bir kişi bile yanıt veremez..
Çünkü cevabı yok..
Şimdi diyecekler ki, zamanı geldiğinde Meclis bir düzenleme yapar..
Zamanı ne zaman?
2012 mi?
2014 mü?
Demek ki sinirle, öfkeyle, hınçla yapılan işler sakat oluyor!
Yapılacak tek şey var.. Anayasa değişikliğiyle Cumhurbaşkanı’nı yeniden Meclis’in seçmesini sağlamak.. Büyük bir yanlışlıktan dönmek..
Halk seçsin diye ısrar ederlerse..
Başka ve daha büyük gerginlikler kapımızı çalacak..
Görünen köy klavuz istemiyor..
Cehaletin eline silah verirsen böyle olur..
Mardin’de 33 haneli, 300 nüfuslu köy
Nişan töreni sırasında bir grup eve dalıyor, ortalığı tarıyor..
44 ölü!
Husumet mi? Rant kavgası mı?
Neyse ne..
Sonuç vahşet!
Cumhurbaşkanı ilkellik dedi.. Başbakan bölgedeki eğitimsizliğin sonucu diye niteledi..
İyi de, düğünü otomatik tüfeklerle tarayan o ilkel kişilere silahı kim
verdi?..
O silahlar kimin?
Köyün büyük bölümü geçici köy korucusu.. Köy silahtan geçilmiyor..
Madem bu kadar eğitimsiz, bu kadar cahil insanlar..
Madem ilkel törelere bağlılar..
O silahları onlara niye verdiniz!
Cahil adama, eğitimsiz adama otomatik tüfek teslim edilir mi?
Edilirse böyle olur!
Husumet, kan davası, kız kaçırma, rant paylaşımı, arazi anlaşmazlığı bir yerden patlayınca..
Cahil adam önce silahına sarılır..
Devletin verdiği otomatik silahlara..
Köyde yaşayan biri anlatıyor.. Silahlar patlayınca önce kutlama sandık, ağıtları, feryatları duyunca saldırı olduğunu anladık..
Köy saatli bomba gibiymiş..
Otomatik tüfekten geçilmiyor.. Sonuç şaşırtıcı değil..
