İki ay önce..
Türbanın önünü açan Anayasa değişiklikleri Meclis’e geldiğinde ön safları AKP’li kadınlar tuttu..
AKP’li yedi kadın..
Tek tek kürsüye çıktılar.. Tesettür istiyoruz dediler.. Üniversiteye giden kızlarımız türban taksın dediler..
Sonra kamu, ardından liseler.. İlköğretimde niye olmasın!
Özgürlüklerin alanı ilkokul öncesine kadar genişletilmeliydi!
Üniversite hallolursa gerisi de gelirdi..
Yedi AKP’li kadın bu büyük değişime öncülük etmek için kolları sıvadı..
Kimdi onlar?
Sayalım.. Ayşenur Bahçekapı, Güldal Akşit, Nursuna Memecan, Özlem Türköne, Ayşe Türkmenoğlu, Alev Dedegil ve Halide İncekara..
Erkekler söz almadı.. Erkekler konuşmadı..
Türbanı savunma görevi AKP’li kadınlara verilmişti.. Erkekler kadınların başını örtmek istiyor demesinler diye kadınlar biz örtünmek istiyoruz dedi.. Bütün güçleriyle haykırdılar; türban bizim hakkımız, söke söke alırız anlamına gelen sözler söylediler..
Kendilerinin başı açıktı.. Meclis’te tesettür yasaktı..
Ama onlar başkalarının da başı açık kalmasın diye mücadele etti.. Sabaha karşı dörde kadar mesai yaptılar.. Bir an olsun gözlerini kırpmadılar..
Başarılı da oldular..
Aradan iki ay geçti.. Bu kez sosyal güvenlik yasası Meclis’e geldi..
Emeklilik yaşını bir kenara bıraktım.. Bir de baktık ki.. AKP’nin yasası çalışan kadını resmen cezalandırıyordu.. Sanki temel amacı kadını çalışma hayatından uzak tutmaktı.. Eve kapatmaktı.. Bu amaçla bütün ayrıcalıkları birer birer kaldırıldı..
AKP’li kadınlardan çıt çıkmadı..
Türban için resmi geçit yapar gibi kürsüye gelen AKP’li kadınlar ortada yoktu..
Hepsi suspus olmuştu!
Yasa Meclis’ten geçti..
Hepsi sınıfta kaldı..
Yedisi yine bir araya gelseydi..
Türban hakkını savundukları gibi, çalışan kadınların haklarını savunsalardı.. Çıkıp konuşsalardı, önergeler verselerdi.. Basın toplantıları yapsalardı.. Kadının evde oturması değil, çalışması özendirilmelidir deselerdi..
Kadının tek görevi çocuk bakmak değildir diye haykırsalardı..
Yapamadılar..
Yapamazlardı da..
Patron kızardı!
Türbanı savunan AKP’nin yedi kadını ile konuşsanız.. Demokrattırlar, özgürlükçüdürler..
Peki o demokratlıklarını o özgürlükçülüklerini neden çalışan kadının hakları doğranırken kullanmadılar!..
Kadındırlar..
Ama diğer kadınlar önemli değildir
onlar için..
Önemli olan Tayyip Erdoğan’ın ne istediğidir..
Zaten özgürlüklerin alanları da orada başlar orada biter..
Türban türban diye tutturan yedi AKP’li kadın sınıfta kaldı..
Bir daha milletvekili olabilirler mi?
Liderleri isterse evet.. Çünkü bizde milletvekili olabilmek seçmenin iradesine bağlı değil, genel başkanların iradesinden geçiyor..
Hal böyle olunca..
Yeniden vekil olmaları sınıfı geçtikleri anlamına gelmiyor!
