Yaşamanın dayanılmaz kenti!

İstanbul büyüyor...

Ve gittikçe yedi başlı bir ejderhaya benziyor!

En büyük başı; Trafik...

Her geçen gün çekilmez bir hale dönüşüyor...

Sabah 08.00 de çıkıp da 11.00 uçağına yetişememenin ve 12.00 uçağına güçlükle yetişebilmenin tarifini yapabilmek o kadar zor ki!

***

İstanbul büyüyor...

Ve her geçen gün zaman öğüten yel değirmenlerine dönüşüyor!

İkinci büyük başı; Kalabalık...

Beş milyon insanın dahi yaşamasının zor olduğu bu kenti 25 milyona çıkartmanın aklı ve planı kime ait?

Bilmiyoruz...

Böylesine bir kalabalık ve keşmekeş yaşamı inşa etmek için; mühendis, mimar, işletmeci, planlamacı ve şehirci olmaya gerek var mı?

Ve İstanbul’un etrafındaki Tekirdağ, Kocaeli, Yalova, Edirne, Çanakkale ve Bursa gibi kentlerde de durum farklı değil...

***

İstanbul büyüyor...

Ve lakin bir gün galiba kimse yerinden kıpırdayamayacak gibi...

Hemen herkesin ruh sağlığı bozuk...

Stres, sinir ve gürültü içerisinde başlayan gün akşama kadar telaşla bir şeyleri yetiştirmekle geçiyor...

İşe yetişmek bir dert..

Eve dönmek daha büyük bir dert...

Haberin Devamı

Köprüler, duble yollar, hızlı trenler, tüneller takdire şayan ama keşke herşeye önce İstanbul’dan başlansaydı!

Biliyorum, İstanbul’da yaşamak artık bir hayal değil kabus...

Ve hemen herkes bu kentten kaçıp gitmenin hayalini kuruyor...

DİĞER YENİ YAZILAR