Farksızlaşmayı farketmemek...

Ve yine Ankara’dayız...

Eski Türkiye ve Yeni Türkiye arasındaki farklılıkların ne olduğunu anlamaya, görmeye çalışıyoruz...

Karamsar da olmak istemiyoruz...

Lakin, gücün iplerini elinde tutmaya devam eden siyasi otorite ve bürokrasinin değişeceğine asla inanmıyoruz...

Oyunlar, metodlar hiç değişmemiş...

Kapılar adeta duvar...

Çifte standart uygulamaları hala zirvelerde geziniyor.

Siyasi kararlar olayların kördüğümü...

Kişiselleştirme alışkanlığı devam ediyor...

***

İş dünyasının ve vatandaşların vergisi ile çarkları döndürmeye çalışan siyasi otorite sürekli diyor ki;

- Taş üstüne taş koyanın elini öperiz!

Lakin, vardığımız nokta ve uygulamalar hiç de söylendiği gibi değil...

Eller kırılıyor...

Mesele çıkartmak, meseleyi büyütmek ve meseleyi kilitlemek Ankara’nın hala bildiği tek oyun.

Bu oyunu sahnelemekten bıkıp usanmıyor!

Hakimiyet kayıtlı ve şartlı sunulmuş millete.

Bürokrasi “Ha-Vet” stratejisine yenik düşmüş...

Yani, Hayır ve Evet arasına sıkıştırdığı oyalama ve diz çöktürme taktiği sürüyor.

***

Filistinlileri savunurken İsrail buldozerlerinin ezerek öldürdüğü Amerikalı 23 yaşındaki “altın saçlı kız” diye anılan Rachel Carrie’nin, “ Zulüm bizdense ben bizden değilim!” Sözünü adeta dünyanın suratına çarparak söyleyip duranlara söylenecek o kadar çok söz var ki, susmak en güzeli...

Haberin Devamı

Herkes uzakları görüyor!

Carrie, “Farksızlaşmayı farkettiği” için böylesine anlamlı bir sözü söyleyerek ölüme gitmiş...

Peki, Ankara farksızlaşmayı farkedebiliyor mu?

***

“Ölen aldatılmaz” diyenlere sormak lazım...

Sadece ölenler mi?

Ölmeyenler aldatılmıyor mu?

***

Oysa, asırlardan beri vatan kurtarıyoruz birbirimizin avuçlarından.

Verilen bütün sözleri taşla eziyoruz...

Kapılar kapalı...

Farklıyız diyerek üstünlük taslayıp dururken farksızlaşmanın sınır boyunda olduğumuzu farkedemiyoruz...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kısır döngüden ve Ankara’nın yüzyıllık alışkanlıklarından ülkeyi kurtarabilmek için ısrarla Başkanlık Sistemi konusundaki kararlılığını artık anlayabiliyorum...

Ya farkedeceğiz, ya da farksızlaşmaya doğru gitmeye devam edeceğiz...

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR