Esir kimseler...

Basın, sorumsuzlukların adresi değildir.

Sokak duvarlarına yazılan sloganlardan ibaretleşen izm’lerin “terörize kültürü” medyaya sıçradı.

“İfade hürriyeti” diyerek, sınırsızlığı savunanlar “çifte standart” duygularına yenik düşüyor.

Paris’teki saldırıların ardından ülkemizdeki medya “birlikte yaşamayı” provoke ediyor.

Düşünenlerin yerini “düşüncesizler” işgal ediyor!

30 yıl boyunca kimsenin dini, inancı, fikri ve kişiliğine hakaret eden ne bir yazıya, ne de bir habere ve yazıya imza atmadık.

Kimse de attıramadı...

Ve 12 yıl boyunca genel yayın yönetmenliği görevinde, hiçbir muhabire, spikere ve editöre de o imzayı attırmadık. Bu çirkin duruşa daima karşı çıktık.

12 yıl Basın Konseyi Yüksek Kurul Üyeliği yaparken de bu tarz gazeteciliğe muhalif olduk.

Basın kuruluşları kurumsal kimliklerini ilan ederken diyorlar ki;

-Objektif, bağımsız, tarafsız, doğru, ilkeli habercilik!

Yalnızca sloganlara sığındıkları görülüyor.

Diyecekler ki;

-Subjektif, bağımlı, taraflı, yalan, ilkesiz habercilik!

Kağıtlarda kalmış basın ilkeleri...

Haberin Devamı

Ülkemizdeki basının durumu, vardığı nokta burası...

Toplum provoke ediliyor.

Bir arada yaşamaya kurşun sıkılıyor.

Cumhuriyet Gazetesi yazarlarından Ceyda Karan ve Hikmet Çetinkaya “ifade hürriyeti” gerekçesine sığınarak büyük bir sorumsuzluğa imza attı. Paris’teki sorumsuzluğun kötü biten sonuçlarına rağmen...

Çetinkaya, yine de sorumsuzluğunu savunuyor ve diyor ki;

- Korkmuyorum. Yazmak suç mu!

Kendince “korkusuz” olduğunu deklare ediyor.

Biz de diyoruz ki, keşke korksaydınız!

Ve devam ediyor;

- Çalmadık, vurmadık sadece yazdık!

Çalsaydınız, hırsız... Vursaydınız, katil olurdunuz!

Lakin, büyük bir topluluğun aklını, sağduyusunu çalıyor, ruhunu derinden yaralıyor ve kalbinden vuruyorsunuz...

Madde ve küfür bağımlısı olanlar akıl tutulmasından dolayı ne söylediğini bilemez.

Ama bu ülkenin önemli bir basın kuruluşundan ve yazarlarından bahsediyorsak, düşüncesizlik ederek büyük kitleleri tahrik etmeye hakları yok!

Dindar olmayabilirsiniz...

Ve hatta dinsiz de olabilirsiniz...

Kimsenin kimseyi ne dindar ve ne de dinsiz olmaya zorlayamaz... Ne olursanız olun inançlara, fikirlere ve kişilere saygılı olun.

Haberin Devamı

Ve hainlere laf söyletmeyen kafalar, Peygamber Efendimize yapılan hakarete ve o çirkin duruşa sahiplenerek aynı sorumsuzluğu tekrar etmekten korkmamanın adı, gazetecilik değildir.

Ve bunun adına “yazmak” diyorlar.

Ben, korkuyorum arkadaş...

Birilerine hakaret etmekten, incitmekten, toplumu birbirine düşürmekten, aşağılamaktan, nefret suçu oluşturmaktan ve başkalarına zarar vermekten ve terörize etmekten korkuyorum...

Bize göre korkunun tarifi budur...

Ve Allah’tan korkarım.

Yoksa, katiller de kimseden korkmuyor, korkmadıkları için insanları öldürüyor...

Ben sadece bayrağın, vatanın ve Allah’ın düşmanlarından korkmam! Bunun dışında korkularımla yaşarım...

“İfade hürriyeti” maskesini takanlar ve savunanlar CNN’nin 34 yıllık deneyimli habercisine sahip çıkamadı.

CNN’nin sunucusu Jim Clancy İsrail için bir tweet attı ve dedi ki;

-İsrail yanlıları Müslümanlara karşı öfkeyi provoke ediyor...

Haberin Devamı

CNN yönetimi Clancy’i uyarıyor ve istifasını sağlıyor...

Peki, ifade hürriyetçileri nerede?

Çifte standart duygusuna yenik düşmenin tarifi budur işte...

Bu illete yeni düşmedik... Bin yıldan beri var. Herkes ipini bir yere bağlamış...

Kemal Tahir’in Esir Şehrin İnsanları’ndaki insanlar hala aramızda yaşıyor.

DİĞER YENİ YAZILAR