Muhasebesiz savaşlar

Haberin Devamı

Bu ülkedeki basının, son yüz yıllık tarihi incelenmeye muhtaç... Muhasebesiz savaşlardan kendini bir türlü kurtaramadı...

İletişim fakültelerinin sayısı artıyor ama adalet ve merhamet duygusundan yoksun hazırlanan sayfaların anatomisi yapılmıyor...

Ve kara propaganda stratejisine her gün farklı bir yenilik ekleniyor... Bu yüz yıllık anatominin muhasebesi yapılmadıkça, basının ahlakını daha çok konuşur ve yazarız...

***


Dünyanın her yerinde insanoğlu; yalana, dedikoduya ve iftiraya ne yazık ki çabuk inanıyor...

Bilgiyi teyit etme kültüründen çok uzak bir yerlerde yaşanıyor...

Yüzleşmelerden kaçılıyor...

İtibarsızlaştırma kültürü gittikçe gelenekselleştiriliyor...

Pusu kurma alışkanlığından vazgeçilmiyor...

***


Çifte standart duygusu ruhunun zirvesinde yaşanıyor... Bild Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Kai Diekmann, Başbakan Erdoğan‘ın Almanya’nın Köln şehrinde düzenleyeceği miting öncesi, “Hoş gelmediniz, burada istenmiyorsunuz” manşetini atabiliyor...

Ama, bu ülkenin basını Almanya Cumhurbaşkanı Gauck‘u eleştirdiğinde, bir bardak suda fırtına kopartılıyor...

Neden?

Siyasi iktidarı devirme stratejisi uğruna insanlığa dair bütün ilkeler kaybediliyor...

***


Yalan makinelerine dönüşen sayfalardaki yargısız infaz anlayışı hâlâ hüküm sürüyor...

8 sütuna manşetten karalama, tek sütun tekzibi yayınlayarak objektif, bağımsız gazetecilik yapıldığına kim inanıyor ki!

30 yıllık meslek hayatımızda yaşamadığımız süreç kalmadı... İftira, yalanlar “Binbir Gece Masalları” na dönüştürülüyor...

Ve masal hiç bitmiyor...

***


Merhum Menderes‘i darağacına götüren anlayış, bugün torunu Prof. Adnan Menderes‘i Cumhurbaşkanlığı’na taşımayı düşünüyor...

Merhum Özal‘a yapılan iftiraların hepsi unutulup gitti... Hani, milyarlarca dolar parası vardı?

Öldüğünde bankalarda çıkan parasının miktarını öğrenildiğinde, kimse kamuoyu önünde pişman olduğunu açıklamadı...

Ve kimse özür dilemedi...

Demirel, Çiller, Yılmaz iktidarları döneminde de yığınla operasyon yapılmadı mı? Eski bakanlardan Cengiz Altınkaya, Safa Giray, Koray Aydın Yüce Divan’da yargılanmadı mı?

Ne oldu?

Beraat...

Peki, kaç gazeteci vicdan azabı çekti?

Ve yanlışını düzeltti!

***


Siyaset lekeleme sanatına dönüştürülmüş...

Yargı kararını açıklamadan herkes masumdur prensibi çöpe atılmış... Seri hâlinde yapılan her operasyona daima şüphe ile bakmış ve gizli bir amacının olduğuna inanmışımdır...

Ergenekon, Balyoz, Şike operasyonlarına da ve 17 Aralık operasyonlarına da daima şüphe ile bakmış biriyim...

Ve altında büyük bir hesaplaşmanın olduğuna inanmış biriyim...

Ne acıdır ki, emniyet, yargı ve basın arasında kurulan üçgen yıkılmadığı müddetçe, üçü arasındaki gizli ittifak bitirilmedikçe, bu konuları daha çok konuşuruz...

***


Basın, insan öğüten yel değirmenlerine dönüşmüş... Siyasetin de bundan geri kalır yanı yok...

Artık, derin ve bağımsız düşünmek gerekli...

Muhasebesiz yapılan savaşlar bu ülkenin gelecek nesillerine büyük bir kavgayı miras bırakıyor...

Vazgeçmeliyiz, bitirmeliyiz... Birlikte yaşamayı hayata geçirmeliyiz...

DİĞER YENİ YAZILAR