Sır kaleleri...

Haberin Devamı

Sırlar artık korunamıyor...

Ve bütün sır kaleleri yıkılıyor... Devletlerin sırları ifşa ediliyor... Ve kişilerin mahremiyet perdeleri kaldırılıyor...

Prof. Nilüfer Göle diyor ki;
- WikiLeaks skandalıyla birlikte küresel düzlemde devlet sırlarının çözülebileceğini gördük, Amerikan diplomasisinin bilmediğimiz yönlerini öğrendik. Bilgi çağında medyanın bilgi verme yükümlülüğü artıyor, hakikat ve haber, sır ve mahremiyet arasındaki duvarlar kalkıyor. Yeni bilgi çağı ve iletişim teknolojileri kişileri, haneleri ve devletleri gözaltına alabiliyor, dinliyor, kaydediyor, dosyalıyor, verileri dolaşıma sokabiliyor...

***

Prof. Göle daha sonra en anlamlı soruları soruyor:
- Sırlar muhafaza edilemeden nasıl bir devlet yönetimi olacak? Mahrem alanın kalmadığı bir toplumda nasıl kişisel özgürlüklerden söz edebiliriz?

***

Kendi topraklarında başlayan iç savaşlarda yenilgiye uğrayan Cengiz Han kaçıp Çin kralına sığınır. Bir gün Çin Seddi'nin ne işe yaradığını krala sorar... Kral;

- Zamanla anlarsın! der...

Ve Çin adına zaferler kazanan Cengiz Han, artık topraklarına dönmek ve kendi devletini kurmak istediğini krala söyler. Kral der ki;

- Yıllar önce, Çin Seddi'nin ne işe yaradığını sormuştun, yanıtını bulabildin mi?

Cengiz Han 'hayır' deyince, kral güler ve der ki;
- Bu gördüğün set bize ait olan şeylerin dışarı, bize ait olmayan şeylerin içeri girmesine engel olmak için yapılmıştır... Artık sen içeridesin ve dışarı çıkamazsın!
Cengiz Han, kralın bu sözlerine karşılık daha çok güler ve der ki;

- İçeriden çıkılmayacak ve dışarıdan girilmeyecek kale yoktur!

Olağanüstü bir planla büyük bir isyan başlatan Cengiz Han savaşarak çıkar, kendi topraklarına döner ve kendi devletini kurar...

***

Ve artık kendi teknolojilerimizi ve güvenlik duvarlarımızı inşa etme zamanıdır!

Prof. Göle önemli bir noktaya dikkat çekiyor:
- Türkiye'de ortaya çıkan yolsuzluk skandallarını bilgi verme yükümlülüğünün izdüşümünde değerlendirebiliriz. Ancak eşzamanlı olarak Müslümanlar arasında bir fitne ortaya çıkması, farklı bir garabete neden oluyor. Masumiyetini ispatlamaya girişenler ile iftiralara maruz kaldığını söyleyenler arasında bir ölüm-kalım savaşı post modern iletişim çağının metotlarıyla yapılıyor.

***

Arap Baharı diye başlattıkları ve demokrasi rüzgârları diyerek estirilmeye çalışılan senaryolar küresel efendilere ait... Kendilerine yeni, bakir ve açık pazar ülkeleri arıyorlar... Kendi içlerinde sıkışan ekonomiler artık kendilerini doyurmuyor...

Savaşlar çıkartmak için bahaneler üretiyorlar...
Ve bu yüzden sır kalelerini siber oyunlarla düşürmek istiyorlar...

Yoksa, demokrasi çok da umurlarında değil...
Suriye'de, Mısır'da, Filistin'de; Afganistan, Pakistan, Irak'ta binlerce kişi, binlerce bebek katledildi... Binlerce Suriyeli sınır boylarımızda prefabrik kentlerde yaşıyor... Diktatör Esad hâlâ iktidarda!
Bizi düşündürenlere inat, biraz kendimiz olup düşünmeliyiz!

DİĞER YENİ YAZILAR