Düşüncesiz düşünceler

Haberin Devamı

Ve Kırım, referandum sonucu Rusya’ya bağlandı. Kremlin Sarayı’nda parlamenterlere konuşan Putin, Batı’yı, Moskova’yı aldatmak ve Ukrayna konusunda ‘çizgiyi aşmakla’ suçladı. Putin daha sonra “Kırım’ın Rusya’ya bağlanmasını ve yeni bir federal bölge oluşturulmasını” öngören anlaşmayı dünyaya inat imzaladı.

Rusya’nın Kırım’dan asla vazgeçmeyeceğini geçen yazılarımızda anlatmaya çalıştıkça, birileri; “Hangi asırda yaşıyoruz, öyle bir şey olabilir mi?” diye soruyordu...

Veee diyoruz ki, oldu işte!

***


Sanki bizde olmuyor mu?

Tezkerenin, TBMM’den geçmediği günden beri kürenin efendileri ya da tilkileri bir bela gibi üstümüze doğru gelmiyor mu? Akıl almaz oyunlar oynamıyor mu? İstihbarat savaşları arasında kaybolup giden asıl gündem gözden kaçıyor değil, kaçırılıyor mu?

Ve kimse düşünmeye vakit bulamıyor!

Okyanus dalgaları gibi adeta... Belanın biri geliyor ve tam bitti derken daha azgın bir bela dalgası ile karşı karşıya kalıyor bu ülke...

Fırtına dinmiyor... Ve hâliyle dalgaların sona ermesini beklemek de hayalden ibaret oluyor!

***


Ve ‘Demir perde iniyor mu?’ yazımızda Soğuk Savaş yıllarının geri döneceğine dair işaretleri belirtmiştik... Milliyet Gazetesi’nin dünkü II. Soğuk Savaş manşeti de iddiamızı doğrular nitelikteydi...

Soğuk Savaş’ın bittiği günden bugüne kadar bu ülke, kürenin tilkileriyle kapışmamak için kırk türlü oyunu bozuyor ve tam kazanacak iken kale içerden yıkılmak isteniyor...

Ve dostu olmayan bir ülke olduğu gerçeğiyle bir kez daha yüzleşiyor!

***


Ve bahar gelip kapıya dayanıyor...

Bin yıldan beri devam eden kavga tuzaklarına her defasında düşülüyor... Umutlar başka baharlara erteleniyor...

***


İnsan; düşünce, düşünmeye başlıyor!

Düşünmeye başladıkça oyunu bozabilecek düşünceler ortaya çıkartıyor... Tabii çıkartabilirse... Ve çıkartabildiğinde de düştüğü yerden ayağa kalkabiliyor!

Düşenler, düşüncesizce hareket etmeye başladıklarında ise düştüğü yerden bir daha kalkamıyor!

Akıl oyunları böyle bir şey işte...

***


Bir istihbarat kuruluşunun kapısında yazıyormuş ki;

- Düşünün, çünkü düşünmek bedava!

Bizde ise konuşmak paralı olmasına rağmen herkes dilediği gibi konuşmayı ve çalakalem yazmayı tercih ediyor! Medyanın gücüne sosyal medyada dâhil olunca kamuoyu meydanı düşüncesiz düşüncelere kalıyor... Okuyanlar da üzerinde bir saniye dahi düşünme gereği duymadan inanmaya ve hatta savunmaya başlıyor...

Oysa, piyasaya sürülen her düşüncenin gizli bir gayesi olduğu unutuluyor...

***


Dedikoduyu stratejinin bir parçası sayanlar, kötülerin organize bir şekilde buluştuğu değirmene su taşıdıklarının farkına dahi varamıyor!

Ve kavga seyrediliyor!

Yığınla senaryo ve oluşturulan binlerce soru boşlukta asılı duruyor... Düşüncesizce düşünce üretenlerin etkiledikleri kalabalıklara karşı düşünerek düşünceler anlatılması gerekiyor...

Artık, küresel tilkilerinin oyunlarını anlama ve anlatma vaktidir!

Üstad Necip Fazıl’ın dediği gibi;

- Bugün ağla çocuğum, yarın ağlayamazsın! Şimdi anladığını yarın anlayamazsın!

Ve Kırım’da, Ukrayna’da, Sudan’da, Irak’ta, Suriye’de, Afganistan’da, Pakistan’da ve Türkiye’ye karşı oynanan oyunları düşünme ve anlama vakitleridir...

DİĞER YENİ YAZILAR