Çünkü her şey iyi bir şakaya gülmekle başlar!

Ve zoru dün başardılar. Fırtınalar koparan bir diziden, müstakbel 'en çok izlenen film'den sonra daha iyisini yapabilmek en zoruydu!

Haberin Devamı

‘Yaz ekranı’ diye bir şey vardır. Televizyon salonda öksüz, sessiz, biçare... Balkon masasında buz gibi karpuz dururken, Sibirya’da yaşıyormuşuz gibi sadece kış ayı düşünülerek alınan kadife koltuklarda kim oturmak ister? Salon tadilattadır; ışığı bile yanmaz bazı geceler! Hal böyle olunca ekran IQ’yu kastıran, Marimar’dan hallice zengin oğlan-fakir kız çöpleriyle dolup taşar. Kız, zengin olup oğlanın annesi yazlık Nebahat Çehre’den intikam alamadan da kaybolup gider zaten kendi çöplüğünde; öyle ‘fakir fakir’ ortada kalır yavrucak 13 bölümün bile parasını alamadan…
Başka bir şey yaptı o yaz Star TV; 2012 yazında… Üç tane adam girdi hayatımıza; ikisini gözümüz bir yerlerden ısırıyordu da, birini çıkaramıyorduk. Balkondan önce evin çocukları eksildi. ‘Abi çok iyi yaa!’lar yükseldikçe salondan, evin annesinin dikkatini çekti televizyon… Sonra baba ‘Nerede kaldı karpuz? Herkes nerede?’ diye hışımla salona daldı.

YANLIŞ ANLAŞILMALARDAN EBEMİZ AĞLAMIŞTI

Tam da böyle böyle büyüdü İşler Güçler, Selçuk Aydemir, Ahmet Kural, Murat Cemcir ve Sadi Celil Cengiz… İstiklal Caddesi’ndeki bir müzisyenin etrafını saranların 1’den 1 milyon oluşu gibi… ‘Amaan bırakın işte; şebeklik bildiğin! Ne diyor yani bunlar?’ evresi ilk kez bu kadar kısa sürdü belki de! Çünkü ne dediklerini biliyorduk, sabah akşam bunları konuşuyorduk. ‘Yanlışlıklar komedyası’ndan ebemiz ağlamıştı. Komedinin bir takım salak karakterlerin bir takım salaklıkları yanlış anlamasından daha fazlası olduğunu biliyorduk. Biz Şener Şen severdik, Cem Yılmaz’a çok gülerdik.
Elalemin Amerikan’ının Friends’i, ‘Annenizle nasıl tanışamadım?’ı evcil hayvan ömrüne yaklaştırmasına inat, ‘tadında bıraktılar’…1,5 senede topladılar hikâyeyi, “Yakında görüşürüz” dediler. Hem de ne görüşme! 6 milyon 300 bin kişiyle birden! “Bu adamları gençler izliyor yahu, orta yaş anlamaz bu şakaları!” cinsinden klişeleri yarıp geçtiler. Türkiye, sinema salonlarına koştu ‘Düğün Dernek’i izlemek için…

HAYAL HERKESİN İŞİ, MACERA HERKESİN ŞAHDAMARI

En zorunu da dün başardılar! Fırtınalar koparmış bir televizyon dizisi ve ‘müstakbel’ tüm zamanların en çok izlenen yerli filminden sonra daha iyisini yapmak, başarmak… Murat Cemcir bildiğimiz gibiydi, hemen hemen Ahmet Kural da! Ve hiç batmıyordu bu durum; “Bunlar da hep aynı rolü oynuyorlar kardeşim!”ciler pıstı kaldı koltuklarında, “Oynasınlar! Ne zararı var? Böyle süper valla!”ya hızlı geçişler yaptık hep birlikte. Hayal satıyorlardı yine… Bu defa ‘ünlü birer oyuncu’ değil, devrim yapan birer mucit olmak istiyorlardı. Su tesisatçısının (Ali-Metin), yırtmaya çalışan tanınmamış oyuncudan (Murat-Ahmet) hiçbir farkı yok işte. Hayal kurmak herkesin işiydi, macera herkesin şahdamarıydı. İşler Güçler’deki ‘yarı zengin’ hallerinden ‘zengin’e geçmek kolaydı ama; aile komedisiyle, komedinin varoluşuna yürüdüler! “İyiyiz böyle, büyümedi bir taraflarımız!” diyorlardı sanki…

SİZİ SEVMEK İÇİN ONLARCA NEDENİMİZ VAR

Tertemizdi ‘Kardeş Payı’nın ilk bölümü… Herkes dizinin 85. Bölümünü oynuyor gibiydi; o kadar yerli yerindeydi her şey! Yine 2 saniye sonraki espriyi kaçırmamak için sesli gülemedik bazı şakalara. Selçuk Aydemir, yan karakterlerini güneş gören köşelere koymayı bir kez daha başarmıştı. Senaristlerimizin ‘mıymıntı’ göstermek için elinden geleni yaptığı kadın prototipine inat, yine çapkın, lafı sözü bir, lanlı lunlu konuşan bir kız yaratmıştı. Anne, baba, kahvehane halkı zaten kafadan kopma garantiliydi. Yani, her şey ‘Hah! Şimdi tam oldunuz işte…’ dedirtiyordu.

Malum, dersimiz komedi… The Big Bang Theory’den Sheldon’la kapanışı yapalım. Soruyorlar Sheldon’a: “Hayatta en şikayet ettiğin şey nedir?” Diyor ki, “Trenleri ne kadar sevdiğimi anlatamıyorum! Yetmiyor hiçbir cümle…” İşte ben de şuanda sizin ne kadar önemli olduğunuzu anlatamıyorum çok sevgili, pek muhterem ‘Kardeş Payı’ ekibi. Tek şarkılık popçu olmadığınız için, "Artık solo kariyerime devam etmek istiyorum!" diyerek birbirinizden çekip gitmediğiniz için binlerce teşekkür! Senaryo ekibi başta olmak üzere, bu ekipteki herkes, komedinin makus talihini değiştiriyor. Beni güldürüyorsunuz, mutlu ediyorsunuz; sizi sevmek için çok nedenim var ama en önemlisi şu galiba: Bir toplumda her şey, ‘iyi şaka’ya gülmekle başlar! Siz buna sebep oluyorsunuz…

DİĞER YENİ YAZILAR