Gazete Vatan Logo

Medyada kapıştılar meydanda barıştılar

AKP’de “troyka” olarak adlandırılan Erdoğan, Arınç ve Gül, Kayseri mitingine birlikte katılarak “birlik” görüntüsü verdi

Kayseri Cumhuriyet Meydanı dün AKP troykasının gövde gösterisine tanık oldu. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, memleketine Başbakan Erdoğan’ın dışında Meclis Başkanı Bülent Arınç’ı da getirdi. Bilindiği gibi üçlü arasında cumhurbaşkanlığı konusunda varolan görüş ayrılıkları giderek derinleşiyor ve taraflar medya üzerinden birbirlerleriyle tartışıyorlardı. Erdoğan’ın Gül’ün adaylığını arzulamadığı ileri sürülürken, Gül “meydanlar adaylığımı onayladı” diyerek adaylığının sürdüğünü vurguluyor, Arınç da Gül’ün bu ısrarını eleştiriyordu. Dolayısıyla uzun süreden sonra üçlünün ilk kez bir araya gelmesi, buzların erimesi olarak yorumlandı. Kayseri bu buluşmaya sadece Gül’ün memleketi olduğu için ev sahipliği yapmadı. Son yerel seçimlerde AKP’nin rekor kırdığı Kayseri, sadece Türkiye’de değil dünya çapında “AKP’nin örnek kenti” olarak görülüyor. Önce Almanya’da bir düşünce kuruluşu Kayseri’nin muhafazakar ama aynı zamanda her türlü yeniliğe açık, girişimci insanlarını Hıristiyanlıktaki Kalvinistlere benzetti. Ardından Hollanda Kraliçesi Beatrix kenti ziyaret etti. Nihayet Batı medyası Türk siyasi hayatının ve AKP’nin nabzını tutmak için buraya akın etti.

İçerdeki ve dışardaki aşırı ilgi AKP Kayseri örgütünün özgüvenini artırınca Kayseri mitingine de fazla anlam yüklenir oldu. 250-350 bin arası kişinin katılacağı ve Türkiye’nin en büyük alanlarından olan Cumhuriyet Meydanı’nın, cumhuriyet mitinglerine alternatif denebilecek bir buluşmaya ev sahipliği yapacağı dillendirilir oldu. Peki AKP’lilerin bu beklentileri gerçekleşti diyebilir miyiz? Kısmen evet, büyük ölçüde hayır. Görüştüğümüz AKP’li milletvekilleri ve belediye başkanları 120 ila 200 bin arasında değişen rakamlar telaffuz ettiler. Onlara da söyledim, mitinglerde kaç kişi olduğunu tahmin edebilen biri değilim ama bu rakamların abartılı olduğunu düşünüyorum. Kaldı ki miting günü verdikleri sayı da önceden umduklarının altında. 2002 seçimleri hariç, 1991’den itibaren Kayseri’de RP-FP ve AKP’nin tüm seçim kampanyalarını izlemiş bir gazeteci olarak, dünkü mitingteki kalabalık ve coşkuyu daha önce görmediğimi de belirtmeliyim. Bunun en temel nedenlerinden biri kuşkusuz Gül’ün adaylığı süresince başına gelenlerdi. Nisan’dan beri Kayseri’de siyaseten başka konunun tartışılmadığı söyleniyor. Mitingte de aynısı oldu. Erdoğan’ın Baykal, Bahçeli ve Uzan’a yönelttiği eleştirilerden çok cumhurbaşkanlığı konusunda söyledikleri ilgi topladı.



Arınç: Zorlukları aşacağız

Yüzbİnİn üzerinde bir kalabalığın olduğu Kayseri meydanında görüyorum ki kabınıza sığamıyor, yerinizde duramıyorsunuz. Size anlatacaklarım var. Abdullah Gül’ün adaylığını TBMM çatısı altında gözyaşları arasında karşıladık. Meclis’in tamamının da Abdullah Gül’e destek vermesini istiyorduk ama olmadı. Yuhlamayın, yuhlarınızın anlamlı olması, 22 Temmuz’da sandıkları doldurmanıza bağlıdır. Zorlukları aşacağız. Daha çok demokrasi ile cumhurbaşkanını seçeceğiz. Kimseye kinlenmiyoruz, kötülük düşünmüyoruz.

Erdoğan: Yan gelip yatmak yok

ErdoĞan konuşmasında hem CHP lideri Baykal’a hem de MHP lideri Bahçeli’ye yüklendi: Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Baykal’a gel ol aday dedim, ama bana hakaret etti. Kimliğinin aslı oydu ve hep hakaret etti. Bahçeli Ankara dışına kaç kere çıktı? Doğuya, Güneydoğu’ya gitti mi? 3.5 yıllık iktidarları döneminde milliyetçilik diyip durdu. İmralı’dan söz ediyorlar. Sen iktidardın. Soruyorum neden idam ettirmedin. Bu ucuz mazot işi de yeni iacat oldu. Allahınızı severseniz 1 YTL’ye mazot olur mu? Yan gelip yatmak yok. Gençlik kolları, kadın kolları, il ilçe belde başkanları hep dolaşıp çalışacağız. Onların tahammül edemediği milli iradedir, milletin ta kendisidir. Onların derdi ne ben, ne de Abdullah Gül’dür. Sayılı günler kaldı.

Gül: Mahkeme karar için hâlâ bekliyor

İNANIN tüm illerdeki meydanlar böyle, dolu dolu. Vatandaşlar, sıcak demeden bütün mitinglere katılıyorlar. Tüm meydanlar hınca hınç dolu. Onlar bu meydanlanlardan işareti alıyorlar. Bu sesleri sadece Deniz Bey değil, hepsi dinliyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ne oldu diye şimdi sormaz mıyım? Kendileri olsalarda gökkubbeyi yıkarlardı şimdi, neler yaparlardı, neler. Ama biz yapmadık, vakur durduk. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra onlara dedik ki o zaman halka gidelim, millete gidelim. Bazı sağcı, kendilerine milliyetçi diyen partiler de CHP’nin ardına düştüler. Anayasa Mahkemesi karar vermek için hala bekliyor. Halka verilen bu fırsatı unutturalım diye.


Kayseri neyin kalesi?

Son yıllarda Abdullah Gül ve AKP ile özdeşleştirilen Kayseri’nin namı Türkiye’yi aştı. AKP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, bunun sırrını “biz çağdaş muhafazakarlarız” diye açıklıyor. Her ailede farklı yaşam tarzlarına sahip insanlar bulunduğunu, herkesin birbirini tolere ettiğini ve birbirlerine sıkı sıkıya bağlı olduklarını söylüyor. Özhaseki, bazı Kayserililer gibi protestanlara benzetilmekten çok da rahatsız olmuyor. “En sofumuz bile internet başındadır” diyen Başkan’ın şu saptaması da çok dikkat çekici: “Buradaki dindarlar CHP’ye, CHP de muhafazakarlara yakındır.”

Nitekim CHP’nin birinci sıra adayı Dr. Şevki Kulkuloğlu, oldukça saygılı bir dille söz ettiği Abdullah Gül’ü şöyle eleştiriyor: “İnanan insan kendini kadere teslim eder. Mesela ben seçilemezsem kaderime razıyım. Ancak Abdullah Bey, Cumhurbaşkanı seçilememesini meydanlara taşıyarak yanlış yapıyor.”

Dr. Kulkuloğlu “Eğer AKP uzlaşmaya yanaşsa ve Gül’ü de ilk baştan aday gösterse hiç sorun çıkmayabilir, Gül seçilebilirdi” diyor ve Kayserilerinin ilk baştaki tepkilerinin giderek soğuduğunu söylüyor.

MHP’liler çok sert

Ancak kentte görüştüğümüz MHP’liler bambaşka bir üslupla söz ediyorlar Gül’den. MHP eski Kayseri Milletvekili Dr. Seyfi Şahin, “başarısız bir dışişleri bakanı” olarak tanımladığı Gül’ün, kentte baskın olan milliyetçi duyarlığa aykırı adımlar attığını ileri sürüyor.

Kentin ünlü ülkücülerinden Alim Gerçel ise, Ergun Poyraz’ın “Musa’nın Gülü” kitabından alıntılar yapıyor ve “Türk milleti mazlumun yanındadır, beceriksizin, acizin değil” diyerek cumhurbaşkanlığı sürecinin AKP’nin oylarını artırmayacağını ileri sürüyor. Gerçel’e “Kayseri bir zamanlar MHP’nindi, şimdi AKP’nin kalesi mi oldu?” diye soruyoruz, “Hayır, burası menfaatlerin kalesidir” diye cevaplıyor. RP’den Büyükşehir Belediye Başkanı iken görevden alınan siyaset bilimci Doç. Şikri Karatepe de “Kayseri ne RP, ne de AKP’nin kalesi olmadı” diyor. Ona göre Kayseri Konya, Kahramanmaraş gibi ideolojik bir şehir değil, Kayserililer pragmatik hareket eden insanlar. Karatepe, “Bugün çıkarlarının AKP’de olduğunu görüyorlar, onu destekliyorlar. Yarın rüzgar CHP’ye dönsün, ona yönelirler” diye konuşuyor.

Haberin Devamı