Gazete Vatan Logo

Manşetlik soru!

Milli Savunma Bakanlığı o depoları neden boşaltmıyor?

Milli Savunma Bakanlığı İç Tedarik Komutanlığı’nın tarihi tescilli 4 binayı halen depo olarak kullanması tartışma yaratıyor. “Alışkanlıklardan ya da kolaylıklardan vazgeçmek galiba çok hızlı olmuyor” diyen Bakan Günay boşaltılacağı konusunda sözler verildiğini söylüyor

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti projesinin en önemli ayaklarından biri olan ve Topkapı Sarayı ile çevresinin iyileştirme çalışmalarını da içeren Sur-i Sultani projesi kapsamında, Zührevi Hastalıklar Hastanesi, Matbaacılık Meslek Lisesi, Telekom Binası boşaltılırken Milli Savunma Bakanlığı İç Tedarik Komutanlığı’nın kullandığı tarihi tescilli 4 binanın halen depo olarak kullanması tartışma yaratıyor.

Geçtiğimiz yıl 28 ve 29 Kasım tarihlerinde Milliyet gazetesi, konuyu manşetine taşıyarak, söz konusu binaların neden Kültür Bakanlığı’na devredilmediğini sorgulamıştı. Hem bu yapıların akıbetini hem de son günlerin en çok konuşulan konuları, AKM ve 2010 çalışmalarını Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile konuştuk.

* Milli Savunma Bakanlığı İç Tedarik Komutanlığı’nın kullandığı binaların boşaltılması isteğiniz üzerinden 1 yıl geçti. Bu süre zarfında bakanlık olarak ne gibi çalışmalar yaptınız?

Birkaç ay önce o binaları gezdim, boş ve bakımsızdı. Konuyu, Maliye, Milli Savunma ve Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak aramızda değerlendirdik. O yapıların prensipte bizim bakanlığa verilmesi konusunda bir görüş birliği var. Fakat zamanlaması konusunda Milli Savunma Bakanlığı’nın bir inisiyatif kullanması gerekiyor.

* O binaların battaniye, bot gibi malzemelerin deposu olarak kullanıldığı belirtilmişti.

Ben gezdiğimde tamamen boştu. Bazı mevsimlerde doluyor bazılarında boşalıyor diye açıkladılar. O tescilli 4 yapı çok bakımsız. Topkapı Sarayı’nın ihtiyaçları için çok iyi biçimde değerlendirmemiz gereken bu yapıları böyle bakımsız bırakmaya içim elvermiyor. O binaların bir an önce bize intikalini bekliyorum. Bu konuyu da önümüzdeki günlerde Bakanlar Kurulu’na ve sayın Başbakan’a tekrar götüreceğim.
Binaların boşaltılması konusunda daha hızlı hareket edilememesinin nedeni Milli Savunma Bakanlığı’nın orayı boşaltmak istememesinden kaynaklanıyor olabilir mi?
Alışkanlıklardan ya da kolaylıklardan vazgeçmek galiba çok hızlı olmuyor. Aslında o yapılar İç Tedarik Komutanlığı tarafından şu anda çok yoğun biçimde kullanılmıyor ama bir yerleşik düzen var, onu kimse bozmak istemiyor. 4 yapıyı aldığımız zaman Topkapı’daki porselenlerimizi, kaftanlarımızı, kumaşlarımızı, silahlarımızı sergileyeceğimiz inanılmaz mekânlar ortaya çıkacak. Bu arada bazı spekülasyonlar duydum; o yapıların turizm amacıyla kullanılacağına ilişkin. Katiyen doğru değil. Bunu yazılı olarak Milli Savunma Bakanlığı’na da bildirdim. Tamamen Topkapı Sarayı’nın ihtiyaçları için kullanılacaklar. Çevresindeki tarihi dokuyla uyumsuz barakaları da yıkacağız, arazi temizliği ve kazı çalışması başlatacağız.

* Milli Savunma Bakanlığı’nın başka bir depo bulması söz konusu olamaz mı?

Yiyecek, giyecek deposu bulması çok kolay bir şey. Niyet etmekle ilgili.

* Neden boşaltılmıyor peki?

Basın olarak onu siz sorun bence. Manşet atın ve deyin ki ey Milli Savunma Bakanlığı bu tarihi tescilli binaları battaniye, bot deposu olarak, üstelik de doğru düzgün kullanmıyorsunuz da niye hâlâ boşaltmıyorsunuz? Üstelik Topkapı Sarayı’nın depoları tıkış tıkış. Topkapı depo değil ki, oranın mimari olarak sergilenmesi lazım. Topkapı Sarayı’nın bütün odalarını, mekânlarını açmalıyım.
Binaların boşaltılmaması durumunda bir planınız var mı?
Öyle bir şey olamaz. Dünyanın her yerinde tarihsel mekânların nasıl korunduğunu biliyoruz. Bunu Milli Savunma Bakanlığı’na ben anlatacak değilim. Bizimle aynı duyarlılığı onlar da paylaşıyor. Ama yer bulma, bir yerleşiklikten vazgeçme, belki biraz ağırdan alma düşüncesi var.

* Çok eminsiniz boşaltılacağından.

Bana bu konuda sözler verildi.
Matbaa Lisesi, Telekom Binası, Zührevi Hastalıklar Hastanesi nasıl bir işleve bürünecek?
Konservasyon ve röleve müdürlüklerimizi Matbaa Lisesi’ne alacağız. O binayı da hüsnü hat müzesi ve kitap sanatı müzesi yapacağız. Alay Köşkü edebiyat kütüphanesi, bir tür yazarlar evi olacak. Alay Köşkü bakanlığa verilmiş bir yapıydı, hani diyorlar ya bunlar saraylara yerleşiyorlar diye. Ben hiçbir zaman orayı sevmedim, bir iki kez kullandım sadece. Telekom’dan aldığımız telgrafhaneyi müzik müzesi yapıyoruz.

Zührevi Hastalıklar Hastanesi’ni kültür turizm amaçlı kullanmayı düşünüyoruz. Topkapı’nın depolarındaki eserleri ise İç Tedarik Komutanlığı’nın kullandığı binalarda sergileyeceğiz; o dört bina aynı zamanda etkinlik mekânı olacak.



Milliyet, 28 ve 29 Kasım 2009’da konuyu manşetine taşıyarak, söz konusu binaların neden Kültür Bakanlığı’na devredilmediğini sorgulamıştı.

2010 AJANSI YASASI BÜROKRASİ YARATTI

* 2010’un sonlarına yaklaşmaya başladık. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz 2010 çalışmalarını?

2010 Avrupa Kültür Başkenti projesine büyük destek verdik. 2010 Ajansı’nın yasası hem bizim bakanlığımızın hem de meclisin ilk kanunu oldu. 2-3 yıl sonra bakınca acaba bir yasa çıkarmakla doğru mu yaptık diye kendimi yargılıyorum.

* Neden?

Yasayla kurulmuş bir ajans, kurum yerine acaba daha sivil ve gönüllü işbirliği yapmak doğru olmaz mıydı, kültür projesinde diye düşünüyorum. Yasa biraz bürokrasi yarattı gibi hissediyorum. Ve işi yavaşlattı mı diye düşünüyorum. Ama bunun dışında Ajans büyük bir gayretle çalıştı. Ajans’ın amaçlarından biri de sivil toplumdan sponsorluk destekleri bulmaktı.

O gerçekleşmedi. Tamamen devletin verdiği kaynaklar. Madem o kaynaklar kullanılacaktı, kanunla benim karşıma ajans kurumlaşması çıkarmak gerekir miydi? Ben kendi kaynağımı kullanırken 40 tane ajans bürokrasisiyle uğraşıyorum. İstanbul ile ne kadar çok yapacak şeyimiz olduğunu öğretti Avrupa Kültür Başkenti projesi.

AKM KAYNAĞINI AJANS BİZE TRANSFER ETMEDİ

* AKM ile ilgili bir şey yapma şansımız kalmadı demiştiniz daha önceki açıklamanızda. En azından teknik iyileştirme için bir proje gerçekleştirmek istediğinizi söylemiştiniz. Orada son durum nedir?

Yapılamadı ve maalesef yapılacak gibi gözükmüyor. Güçlendirme sorunları çıktığından dolayı beş, on trilyona bitecek bir iyileştirme projesi imkânsız hale geldi. Basit bir teknik düzenleme bile 50 trilyona çıkacak hale geldi. Bizim bu kadar bütçe bulmamız mümkün değil. AKM’yi böyle bir itiraz olacağını bilsem boşaltmazdım ve eski yapısıyla sürmesine içim acıyarak imkân verirdim. AKM’nin 2010 Ajansı’nın bir numaralı derdi olması gerekirken benim bir numaralı derdim haline geldi, bunu da şaşkınlıkla karşılıyorum. Ajans bunu bir numaralı derdi olmaktan çıkardı.

* 2010 Ajansı’nın AKM için geçerli olan bütçesini kullanamaz mıydınız?

AKM projesi iptal edilince Ajans o kaynağı başka yerlere kullandı. Ajans o kaynağı bize seferber etmedi.(Milliyet)

Haberin Devamı