Madonna'nın asistanı oldu

Terim gün içinde de neler yaşadığı şu sözlerle anlattı:

"Guiness Rekorlar kitabında dünyanın en çok satan kadın şarkıcılar listesinde 300 milyondan fazla albüm satarak birinci sırada oturan Madonna’ nın, gerçek olduğuna inanmam için yakından görmem gerekiyordu. Veeee, inanabiliyor musunuz… ekibinin tam ortasındayım ve kendisi tamamen gerçek! Yanımda, beni çimdikleyip, kendime getirebilecek hiç kimse yoktu. Girdiğim, farkında olduğum ama bir türlü inanamadığım bir dünya varmış da, oraya gitmişim gibi. Çıktığı dünya turnesinde, 7 Haziran Perşembe günü, İstanbul için konser durağı idi. Madonna’nın gardırop asistanlığını yapabilme şerefine eriştiğim noktada kendimi tamamen kaybetmişim.

Sonrasında neredeydim, ben kimdim? Ne yapıyor ve nasıl yapıyordum hiç hatırlayamıyorum… Tek bildiğim; bir rüya gördüğüm ve bunu hemen size anlatmak istediğim... 07.06.12’ de, sabah 08:00’da başladı bu rüya. Türktelekom Arena Stadına adımımı attığım anda, üstüme geçiriverdiğim ciddiyet gömleği beni tamamen ele geçirdi ve gece 02:00’a kadar kostümlerin arasında muhteşem bir yolculuk yaşadım. Her şeyin düşünülmüşlüğünün en ince noktalarında adım adım yol alırken kendime kattıklarımı ve aklımdan asla çıkartmayacaklarımı cebime koydum. Madonna dediğinizde aklınıza gelen ve araştırarak bulabileceklerinize bu post umda yer verdiğim gibi akla hayale gelmeyecek prensip bilgileri ile de doldurmak istiyorum sizi. Toplam 47 tırdan oluşan detayları anlatmak istiyorum size. Kalabalığın kendi içindeki düzeni, 47 tırın sistemli dağılımı. Büyüdükçe sanki daha çok düzene hakim bir hava var ortada. Detayların ince elenip sık dokunmasındaki şıklık, ben ve diğer ekip arkadaşlarıma örnek oldu. Ben dahil toplam 4 kişilik bir ekibin parçasıydım. Kostümlerin tanzimi, şarkılara göre dağılımı, ütülenip, buharlanmalarından tutun da zamansal koordinasyonuna kadar var gücümüzle bu heyecana ve tempoya ortak olduk. ‘’Hatasızlık nasıl sağlanır?’’ diye bir soru var ise; cevaplarının tamamını öğrenmiş bulunuyorum.

Örneğin tüm dansçıların kostümlerinin üzerinde isimleri bulunuyor. Tüm kostümler ise mutlaka yedekli. Şarkılara göre ve sahne şovlarının tarzına göre klasmanlar yaratılmış. Böylece çalışılması o kadar kolay bir hal almış ki; hata yapma yüzdesi sıfıra indirilebilmiş. Şapkalar, taytlar, konçlar, ayakkabılar; parti parti, şarkı şarkı, şov şov sunulup, işleri bittiği anda tarafımızdan düzgünce ortadan kaldırılıp yerine sıradaki kostüm getiriliyor.

Göz açıp kapayana kadar yaşanan bu değişim arasında gözüme takılan modifiyeli kostümler oldu. Dansçıların kullandığı high street ürünlerin yakasında, paçasında, sağında, solunda mutlaka özgün bir ek parça bulunuyordu. Ya bir püskül ile ya da dikilen bir yaka ile yeniden şekillenen kostümler düzenli bir şekilde havada uçuşuyordu. Miu Miu konçlar ve neon renklerde Adidas eşofman altları ve yanlarındaki boncuk ve püskül modifiyeleri en çok aklıma yer etmiş kostümlerdendi.

Şov öncesinde antreman yapan dansçıların arasında, ayakkabı bağcıklarının etrafında, hiç kimselere görünmeden adeta bir sır gibi hazırlanan Madonna sadece kostümlerin düzeni konusunda hassas değil. Aynı zamanda tüm gıda ürünlerini de beraberinde getiriyor. Brokoliden tutun da ketçaba, tatlılara, pastalara, içeceklere ve pizzalara kadar herşey Madonna’ nın 47 tırlık düzenli dünyasının bir parçası. TT Arena’ nın tüm soyunma odaları vızır vızır çalışan ekip üyeleriyle doluydu. Madonna’ nın kızı en az bizim kadar bütün gece boyunca arı gibi çalıştı diyebilirim.


Oğlu ise tüm dansları ezbere biliyor ve şovun heyecanına danslarıyla katılıyor. Detayların nasıl konuştuğunu ispatlamak için şöyle bir bilgi vermek istiyorum son olarak; çerçevede çocuklarının resimleri bile unutulmamış. Sahne şovunıun arka plan kahramanlarından ve o kahramanlarla tam bir gün boyunca birlikte çalışan ben ve diğer 3 arkadaşım şahit olduklarımızı hiçbir zaman unutamayacağız. Ayakkabı tamircisinin dahi ihmal edilmediği, 8 tane terzinin her dakika kostüm tamiri yaptığı büyülü bir dünyadan bahsediyorum. Kazandırdığı organizasyon tecrübesiyle yorucu ama her dakikasına değen bir tecrübeydi :)" (milliyet)