Bukalemun olmakla suçlanan Adnan Aybaba, aslında masum, futbol programlarını belgesel ortamlarına çevirenler suçlu, seyreden iki kere suçlu, hepsini seyreden bendeniz üç kere suçlu... Yukarıdaki üst başlık herhangi bir belgesel kanalının üç aylık yayın akışında kapsayacağı konular ama biz bir gecede hem futbol konuşup hem de bu konular üzerinde tartışabiliriz. Erman Hoca, tarikata girmek istiyor, jet-skiye heveslendiğinden... Adnan Aybaba, kafayı Fransa’ya takmış. Ömer Çavuşoğlu ve Aziz Üstel’in tek dertleri birbirlerini nasıl kızdırmak... Futbol programlarından bahsediyorum... Neyse bunları geçiyorum ve asıl konuya giriyorum. (Yarın: Türk futbolunu yorumlayanların yaşlarını, aritmetik, logaritmik ortalamalarını yazacağım. Mutlaka okuyun. Bu arada eleştiri, görüş, düşünce ve kalaylarınızı seytanofsaytta@gazetevatan.com’a gönderin, hepsini okumaya çalışıyorum.)
Stadyum
Tırnaklarını yiyen Ömer Üründül’ün yakalandığı pozisyonu saymazsak, vasatın üstüne geçmeyen bir program oldu. Akıllarda kalan diğer manzara ise koç satma pazarlığını aratmayan söz süresi alış verişiydi.
Ve Gool
Göktuğ Sevinçli, Selim Soydan, Levent Tüzemen ve Mehmet (Şifo) Özdilek, son G.Saray maçını 25-30 dakika tartışıp, takımı baştan yarattılar. Sonrasında, kameralar, maç sonu Ali Sami Yen’nin önüne gitti ve mikrofon bir taraftara uzatıldı. 25-26 yaşlarında olan G.Saraylı bir genç, biraz sinirlice takımını ve Gerets’i 2-3 dakika eleştirdi. Söz sırası stüdyodaydı ve Göktuğ Sevinçli şunu dedi; “Arkadaş, ne kadar güzel G.Saray’ı anlattı, bizim burada yarım saatte konuştuğumuz her şeyi özetledi...”
Soru 1: Yarım saat konuşulan bir konu 2-3 dakikada anlatılabiliyorsa neden o kadar konuştunuz?
Soru 2: Amaç, bir taraftarın sahada göremediklerini anlatmak, ortaya çıkarmak, tartışmak değil midir? (Ki, bu sorum aslında tüm futbol eleştirmenlerine)
Soru 3: Başka sorum yok, sayın hakim... (Hollywood filmi havası vereyim yazıya...)
3. Devre
Sayın, sevgili program yapımcıları ve İlker Abi... Geçen hafta yazdım, yarın yine yazacağım. Türkiye’nin yaş ortalaması 27... Futbol programlarının yaş ortalaması 27 çarpı 2... Ne güzel Bülent Korkmaz’ı programa davet etmişsiniz, ben Bülent Korkmaz’ın kaldırdığı UEFA Kupası gördüm, dünya üçüncülüğünde onlarla ağladım, her ne kadar onun sahadaki hareketleri beni bazen çıldırtsa da futbol adına bir çok şeyi Bülent Korkmaz ve onun F. Bahçeli, Beşiktaşlı arkadaşlarıyla ile yaşadım. Bülent Korkmaz’ın karşısında Bülent Yavuz vardı. Bülent Yavuz Bey, çok iyi bir insan, futbol konusunda ermiş olabilir. Ama 60 yaşın üzerinde, yeşil sahalarda görmediğimiz insanları artık dinlemek istemiyoruz... Bu size ait bir durum değil yanlış anlamayın ama size patladım kusura bakmayın artık.
Maraton
Erman Hoca, Cübbeli Ahmet Hoca’yı kıskandığı için tarikata girmeye karar verirken, bir yandan emniyet mensuplarına rakı hediye etti. Sonrasında sauna sohbetlerinden bahsetti Şansal Büyüka ise “Aman Hocam” lar eşliğinde programı noktaladı.
%100 Futbol
Şu ana kadarki en çok yıldız alan programların başında gelen %100 Futbol, istikrarını koruyor. Vestel’e 5 dakikanın üstünde vakit ayırmaları ise büyük başarı.
Futbolmania
Vestel forması masaya yayarak, Vestel’e destek vermek olmuyor. Yine F. Bahçe, G. Saray ve Beşiktaş konuşulacaksa, o formayı çamaşır ipine asın aynı şey.
Star
Adnan Aybaba’nın ortalığı Çarşamba pazarına çevirmesi olmasa çok iyi bir program olacaktı. Ama o kadarını da görmemek gerek. Zico’yla yapılan röportaj, Haluk Ulusoy’la telefonda yapılmış bir söyleşi ve Cem Papila’nın son döneme ait çarpıcı açıklamaları. Özellikle Sinan Engin’in olaylı Beşiktaş-Samsunspor maçı devre arası Cem Papila’yı kenara çekip “Hocam, üç kırmızı kartınızda da haklıydınız. Ama bizim çocuklar bugün biraz agresif, lütfen onlara yardımcı olun” dediğini açıklaması başlı başına bir haberdir. Elinizde görüntü olmayabilir ama futbol adına çok şey konuşulabilir.
GEYİK AVCISI
‘Ben de bineceğim’
(Ankara-F.Bahçe maçında kafasında bandajla oynayan Kürşat’ı Cübbeli Ahmet Hoca’yla benzeten Erman Hoca, konu Zico’ya geldiğinde bakalım konuyu nasıl yorumluyor...)
Erman Toroğlu: Şansal sen hiç skiye bindin mi, jet skiye?
Şansal Büyüka: (Abandone vaziyette) Yok hocam...
Erman Toroğlu: Valla, ben hayatımda binmedim daha... Adam enterasandır ya, (Cübbeli Ahmet Hoca) malı götürmüş hocam, ben o sarıklı hocayı gördüm... Biz burada laiklik, maiklik, tek eşlilik bağırıp duralım, adam ohhh valla... Üç-dört tane eş, skilere biniyor... Bazen düşünmüyor değilim, hata yapıyoruz hocam, yanlış yoldayız... Bizim de cemaate girmemiz lazım. Baksana hocam, öyle değil mi, yanlış mı düşünüyorum?
Şansal Büyüka: (Groki vaziyette, ne diyeceğini bilemiyor) Aman hocam, pozisyonlara geçelim artık. Bir pozisyon var.
Erman Toroğlu: Asıl hocanın pozisyonlara bakmak lazım hocam... Ne pozisyonlar vardı orda... Ama ben de bineceğim bu yaz skiye... Skiye bineceğim ben de hocam...
GECENİN İNCİLERİ
Ziya Şengül: Sen bukalemun gibi olmak zorunda mısın Adnan?
Adnan Aybaba: O nasıl söz Ziya Abi?
Ziya Şengül: Ama beş gün önce başka bir şey diyordun, bambaşkaydın... İşte böyle çata pata konuşuyorsun. Hep gündem de kalmak için.
Adnan Aybaba: Dinliyorum, dinliyorum...
Ziya Şengül: Yav, dur bir dakika lafa girme...
Adnan Aybaba: Bekliyorum.
Ziya Şengül: “Hakan şöyle, böyle, süper oynadı” diye bir hafta önce yere göğe koyamadın. Şimdi “Yok efendim, Hakan gitsin” diyorsun. Dalga mı geçiyorsun sen?
Adnan Aybaba: Beni anlamıyorsun Ziya Abi...
Erman Toroğlu: Zico’yu gönderdin. Ne yapacaksın?
Şansal Büyüka: Ben ne bileyim? Getiren düşünsün...
Adnan Aybaba: Tamam, Zico’yu gönderdik. Aldık bileti, koyduk uçağa, Rio de Jenerio’ya gönderdik adamı. Yerine kim gelecek?
Erman Toroğlu: Bak hocam bak. (Ekranda bir yeni rakı şişesi çimlerin üzerinde duruyor) Yeni Rakı, palamut gibi duruyor saha kenarında... Kaçlık o rakı, küçük mü, büyük mü?
Şansal Büyüka: 35’lik galiba hocam...
Erman Toroğlu: Ben bu 35’lik rakıyı, stattaki bozuk para, çakmak arayanlar var ya, emniyetten görevli vatandaşa mübarek Ramazan ayında hediye ediyorum. Ramazan’dan sonra içsin...
Şansal Büyüka: İçi boş hocam...
Adnan Aybaba: Pardon, biz burada Antarktika gibi olduk. (Sabri Ugan ve Serhat Ulueren, Cem Papila ile söyleşi yaparken canı sıkılan Adnan Aybaba araya giriyor) Buz kestik. Ziya Abi, Gökmen Abi buz kesmedik mi?
Gökmen Özdenak: Yoo, gayet iyi...
Erman Toroğlu: Gel abi, gel, gel... Bizde mi var sorun, makinede mi? Durrrr... Vur şimdi, vur!!! Tamam, dur. Tekrar gel. Gel, gel. Ha şimdi vur... (Bir pozisyon yavaşlatarak anlatılmaya çalışıyor ama şimdi bu açıklamayı yapmasam, okuyan bunu nasıl anlayacak?)
GECENİN KONUSU : ZICO
Zico eğer “Allahım neydi günahım” şarkısını biliyorsa, okumanın vaktidir. Kendisi ve diğer iki meslektaşı (Gerets ve Tigana) için bahis niteliğinde (Telegol’de ilk hangi hoca gider anketinde Zico %78 ile şampiyon oldu) halk oylaması bile yapılıyorken, Adnan Aybaba’nın dediği gibi Rio yolları görünüyor demektir. Hele ki “kafakoparanus” dinazor neslinin tükenmediği Türk spor medyasında.
EN İYİ 3 YORUM
Rıdvan Dilmen:
Vestel Manisa tek mağlubiyet alınca, ki mağlup da olacaklardır, bazıları ’Buraya kadarmış’diyeceklerdir, bu yalandır. ’Vestel’i bu ülkede şampiyon yapmazlar’diye bir atasözü çıkaracaklar. Bu da yalan bir atasözüdür. Vestel’in kadrosu, bakıldığında, 3 büyükler kadar iyi değil ama sezon sonu ilk beş içinde yer alacakları büyük ihtimaldir.
Sinan Engin:
Zico, bana göre tam bir memur antrenör...
Rıdvan Dilmen:
Lugano üç gol atmış kafayla... Üçten fazla gol yemiş kafayla. Nasıl olacak bu iş?
EN KÖTÜ 3 YORUM
Erman Toroğlu:
Arda daha yavru, daha civciv. Palazlanacak. Üstüne bu kadar yüklenmek olmaz. (18 yaşında takımına Dünya Kupası kazandıranlar, 20 yaşında takımını Şampiyonlar Ligi’nde yarı final oynatmış futbolcuların olduğunu düşünürseniz, ne civcivler varmış dersiniz)
Ömer Çavuşoğlu:
Kerim laubaliliğin Allah’ını oynadı.
Gökmen Özdenak:
Bunlar yabancı futbolcu değil, yabancı tortusu...
