Suriyeli gerçeğiyle yüzleşmek

Suriyelilerin varlığı ve akıbeti ülkenin en ağır ve önemli gündem sorunlarından birisi. Hem günlük yaşantımıza etki ediyor hem de siyaset kurumu bu problemi çözme noktasında bir çok iç ve dış etkenle karşı karşıya kalıyor. Araştırmalara göre böyle bir göç dalgası sonrasında toplamın ancak %40’na yakını geri dönüş yapıyor. Gerisi ülkenin ekonomik ve sosyal yapısına entegre oluyor ya da olmaya çalışıyor.

Göç İdaresinin resmi rakamlarına göre şuan 3 milyon 568 bin Suriyeli ülkemizde bulunuyor. Zaman içerisinde bunların sadece 178 bini geçici barınma merkezlerinde kalıyor. Geri kalanı şehirlerde, hayatın içerisindeler. Günde ortalama 306 Suriyeli bebek dünyaya geliyor. Yaklaşık 600 bin çocuk devlet okullarında 17 bin genç ise üniversitelerde öğrenim görüyor. Türkiye’nin bugüne kadar harcadığı para 30 milyar doları aşmış durumda. Dolayısıyla bu problemin üzerine gitme zamanı geldi de geçiyor.

Suriyeliler Türkiye’ye geldikleri ilk dönemde burada geçici olarak kalacakları ve bir süre sonra geri dönecekleri algı ve kanaati yüksekti. Nitekim onlara verilen yasal statüde “geçici koruma” kapsamındakiler şeklinde değiştirilmişti. Gerek devlet sistemi gerekse vatandaşlar bu bilinç ve beklentiyle onlara ve yaşam alanlarına karşı belirli bir tahammül düzeyi ortaya koymuştu. Ancak savaş ve belirsizlik uzadıkça sosyal hayatta olaylar, problemler baş göstermeye başladı. Olayların kimi zaman grupsal ve kitlesel hal alabilme ihtimali korkuları giderek artırdı. Bir de vatandaşlık verilmesi önerisi kamuoyunda seslendirilmeye başlanınca toplumda bu yönde bir teyakkuz ve karşı koyma psikolojisi yükseldi.

Haberin Devamı

M.Gülyaşar yüz yüze görüşme yöntemiyle yazdığı “Suriyeliler ve Vatandaşlık” konulu makalesinde Suriyeli Ahmet’in görüşlerini şu şekilde aktarıyor: “Vatandaşlık verilmesini çok istiyoruz çünkü ben ve ailem artık Türkiye’de yasayacağız. Suriyeliler, fabrikalara girip çalışır, emekli olur, sigorta yatar artık bizlere devlet size bakıyor boş boş oturmayın demezler biz de bu ülkenin vatandaşı oluruz, bu ülkedeki insanlar ne yapıyorsa bizde hepsini rahat rahat yaparız.” Benzer çalışmalarda da Suriyelilerin verdiği cevaplar çoğunlukla iş konusunda yoğunlaşıyor. Türk toplumu ise bu vatandaşlık meselesine yüksek oranda karşı çıkıyor. Prof. Dr. Murat Erdoğan’ın bir saha araştırmasında “Sığınmacılar Türkiye vatandaşlığına alınmalıdır” cümlesine verilen destek sadece %7,7 oranında kalmış. % 84,5 oranında net bir ret söz konusu.

Haberin Devamı

Şimdi artık önümüzde birbiriyle ilişkili ve eş zamanlı götürmemiz gereken iki yol var. Geri dönüşlerin belirli bir plan/program ile yasal zemine kavuşturulması ve kalanlarla etkin bir uyum sürecinin inşa edilmesidir.

Birincisi Suriyelilerin mevcut pozisyonları ve beklentileri ikincisi ise Türkiye’deki vatandaşların istek, tepki ve gelecek kaygıları dikkatle irdelenmelidir. Özellikle bilimlik alandaki çalışmaları esas alarak bu kabusla yüzleşmekten başka bir çare bulunmamaktadır.

DİĞER YENİ YAZILAR