Münbiç üzerinden Türkiye karşıtı hamleler

Brüksel’deki NATO Zirvesinde gündemin ana maddesi üye ülkelerin savunma harcamalarıydı. ABD Başkanı Trump sıkı para politikası uygulamalarıyla birlikte NATO üyelerinin savunma harcamalarını artmasını istiyordu. Almanya ve Fransa başta olmak üzere Avrupa ülkeleri Trump’ın eleştirilerine maruz kalıyordu. Nitekim Avrupa’nın toplam NATO bütçesi içerisindeki payı 242 milyar dolar ile %26 düzeyinde. Geriye kalan 680 milyar dolarlık kısım Kuzey Amerika’da...

Burada en çok irdelenen husus savunma harcamasının ilgili ülkenin GSYİH içerisindeki oranı. Türkiye %1.70 ile pek çok Avrupa ülkesinden daha yüksek bir savunma harcamasına sahip. Hatta gazeteci Ian Bremmer son NATO zirvesinde Trump’ın bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tebrik ettiğini de ileri sürmüştü. Diğer yandan ABD’nin kendi savunma harcamalarında bizim terör örgütü dediğimiz YPG’ye kaynak ayırması NATO sözleşmesini açıkça ihlal etmesi demek. ABD’nin YPG konusunda bir başka NATO üyesi olan Türkiye’ye yönelik hasmane tutumu gerek ikili ilişkileri gerekse Türkiye’nin güvenliğini ciddi biçimde tehdit etmektedir.

Haberin Devamı

Esat-YPG-İran denklemi

Haziran ayında Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ve ABD’li mevkidaşı Pompeo arasındaki mutabakat ile YPG’nin Münbiç’ten çekileceği açıklanmıştı. Çekilirken de silahlarını teslim edeceklerdi. Ardından da Münbiç’in yönetimi ortak bir irade ile düzenlenecekti.

Geçtiğimiz gün Münbiç’te kurulu yerel milis gücü, varılan bu anlaşma uyarında YPG’li teröristlerin kentten çekildiğini duyurdu. Ancak Türk Dışişlerinden hemen aksi yönde açıklama geldi. “Münbiç’ten bu aşamada PYD/ YPG’nin tamamen çekildiğine dair haberler gerçeği yansıtmamaktadır” denildi. Türkiye bu hassasiyetinde çok haklı... Zira YPG terör örgütünün en etkili şemsiyesi Demokratik Suriye Güçleri (DSG) ve Türkiye ile ilişkili konular söz konusu olduğunda ABD’nin sunduğu bir gerekçe görünümünde. Bu sebeple YPG unsurlarının gerçekten çekilip çekilmediklerini sahada birebir gözlemek ve tespit etmek hayati bir önem taşımaktadır. Burada başka önemli bir nokta Münbiç’ten çekilme anlaşması gündeme geldikten sonsa YPG ile Esat rejimi arasında hızlanan ilişkiler... PYD eski eş başkanı Salih Müslim hemen Alman basınına demeç vererek “Menfaatlerimiz neredeyse onunla yürürüz. Menfaatimiz Esat’la ise onunla yürürüz” demişti. DSG sözcüsü de “Esat’la müzakereye hazır olduklarını” söylemişti. Çok geçmeden enerji üretiminin önemli merkezlerinden, Tabka ve Tirşin barajının kontrolü Rejime devredildi. YPG’de kontrol ettiği alanlarda buradan enerji alacak. Terör örgütü şuan ülke topraklarının %25’nden fazlasını kontrol ediyor. Enerji kaynakları üzerindeki hakimiyeti ise daha kapsayıcı. Haseke’de olduğu gibi diğer petrol sahalarında da Esat’la göreli bir anlaşmaya varılması imkan dahilinde. Geçtiğimiz gün bir araya gelen Trump-Putin görüşmesinde Putin’in “İsrail’in hassasiyetlerini anlıyoruz” şeklindeki açıklaması bölgedeki Türkiye karşıtı yönelimlerin hala güncelliğini koruduğunu gösteren gelişmeler. Suriyeli gazeteci Abdul Rahim Said iddiaları bir adım ileriye götürerek YPG-Esat arasındaki yakınlaşmanın özellikle Türkiye’nin Kandil operasyonlarıyla birlikte PKK-İran arasında da bir takım etkileşimlere yol açabileceğini de ifade ediyor.

Haberin Devamı

O halde Türkiye bir yandan bu denklemin lehine çözümlenmesi için Afrin ve İdlib kartını elinde tutmalı, bir yandan da YPG’nin diğer yüzü olan PKK terör örgütüne yönelik operasyonlarından geri adım atmamalıdır.

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR