Gazete Vatan Logo

Kritik davalara bakanların hepsinde ByLock vardı!

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ’nün yargı yapılanmasına yönelik ilk iddianameyi tamamladı. 25 sanıklı iddianamede, bir dönem Türkiye’nin gündemine damgasını vuran davalara bakan hakim ve savcılardan 16’sının gizli haberleşme programını kullandığı anlaşıldı.

Kritik davalara bakanların hepsinde ByLock vardı!

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı FETÖ üyesi oldukları gerekçesiyle HSYK tarafından meslekten ihraç edilen aralarında Türkiye’nin gündemine damga vuran davalara bakan Cihan Kansız, Mehmet Ekinci, Sedat Sami Haşıloğlu, Hikmet Usta, Mustafa Başer, Metin Özçelik’in de bulunduğu 25 hakim ve savcı hakkında iddianame düzenledi. Şüphelilerin “Silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 7,5 yıldan 15’er yıla kadar hapisle cezalandırılması istenirken, iddianame İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. İddianamede, şüphelilerden 12’sinin tutuklu olduğu, 13’ünün de “firari” olarak arandığı belirtildi.

Şike, Ergenekon, Odatv...

İddianamede Hrant Dink ana davasının eski duruşma savcısı Hikmet Usta, “Futbolda şike” ve “Odatv” davalarına bakan mahkemenin başkanı Mehmet Ekinci, bir dönem “Ergenekon” soruşturmasını da yürüten Başsavcı vekili Cihan Kansız, 17-25 Aralık sürecinden sonra FETÖ/PDY’ye yönelik operasyonda tutuklanan 62 şüphelinin tahliyesine karar veren hakimler Mustafa Başer ve Metin Özçelik’in de aralarında bulunduğu 16 şüphelinin “ByLock” kullanıcısı olduğu tespit edildi.

Haberin Devamı

Yargıtay stajyeri Turhan Turunç ifadesinde, stajyerlerin kaldığı Aksaray Horhor’daki evinde namaz kılıp, sohbet ettiklerini, bu evde Ali Akın ve Hüseyin Kulaç ile tanıştığını belirtti. Sonradan Ali Akın’ın İstanbul’ daki stajyer hâkim-savcıların imamı olduğunu öğrendiğini belirten Turunç bu eve Cihan Kansız ve Fikret Seçen’in de gelip gittiklerini anlattı. Turunç,’istişare toplantısı’ adı altında gittikleri yerlerden para toplanıldığını da kaydetti.

Hakimleri intihara sürüklediler

İddianamede, FETÖ’nün kendilerinden olmayan hakim ve cumhuriyet savcılarını adeta ölüme sürgün ettikleri anlatıldı. İddianamede, soğuk iklimin tetikleyici etken olduğu ‘Crohn’ hastalığına ilişkin özlük dosyasında sağlık kurulu raporu bulunan hakim Alaattin Çambel’in Erzurum’a atandığı ve başka yere atanma taleplerinin reddedilerek bile bile ölüme mahkum edildiği belirtildi. İddianamede, ‘hastalığı ilerleyen ve uğradığı zulme daha fazla dayanamayan hakimin tüm çabaları sonuçsuz kalınca 19 Ocak 2014’te intihar ederek yaşamına son verdiği anlaşılmıştır” ifadeleri kullanıldı. Örgütün Türkiye Adalet Akademisi’nin hakim-savcı adayları yönünden “fişleme merkezi”ne dönüştürüldüğü, kendilerinden olmayan adayların mesleğe kabullerini engellemek amacıyla usulsüz soruşturmalar yapıldığı anlatılan iddianamede, hakkında usulsüz soruşturma açılarak disiplin cezası verilerek mesleğe kabul edilmeyen Didem Yaylalı’nın da intihar ettiği belirtildi.

Haberin Devamı