Gazete Vatan Logo

Korkutan senaryo!

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Müdürü Prof. Dr. Mustafa Erdik, İstanbul’da deprem olasılığının yıllık yüzde 3 olduğunu, olası depremde 30 bin binanın yıkalabileceğini söyledi.

Bölgesel Deprem ve Tsunami İzleme-Değerlendirme Merkezi’nin (BDTIDM) açılışında konuşan Erdik, Kandilli Rasathanesi’nin belirlediği yıllık deprem sayısının yaklaşık 25, 26 bin civarında aktardı ve şu bilgileri verdi: “Biliyorsunuz burada büyük bir fay hattı var. Bu fayda deprem beklentisi içindeyiz. Bunun için de İstanbul’un hazır olması lazım. İstanbul’da depremin ihtimali yüksek. Yüksek ihtimal dediğim yıllık ihtimali yüzde 2 - 3 mertebesindedir. Bu ihtimalde deprem tehlikesine maruz iki diğer kent Tokyo ve San Francisco’dur. Deprem için herhangi bir zaman vermemiz söz konusu değil. Sadece ihtimallerle konuşuyoruz. Böyle bir deprem olduğu zaman İstanbul’daki binalardan yaklaşık 30 binin ağır hasar göreceğini ve yıkılacağını tahmin ediyoruz. Can kaybı da buna benzer ölçülerde olacaktır maalesef.”

Gaz çıkışını biliyoruz

Bir başka gazetecinin “Marmara Denizi’nde gaz çıkışı oluyor. Özellikle metan gazı. Bu olumlu mu, olumsuz mu bir şeydir?” sorusu üzerine Erdik şöyle devam etti: “Orada gaz çıkışı olduğunu biliyoruz. Gaz çıkışı oluyor diye deprem olacak şeklinde bir şey söylemeye lüzum yok. Depremin olacağını gaz çıksa da çıkmasa da biliyoruz zaten. İstanbul’daki deprem ihtimalini artıran veya eksilten bir şey değildir, bir gaz çıkışıdır.”

Haberin Devamı

Tarihi değerler korunuyor

Olası bir depremden sonra yerine koyulamayacak 2 unsur bulunduğunu belirten Erdik, “Bunlar can kaybı ile tarihi ve kültürel mirasımız. 5 camimize ve bir müzemize deprem kayıt izleme cihazları yerleştirilmiştir. Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprülerini, yüksek binalar ve Marmaray’ı da izliyoruz. Yüksek Hızlı Tren için de erken uyarı sistemini tamamladık. Deprem sırasında YHT yavaşlamazsa raydan çıkabilir” diye konuştu.

2014-2015 Türkiye için riskli yıllar

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Bektaş, 2014 ve 2015 yıllarının deprem açısından Türkiye için kritik yıllar olduğunu savundu. Prof. Dr. Bektaş, 7’den büyük depremlerin oluşturduğu deprem dalgalarının, küresel ölçekte ana şoktan çok uzakta herhangi büyüklükteki bir depremi gecikmeli olarak tetikleyebildiğine belirterek, şöyle devam etti: “Bu bağlamda Türkiye’de aletsel depremlerin kaydedildiği 80 yıldan bu yana, 1939 ile 2011 yılları arasında, Japonya, Hindistan, Endonezya ve Pakistan’da oluşan 8-9 büyüklüğündeki 5 büyük depremden birkaç ay veya birkaç yıl sonra 6-7’den büyük yıkıcı artçı depremlerin oluştuğunu söylemek mümkündür. Bu sav doğru ise 2012’de yaşanan 8,6 büyüklüğündeki Hindistan ve 2013 yılında yaşanan 7’den büyük Hindistan ve İran depremleri, Türkiye için bir alarm niteliğini taşımaktadır. Bu nedenle 2014 ve 2015 yılları deprem açısından Türkiye için kritik yıllardır.

Haberin Devamı

Bursa da tehlikede

Marmara Depremi’nden sonra gelişen artçı depremlerin yanı sıra tarihsel depremlerin dağılımlarının, Kuzey Anadolu Fayı’nın güney kolunda, Balıkesir-Bursa-Çanakkale hattında yıkıcı bir depremin gelişme olasılığını artırdığını söyleyen Bektaş, “Çünkü 7’den büyük deprem oluşturan İzmit Fayı, sadece doğrultusu boyunca stres transferi yapmaz. Doğrultusuna paralel güney kola derinden stres transferi yaparak kendinden yüzlerce kilometre uzaklıktaki fayları yeraltından tetikler ve deprem oluşturabilirler. Bu nedenle 1999 Marmara Depremi’nden sonra Bursa’nın deprem riski, İstanbul’dan çok daha fazladır” dedi.

Haberin Devamı