Gazete Vatan Logo

Kocaman oldu ablası!

Minicik bir bebeğin yürüyen, konuşan, düşünen bir yetişkine dönüştüğü serüvende gelin ufaklığın ilk 3 yılında neler olduğuna bakalım.

Bebeklerin ilk iki 2 yılında yaşadığı beyin gelişimi, hayatının geri kalan hiçbir döneminde bu kadar hızlı değil. Her geçen gün büyük bir hızla büyüyüp geliştiğini fark ettiğiniz bu ilk yıllarında zeka ve motor gelişimlerinin nasıl geliştiğini, neler olup bittiğini biliyor musunuz?
Tüm merak ettiklerimizi Çocuk Nörolojisi Uzmanı Prof. Dr. Serap Uydal’a sorduk. Gelin, bebek insanı keşfedelim.

Siz hamileyken…
Gelişme; anlama, ifade etme, hareket ve günlük yaşam becerileri gibi alanlarda işlev kazanma süreci. Bebek, anne karnında yaklaşık 40 haftalık bekleme süresinin ardından farklı bir dünyaya adımını atar. Genetik tüm özellikleri, sağlıklı doğması, normal zihinsel fonksiyonların devamını belirler. Gelişme süreci temel bütün özellikleriyle anne karnında başlar ve devam eder.
Hamileliğin 5. ve 6. aylarında bebeğin sese duyarlı hale geldiğini biliyoruz. En son gelişense görme duyusu. Anne karnındaki bebeğin gelişimini destekleyen temel uyaranlar, işitme ve dokunma duyuları.

Motor gelişimi
Çocuklarda motor-mental gelişimin değerlendirilmesi rutin pediatri kontrollerinde son derece önemli. Normal motor-mental gelişimi, bireysel farklılıkları, gelişimsel veya davranışsal gecikmeleri ya da bozuklukları değerlendirilmeli. Bu kontroller genellikle önce pratisyen hekimlerin veya çocuk doktorlarının incelemesiyle başlar. Gelişimsel veya davranışsal gecikmeler saptandığında, doktor tarafından tanısal bir yaklaşım başlatılır. Gerekli görüldüğünde ilgili bölümlere yönlendirilir.
Gelişimde hareketlerin evrimi genel kaba hareketlerden ince motor hareketlere, baştan ayağa ve merkezden çevreye doğru gerçekleşir. Motor hareket gelişim sürecinde önce baş tutma, sonra gövde kontrolü ve elleri kullanma, daha sonra yürüme gerçekleşir.

Algılama ve dil
Kaba motor beceriler, vücudun büyük kas gruplarının kullanımını, ince motor becerilerse küçük kasların kullanımını gösterir. Algılama; düşünme, hafıza ve öğrenme gibi yüksek mental fonksiyonların kullanımını ifade eder. Dil, anlama ve anlamlı ifade edebilmeyi, yani iletişimi sağlar. Sosyal ve duygusal fonksiyonsa olaylara duygusal tepki ve çevresel etkileşimin kendisidir. Gerçekte, bu konular birbirleriyle çok yakın ilişkili. Örneğin sosyal gelişim, yeterli dil yeteneklerine bağlı.

Gelişimsel değerlendirme
Sağlığın devamlılığı için temel bileşenlerden birisi, gelişimsel problemlerin hemen tanımlanması ve gelişimin desteklenmesi. Gelişimsel değerlendirmenin ilk basamağı, gözlem ve gerektiğinde yakın izleme. Anne, baba ve/veya çocuğun yakınlarının endişelerinin paylaşılması, gözlemler, tarama testleri, öğretmen veya bakıcısının izlenimlerinin değerlendirilmesi önemli. Eğer ciddi veya kalıcı olabileceği düşünülen bulgular varsa gelişimsel ileri değerlendirme planları yapılmalı.
Denver Gelişimsel Tarama Testi gibi standardize edilmiş tarama testleri bu değerlendirmeler sırasında kullanılır. Psikometrik testler genel bilişsel işlevlerin yanı sıra dikkat, algılama, yargılama gibi özgül işlevler hakkında da bilgi verir.
İnceleme ve gözlem koşulları testteki performansı etkiler. Bu nedenle güvenli bir değerlendirme için sakin ve huzurlu bir ortam oluşturulmalı. Test sırasında minikler aç, yorgun ve ya da korkmuş olmamalı. Ayrıca annenin gergin olması da çocuğun ve doktorun rahat olmasını engelleyen bir faktör.

Kaba motor gelişim

Erken refleks özellikleri
Emme ve arama refleksi, bebeğin beslenmesine yönelik yenidoğan refleksi. Moro refleksi yüksek bir sesten veya uyarandan sonra oluşabilir. Kucaklamadaki gibi hareketlerle belirlenir ve sıklıkla ağlama eşlik eder. Moro refleksi, 4-6 aya kadar devam eder. Parmak yakalama ve başparmak kavrama refleksini mutlaka takip edin. Daha sonra ilkel refleksler normal reaksiyonlarla yer değiştirir.
Bebeklerde yerçekimi karşıtı kas kontrolü
Baş kontrolü: Yenidoğanın en erken kontrolü, yerçekimine karşı dengeli bir duruşu devam ettirmesi. Örneğin bebeğiniz yatar durumdan oturma pozisyonuna çekildiği zaman, boyun kasları yerçekimine karşı baş kontrolünü sağlar.
Gövde kontrolü ve oturma: Yeni doğan bebek yüz üstü pozisyonunda bırakıldığında, yüzünü kolayca bir taraftan diğer tarafa çevirir. Yaşamın ilk birkaç ayında omuzlar ve üst gövdenin artan kontrolü, bebeğin kollarının yardımıyla göğsünü yataktan kaldırmaya çalışmasını sağlar. Alt omurga sinirleri seviyesine doğru ilerleyen gelişim sayesinde gövde kontrolüyle bebeğinizin oturur duruma gelişini gözleyebilirsiniz.
Baş doğrultma ve paraşüt cevabı: Baş doğrultma, gövdenin eğikliğine rağmen başı dik olarak tutabilme yeteneği. Genellikle 6 aylık olunca oluşmaya başlar. Bebek 8-9 aylık olduğunda paraşüt cevabı geliştirir. Bu cevap, gövdesi aşağı yönde, baş önde olacak şekilde aniden hareket ettirildiğinde hem kolların hem de bacakların dışarı doğru açılması şeklindedir. Bu denge cevabının kazanılması, santral sinir sisteminin duyu ve motor yanıtlarının bütünleştiğini gösterir. Bu gelişim süreciyle çocuk, kendi başına oturmaya ve ayakta durmaya başlar.
Hareketleri nasıl ilerler?
Sırt üstünden yüz üstüne yuvarlanma 4-5 aylık olunca başarılabilir. Kollar üzerinde kalkabilmesi, omuz ve üst gövde kaslarının yeterli kontrolü elde edildikten sonra olur. 7-9. ayda, istemli kas kontrolü, kalça ve bacaklara ilerler. Bu dönemde çocuğunuzk dört ayak üzerinde emekleme pozisyonu alarak el ve dizler üzerinde kalkmaya yeterli hale gelir. Sonraki gelişimsel basamaksa destekli olarak ayakta durabilmek.
9-10. ayda, birçok çocuk, ebeveynin elinden tutarak veya eşyaya tutunarak adım atmaya başlar. Ayakların kontrolünün giderek artması ve ayak tabanı kavrama refleksinin kaybolması, çocuğun bağımsız yürümesini sağlar.
Yalnız başına üç adım atmak, ortalama olarak 12 aylıktan itibaren gerçekleşir, bu süre 10-17. aylar arasında değişebilir.

İnce motor gelişim
İstemsiz yakalama
Yenidoğan, parmaklarını ve baş parmağını tipik olarak sıkıca yumruk yapma eğilimindedir. Avucuna yerleştirilen herhangi bir objeyi sıkıca refleks olarak kavrar ve bırakmaz. Normal gelişim, istemli bir kavramanın oluşmasıyla sonuçlanır.
İstemli yakalama
Bebeğiniz 3-4. ayında, yakınında bulunan cisimlere elini savurmaya başlar. El oyunu için her iki elini bir araya getirir. Yaklaşık 4-5 aylıkken, cisimleri kendilerine çekmek için ellerini kullanmaya başlar ve işaret parmağını kullanır. Bu gelişim, küçük cisimlerin tutabilmesini sağlar.
Cisimleri dizebilme zamanı
Cisimleri düşürmek ve atmak, cisimleri kabından çıkarıp tekrar koymak; tabak ve kaşık kullanmak 2 yaş civarında belirgin hale gelir. Küçük küpleri dizmesi, çocuğun ince motor planlama ve kontrolündeki gelişmelerini gösterir. Çocuklar dizilimde ustalaştıktan sonra, sizin cisimleri düzenlemenizi izleyerek taklit etmeye başlar.

Bilişsel gelişme
Sensorimotor zeka gelişimi
Yaşamın ilk 2 yılı, gelişmenin sensorimotor dönemi. Küçük çocuğunuzun bilişsel yetenekleri, duyularının kullanımı ve cisimlerlein fiziksel manipulasyonuyla kazanılır. Aynı zamanda çocuk neden-sonuç ilişkileri kavramını geliştirir. Bu kavramların gelişmesindeki ilerleme, sembolleri ve dili kullanma yeteneği ve mental aktivitenin gelişimi için ön şart.
Cisim kalıcılığının gelişiminde erken ilerlemenin göstergesi, bebeğin tanıdığı bir oyuncak veya yüzün görüş alanından kaybolduğu yere, bebeğin bakmaya devam etmesi. 4-8. aylar arasında bebek, oyuncakların konumları ve görünümleriyle ilgilenir. Ağza almak, sallamak ve çarpmak, görünür fiziksel değişimin yanında duyusal girdi sağlar.
Yaklaşık 9-12 aylıkken tamamen gizlenmiş cisimlerin yerini bebek bulabilir. Çocuk 1 yaşına yaklaşırken oyuncaklardaki ilgi alanı renk, doku gibi fiziksel özelliklerin ötesine geçer. Bu aşamada çocuklar değişik cisimlerin değişik amaçları olduğunun farkına vardıklarını göstermeye başlar. 18 aylık olunca cismi görmeseler veya görüş alanından gizlenmiş bile olsa bir cismin yerini tahmin edebilirler.

Dil gelişimi
Dil gelişiminin hızı, hem çevresel hem de biyolojik faktörlere bağlı. Dil yetenekleriyse iki kısma ayrılır; alıcı beceriler ve ifade becerileri. Doğumdan önce bile, fetus sesi algılar. Anne adayları doğmamış çocuklarının ani yüksek sesler sonrası tekme attıklarını bilir. Yenidoğanın kalp hızı ve emme refleksi yeni bir çevresel uyaranla karşılaştığında değişir. Yenidoğan özellikle insan sesine alışık olduğunda yavaşça da olsa fısıldayan anne-babasına doğru döner. Büyüdükçe seslere ilgisi devam eder. 3-4 aylık olduğunda istemli olarak sesin kaynağına doğru yönelir.

Aşamalar
2-3 aylık olunca kendiliğinden müzikal sesler oluşturabilir. Bu, anlatıcı sözel dil gelişiminde ilk adım. 6 aylıkken çocuklar isimlerine tepki verir. Yaklaşık 9 aylıkken de sözel rituelleri izleyebilen hareketleri yapabilirler. Örneğin ‘bay bay’ diyerek deyip el sallayabilir. Algılayıcı dil, çocuğun gittikçe artan karmaşıklıkta emirleri anlamasıyla gösterilebilir. Örneğin, yaklaşık 1 yaşından itibaren ‘topu at’ gibi tek aşamalı emirleri anlayacaktır. ‘Bana… göster’ dendiği zaman iki resim arasında seçim yapabilmesi yaklaşık 18-24 aylıkken beklenir. 2 yaşındaki çocuk, cisimleri kullanıma göre tanımlayabilir.
18-24. aydan sonra kelime kullanımı hızla artar, standart yapılar bebek konuşmasının yerini alır ve kelime çeşitlemeleri başlar.
3 yaşında, tamlamalar ve zamirler kullanarak daha karmaşık bir dil geliştirir. Soru sorma yeteneği gelişir. 2,5 yaşında genellikle ‘ne’ diye sorarken 3 yaşında sıklıkla ‘niçin, neden’ diye sorarlar. 5 yaşında yan cümleler ve karmaşık cümleler de olmak üzere konuşmanın tüm özellikleri kullanabilirler.

Dil gelişiminin değerlendirilmesi
2 yaşında çocuklar iki kelimeli ifade kullanabilmeli ve bunların en az yarısı anlaşılabilmeli. 3 yaşında, çocuklar 3 veya daha fazla kelimeli tamlamalar kullanmalı. Bu gelişimsel aşamaları gerçekleştirmeyi başaramayan çocuklar hem işitme kaybı, hem de algısal ve duygusal bozukluk için değerlendirmeli.

Dil gelişimindeki gecikmeler
3 yaşa kadar anlaşılır konuşma yokluğu
4 yaşından sonra başlangıç sessiz harflerinin sıklıkla atlanması
7 yaşından sonra ısrarlı seslendirme hataları
Bu gecikmelerden her hangi biri 6 ay veya daha fazla devam ederse, bir uzmana gidilmeligitmenizde yarar var.

Bebişinizin ilk gülüşü
Yenidoğanların en erken sosyal gelişimi, bakışlarla karşılıklı tatminkar bir ilişki kurmak. Yenidoğanlar yüzler üzerinde görsel sabitlemeyle bu sürece başlar. Daha sonra tepkisel gülümseme görülür. Sosyal gülüş, doğuştan gelen bir davranış, ama yaşamın 4-6. haftalarına kadar görülmez.

Bağlılık gelişmesi
Yaşamın ilk 6 ayında, yenidoğanlar sosyal davranışlarında ayırım yapmaz. Oynamaya istekli herkese gülümseyebilir ve sonra kahkaha atabilirler. Anne-babanın görüş alanında olmadığı zamanda var oldukları sezgisini geliştirirler.
6-8 aylıkken, anne-baba odayı terk ettiklerinde protesto ederler! Aşırı reaksiyonlar, yabancı kaygısı olarak bilinir.
9. aydan itibaren anne-babanın güvenli kollarında sakin ve oyuncu olarak duran çocuk, bu güvenden sakin bir şekilde uzaklaştırılsa bile ağlar veya huzursuzlaşır.
Anne-babaya güvenli bir bağlanma geliştiren bebekler, onlarla yeniden bir araya geldiklerinde tanıma ve memnuniyet belirtileri gösterirler.
Emekleme döneminde çevreyi keşfetmeleri sınırlıdır. Kaba motor gelişiminde ilerleme gösterirken, çocuk tek başına uzağa yürüyerek ve anne-babadan daha uzakları keşfederken ayrılmayı başlatır. Tipik olarak, çocuk sözel cesaretlendirme, göz kontağı veya kucaklama için geri döner ve sonra daha öteye ileriye gider.
Kendi farkındalığı
Benlik farkındalığı ve bağımsızlık aşamalı alarak yaşam boyunca gelişir. Bebeklerin kendi ayna görüntülerine ilgi göstermeleri, 6-9 aylıkken oluşan kişilikle ilgili ilk göstergeler. 7-8 aylıkken kaşık ve tabakları tutmayı, beslenmedeki pasif roller yerine tercih ederler. Bu dönemlerde yapmayı tercih etmedikleri bir şey yapmaya direnç gösterebilirler. Örneğin, oturdukları zaman kalkmaya karşı yaygara yapabilirler.
1 yaşın üzerinde, yeni yürüyenler hızla benlik duygusunu geliştirirler. Çevrelerini kolaylıkla keşfederler ve giderek bağımsız aktivite göstermeye başlarlar. Ne istediklerini hakkında açık fikirleri vardır.
1-2 yaşlarındaysa kendi başarılarından hoşlanırlar ve kendi başarıları için ellerini çırparlar. Benlik duygusunun yükselmesi ve bağımsızlık dürtüsü, yeni yürüyen çocuğu, bir meydan okumaya yöneltir. Çocukların yemek, uyku veya yıkanmayı reddetmelerini gören anne-babaların bunları artan bağımsızlığa doğru pozitif adımlar olarak görmeleri gerek.
2-3 yaşlarına yaklaşırken, sözel yeteneklerde artmış bağımsızlık, vücut duyularında artmış farkındalık, giyinme becerileri, çocuğun yetişkinleri taklit etme isteği ve anne-baba onayını almalarıyla bir araya gelir. Bu başarıların birlikteliği 3 yaşını tamamlarken ki son aşama olan tuvalet eğitiminin başlamasını sağlar.

Haberin Devamı