Kocaeli’nde ‘iflas’ organizasyonu mu var?
İflas ertelemelerin suistimal edildiğini söyleyen ASO Başkanı Özdebir, “Bu işte Kocaeli’nde yoğunlaşma var. Şirketler Kocaeli’den kararı kolay alabildiği için merkezlerini orada bir ofise taşıyor. Demek ki orada ‘Biz sana iflas erteleme kararı alırız abi’ mekanizması çalışıyor” dedi
2009’da kolaylaştırılan iflas erteleme sürecinin bazı şirketler tarafından ’borç ödememe aracına’ dönüştürülmesi başvuruları patlattı. Erteleme başvurusu kabul edilen şirketlerin devlet de dahil olmak üzere kurum, kuruluş ve şahıslara 4 yıla varan süre içinde tek kuruş ödemeyecek olması, mahkemelerde dosyaların yığılmasına neden oldu. Son dönemde artan iflas erteleme başvurularının bir kısmının ‘kötü niyetli’ olduğunundan yakınan iş dünyası, acil eylem planı istiyor.
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, geçmişte iflas erteleme kararlarının hakimler heyeti tarafından verilmesini istediklerini belirterek, “Kararı bir hakim verdiğinde etki altında kalabiliyor. Bu işlerde belli illerde yoğunlaşma var. Ağırlıklı bir kısmı Kocaeli’de açılıyor. Şirketler aslında Kocaeli firması değil. Kocaeli’den kararı kolay alabildikleri için merkezlerini orada bir ofise taşıyorlar. Oradan müracaat ediyorlar. Demek ki orada böyle bir organizasyon var. ‘Biz sana iflas erteleme kararı alırız abi’ mekanizması çalışıyor” diye konuştu.
Bilirkişi muamması
Gazetecilerle sohbet toplantısında gündeme dair soruları yanıtlayan Özdebir, iflas ertelemelerdeki hızlı artışa dikkat çekti. Kocaeli gibi Anadolu’da birkaç il daha bulunduğunu anlatan Özdebir, şunları söyledi:
“Türkiye’de bilirkişi müessesinin nasıl çalıştığını hepimiz biliyoruz. Bilirkişi müessesi gibi orada bir menfaat ilişkisinin de dahil olduğu bir sistem var. ‘Hakimler de bunun içindedir’ demiyorum. Bilirkişi, danışmanlar, avukatlar öyle. Herkes şirket merkezini Kocaeli’ne taşıyor.”
1.000 erteleme başvurusu
KPMG Türkiye Vergi Bölüm Başkanı Abdulkadir Kahraman, 2015 ve 2016 içinde yaklaşık 1.000 iflas erteleme talebinin kabul edildiğine dikkat çekti. Kahraman, iflas ertelemenin iyileştirme ve şirketlerin ekonomiye kazandırılması için verilen bir hak olduğuna dikkat çekerek, söz konusu hakkın suiistimalinin alacaklı şirketlerin de nakit akışını bozacağını ve piyasada domino etkisi yaratacağını söyledi. Kahraman, “Hatta bu şirketlerden devletin vergi alacaklarının tahsili de riske girecek” dedi.
Kahraman, son zamanlarda çok tartışılan “iflas erteleme” kurumunun amacı dışında kullanıldığına dair kaygıların kamuoyunda ciddi seviyelere ulaştığını kaydetti.
Kahraman, Türkiye Bankalar Birliği’nin (TBB) konu ile ilgili olarak; “iflas ertelemede yeterli inceleme yapılmadan ve başvurudan sonraki 1 gün içinde karar alındığı” eleştirilerinde bulunduğunu hatırlattı.
