Gazete Vatan Logo

Koalisyonu bekledi adım atmadı!

Merkez Bankası, seçim sonrası ilk PPK toplantısında faiz için harekete geçmeden önce yeni hükümeti bekleyerek, oranda değişiklik yapmadı.

Merkez Bankası, genel seçim sonrasında bir koalisyon hükümeti mi kurulacağı yoksa erken seçime mi gideceği yönündeki siyasi belirsizliğin manevra alanını kısıtladığı bir ortamda gerçekleştirdiği ilk Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında. beklendiği gibi kısa vadeli faizleri değiştirmedi. TCMB, önümüzdeki dönemde para politikası kararlarının ise enflasyon görünümündeki iyileşmenin hızına bağlı olacağını belirtti.

TCMB, faiz koridorunun alt bandı olan gecelik borçlanma faizini yüzde 7.25, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 7.5, koridorun üst bandı olan gecelik borç verme faizini yüzde 10.75, piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla tanınan borçlanma imkanı faiz oranını ise yüzde 10.25 seviyesinde sabit tuttu.

Gıda fiyatlarında beklenen kısmi düzeltmenin katkısıyla kısa vadede enflasyonun düşeceği belirtilen PPK metninde, “Bununla birlikte, son dönemde yaşanan döviz kuru hareketleri çekirdek enflasyon eğilimindeki iyileşmeyi geciktirmiştir. Bu çerçevede, küresel piyasalardaki belirsizlikler ile enerji ve gıda fiyatlarındaki oynaklıklar da dikkate alındığında, para politikasındaki temkinli yaklaşımın sürdürülmesi gerekmektedir. Bu değerlendirmeler doğrultusunda Kurul, faiz oranlarının sabit tutulmasına karar vermiştir” görüşüne yer verildi. TCMB en son Şubat ayında kısa vadeli faizlerin tamamında indirime gitmişti.

Haberin Devamı

Oyak Yatırım Başekonomisti Mehmet Besimoğlu kararın beklentilere paralel olduğunu belirterek, “Karar beklentilere paralel ancak biraz daha temkinli bir metin olmuş. Gıda fiyatları ve çekirdek enflasyon ile ilgili görüşler değiştirilmiş. Çekirdek enflasyon düşüyor ifadesi de kaldırılmış. Kısa vadede ise gıda fiyatları kaynaklı iyileşme eklenmiş” dedi ve ekledi:

“Metinden anladığımız TCMB, piyasa dalgalanmalarına şu anda da olduğu gibi bir süre daha doğrudan bir faiz artışı yerine likidite adımlarıyla cevap vermeyi sürdürecek.”