Gazete Vatan Logo

Kimseden akıl almayız hele ‘yapay’ından hiç

Yakın zamanda dünya ekonomisini yapay zeka teknolojileri şekillendirecek. Hatta Çin dış politikasını yapay zekâ programına emanet etmeye başladı. Türkiye’de ise şirketlerin kafası karışık. Şirketler yapay zekâya karşı ürkek davranıyor. Bu konuda adım atmaktan çekiniyor.

Kimseden akıl almayız hele ‘yapay’ından hiç

İnsanoğlunu yakın gelecekte bekleyen en büyük kırılımlardan birisi yapay zekâ olacak. Hatta çoğu ülkede bu kırılım ufaktan yaşanmaya başladı bile. Öyle ki yapay zekanın ekonomiye katkısının 10 yıl içerisinde 1.4 milyarlık nüfusa sahip Çin ve 1.3 milyarlık Hindistan’ın toplam ekonomik hacmi olan 14.2 trilyon doları geçmesi bekleniyor.

Milyar dolarlık yatırım

Yani yapay zekâ gelecekte ekonomik rekabeti farklı bir boyuta taşıyacak. Bunu yıllar önce gören Çin, ABD, Japonya, Hindistan, Almanya, Güney Kore ve Kanada bu alana özel stratejiler oluşturarak milyar dolarlık yatırımlar yapıyor. Milyarlarca dolara yapay zekâ parkları oluşturuluyor. Durum böyle önemli bir hal alırken biz de İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden veri bilimi ve yapay zekâ çalışmaları yürüten Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Savaş Yıldırım ile yapay zeka alanında bizi bekleyen gelişmeler ve Türkiye’nin yapay zekâya bakışı hakkında konuştuk.

İnsan gibi düşünen bir makine icat etme çabasının romantik bir hareket olarak kalmayıp kendini aştığını söyleyen Yıldırım, şunları anlatıyor: “Hâlâ çözülemeyen problemler olsa da bilim insan gibi davranan bilgisayar arayışından ziyade, insanın yaşamını zenginleştirecek algoritmalar peşinde. Bilgisayarların insani duygular taşımasını, üzülmesini veya depresyona girmesini istemiyoruz. Akıllı telefonumuzun ‘Bugün hiç tadım yok’ demesini arzulamayız. Tam tersine o gün bizim tadımız yoksa bize iyi gelecek aktiviteyi önermesini bekleriz.

Haberin Devamı

Başımız belada olabilir

Yapay zekâ modellerinin hepsi tümevarıma dayalı. Çünkü modeller verilerden öğrenir. Veri saklamanın çok ucuz olması ve bilgisayar işlemcilerinin hızlanması, teknolojiyle ilişkimizi dönüştürdü. Yapay zeka algoritmaları bir şeyler öğrenebiliyor ve genelleme yapabiliyor. Eğer bu veriden anlam çıkaracak mekanizmaları kuramazsak başımız belada demek.”

Bakış açısı değişti

Son 5 yıldaki haberler analiz edildiğinde toplumun eskiden yapay zekâyı daha çok ütopik gördüğünü anlatan Savaş Yıldırım, “Şimdi insana yardım eden; örneğin nesnelerin interneti, kendi kendine giden arabalar, konuşan cep telefonları gibi kavramlar bağlamında ele aldığını görüyoruz. Bu süreçte aşılması gereken en önemli konu yapay zekânın işimizi elimizden alıp almayacağı konusu”
şeklinde konuştu.
Yatırımda çekingenler
Dünyada yapay zekâya teknoloji devlerinin bu yıl 1 milyar dolar yatırım yapması beklenirken Türkiye’nin bu treni yakalaması gerektiğini söyleyen Savaş Yıldırım, “Yapay zekâ yeteneklere sahip olsa da günümüzde her şirket elindeki verileri çok anlamlı hale getiremiyor. Bazı şirketlerde ne yapılacağı konusunda bir kafa karışıklığı var. Eğer bir Google, Apple değilsek büyük veri ile işimiz zor. Daha yaratıcı ve çalışkan olmalıyız. Türkiye’deki işletmeler bu alanda çalışmak için çok ürkekler. Bu kunuda çekiniyorlar. Nitelikli ve yetişmiş eleman açığı da var. Büyük şirketlerin hantallığını küçük şirketlerin girişimci ruhu yeniyor” ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı