Gazete Vatan Logo

Kedi ve köpekleri aile sahibi yapıyorlar

Adını trafik kazasında felç olan sokak köpeği "Lawson"ı sahiplendirmek için Amerika'ya göndermesiyle duyuran He'Art of Rescue International Derneği dünyanın dört bir yanındaki hayvanseverlere ulaşarak faaliyetlerini yürütmeye devam ediyor.

Kedi ve köpekleri aile sahibi yapıyorlar

Sokaklarda dolaşırken gördüğümüzde insanın içini sızlatan, bir anda o hayvanı sahiplenme duygusu yaratan manzaralar vardır. Özellikle kedi ve köpeklerin çok daha fazla zarar gördüğü, muhtaç olduğu bir ülkede (maalesef) yaşıyoruz. İşte He’Art of Rescue International, Türkiye’de ve dünyadaki kritik durumdaki (sakat, yaralı, bakıma muhtaç) hayvanları kurtarma ve tedavinin yanı sıra dünyanın neresinde olursa olsun en uygun ailelere verip yuvalandırmaya çalışıyor. Yaklaşık üç seneden beri faaliyette olan derneğin kurucusu Rima Nur, ‘Tam rakam veremem ama yuvalanması, iyileşmesi zor kritik vakaları alıp üzerinde çalışıyoruz. Türkiye’de bu hayvanları sahiplenmiyorlar. Maalesef Türkiye’de köpek kültürü yok. Biz ev içinde bakılmak üzere sahiplendiriyoruz’ diyor. Hollanda'da da bir şubesi olan derneğin Hadımköy'de bulunan merkezinde kediler ve köpekler doğa içerisinde birarada yaşayarak yeni ailelerini bekliyor.

Sahip değil aile arıyoruz, bize geri göndermelerini istemiyoruz

He'Art of Rescue International'ın kurucusu Rima Nur yaklaşık altı-yedi seneden beri gerek bireysel gerekse de kurumsal bazda hayvan kurtarma, sahiplendirme, tedavi gibi projeleri yürütüyor. Genel olarak yaralı hayvanları tespit edenin kendileri olmadığını, barınak gönüllüleri başta olmak üzere pek çok hayvanseverin kurumla kontak kurduğunu ifade eden Rima Nur, "Her hafta barınakları gezip tek tek inceleme yapıyoruz. 'Sahip' değil aile arıyoruz aslında, kolay kolay pes edip bize geri göndermelerini istemiyoruz. Şimdiye kadar ailelerine gönderip geri aldığımız köpek sayısı sadece iki.

Haberin Devamı

İnternet sitesi veya e-mail üzerinden başvuru yapabileceğiniz kuruluş, sahiplendirme işlemini yaparken ince eleyip sık dokuyor. Örneğin, bugüne kadar herhangi bir hayvana bakma tecrübesi yaşamamış ailelerin başvurusu kabul edilmiyor. Yaklaşık 30-40 maddelik şartı içeren yasal bir anlaşma imzalanmak zorunda, hayvanlar takılan mikroçip aracılığıyla her an takip edilebiliyor. Rima Nur, en fazla ötenazi konusunda hassas davrandıklarını söylüyor: "İyileşebilecek bir hayvana ötenazi yapmaya karşıyız. Eğer ekstrem, ağır bir durum yoksa ve aile buna rağmen ötenaziye karar veriyorsa bize danışmak zorunda. Uzman hekimlerimiz, veterinerlerimiz vakayı inceleyip fikirlerini bildiriyorlar. Daha sonra nihai kararı alıyoruz."

Haberin Devamı

Fotoğraflar: Elif Mandan

Esenyurt'ta trafik kazasından New York'a uzanan yolculuk

"Lawson" adlı henüz 10 aylık olan sokak köpeğinin hikayesi, hayatın yalnızca insanlar adına değil her canlı için ne kadar sürprizlerle dolu olduğunu gösteriyor. Esenyurt'ta trafik kazası geçirip felç olan Lawson barınağa götürülmüş fakat kimse ilgilenmemiş. Durumdan haberdar olan Rima Nur ve ekibi hemen devreye girip gerekli tedavileri tamamlamış. O sırada ABD'den gelen 'Dog Camp Movie' ekibi hayvanların kurtarılması hakkında bir proje çekimi yaparken, aralarında bulunan bir kişi uçuş gönüllüsü olmayı kabul edip Lawson'ı alıp ABD'ye götürerek sahiplendirmek istiyor. Sokaklarda insanların yardımına muhtaç, bütün umutları tükenmiş bir şekilde bekleyen köpek bir anda kendini yurt dışında, yepyeni bir yuvanın kollarında buluyor. Onu sahiplenen gönüllü ise veteriner teknikeri ve Lawson'ı terapi köpeği olarak yetiştirmek istiyor.

Haberin Devamı

‘Türkiye'de hayvanseverlik kültürü yok’

Daha çok yurt dışındaki insanlara ulaştıklarını söyleyen Nur, "Bugüne kadar, üzülerek söylüyorum, Türkiye'de yalnızca bir sahiplendirme yaptık. Bunun nedeni ise ülkemizde yaşayan insanların prestij ve lüks meraklısı olması, 'geçici aile' statüsünü kabul etmemesi, daha çok cins ve yavru talebinin olması. Dini veya toplumsal faktörlerden dolayı bir önyargı mevcut. 'Bu hayvanlardan ev köpeği olmaz, yaşadığımız yere alamayız' gibi cümleleri o kadar çok duyuyoruz ki. Kedilere ev içerisinde bakılsa bile genel eğilim köpekleri bahçede yetiştirmek şeklinde. Halbuki bir köpek ailenin bireyi gibi olmalı, aynı yatakta uyuyabilmeli, gündüzleri beraber yürüyüş yapabilmelisiniz. Dolayısıyla bahçenin bir köşesindeki kulübede onu bağlamak işkence gibi. Bunların dışında ülkemizdeki veterinerlik hizmetlerinin de (yurt dışına göre) gerçekten yetersiz kaldığını görüyoruz. Kontroller ve operasyonlar sonucunda gözden çıkarılan hayvanları yurt dışındaki uzmanlara götürdüğümüzde çok farklı bir sonuçla karşılaşıyoruz, hatta köpek tekrar ayağa kalkıp koşabiliyor. 'Hayvan cerrahisi' dediğimiz alanda çok geride kaldık, Avrupa'dan 50 yıl kadar geride..." diyerek karamsar bir tablo sunuyor.

Haberin Devamı

Amerikalı Dog Camp Movie ekbinin bir üyesi olan Paul Tim, Lawson’ı alıp tedavi için Amerika’ya götürdü.