Gazete Vatan Logo

Kars'ın benzersiz mimari dokusu 10 milyon dolara yenileniyor

Orhan Pamuk'un "Kar" romanı, derken Sezen Aksu'nun son klibiyle neredeyse "trend" haline gelen Kars, şimdi uluslararası bir restorasyon projesiyle gündemde. Bugünü yokluklarla, yoksullukla kuşatılmış olsa da kentin benzersiz mimari dokusuna ve zengin mirasına sahip çıkıldı. Global Heritage Fund ve mimar Oktay Ekinci'den destek alan Belediye Başkanı, Kars'ı bir "kültür kavşağı" haline getirmeye kararlı

İIkokuldaki "Güzel Türkçemiz" kitaplarından aklıma takılıp kalmış iki mısra "Edirne'den Kars'a kadar / Benim güzel bir yurdum var" derdi. Kim bilir, belki de sırf bu cümlenin hatırına daha önce görmek gerekirdi, Türkiye'nin en kuzeydoğusundaki sınır şehrini... Olmadı. Hani derler ya; "kısmetten öte yol yok."

Ağ örmeyi seven kaderin, beni Kars'a daha önce savurmamış olmasına, bu şirin kenti görünce bir hayli içerledim. Çoğu ziyaretçisine daha önce yaptığını yaptı Kars... Şaşırttı beni! Orta Anadolu'nun geniş düzlüklere kurulmuş, ticari açıdan gelişkin ama asık suratlı beton kentlerinin bir benzeriyle karşılaşacağımı sanıyordum. Yanılmışım. Pek çok medeniyetin, sayısız kavimin Anadolu'ya girdiği bir kapı olmanın verdiği ruhu, caddelerinden, sokaklarından, parke taşlarından yansıtabilen bir şehir Kars... Savaşlara, direnişlere tanık olmuş, görmüş geçirmiş, bilge, ağırbaşlı... Halkının ifadesiyle; "yaşadıklarından hep dersler çıkartmış, aydınlık yüzünü hiç karartmamış bir kent"... Bugünü yokluklarla kuşatılmış olsa da görkemli geçmişini köşebaşlarına serpiştirilmiş bakımsız taş binaların heyecan verici mimarisinden fısıldayabiliyor size...

Kars Belediye Başkanı Naif Alibeyoğlu, kentin tarihini hemşehrilerine ve konuklara anlatmaya, atalardan kalan kültürel mirasa sahip çıkmaya niyetli bir yönetici. Yaklaşık 40 yıl süren Rus işgalinden kalma taş binalar ile kalenin çevresinde toplanmış olan ve tamamen farklı bir sivil mimarinin örnekleri olan Osmanlı evlerini, kapsamlı bir restorasyon planıyla yenilemek ve kentin zengin tarihine yakışır bir doku oluşturmak istiyor Alibeyoğlu. Bunun için mimar Oktay Ekinci yönetiminde harekete geçilmiş, projeler hazırlanmış, hatta işin en zor kısmı olan kaynak bulma sorunu bile halledilmiş. Uluslararası sivil toplum örgütlerinden Küresel Mirası Koruma Vakfı (Global Heritage Fund) belediyenin hazırladığı ve bütçesi 10 milyon doları bulan projeye destek vermeyi kabul etmiş. Çalışmalar için çok yakında düğmeye basılacak.

Baltık mimarisinin etkileri
Kars, ülkemizde benzeri olmayan bir imar planına sahip. Ruslar, işgal yıllarında Hollanda'dan getirdikleri uzmanların yardımıyla, Baltık mimarisinin etkilerini taşıyan bir sivil şehir yaratabilmek için kuzey-güney yönündeki dört caddenin, doğu-batı yönündeki dört caddeyle kesişmesinden oluşan ve 16 ada yaratan planı uygulamaya koymuşlar. Bir tür satranç tahtası yani... Bu satranç tahtasının çeşitli köşelerinde daha eski uygarlıklardan, Bizans'tan, Selçuklu'dan, Osmanlı'dan kalma anıtlar, hamamlar, cami ve kiliseler var. Belediye Başkanı Alibeyoğlu, din, ırk ve kültür ayrımı yapmaksızın sahiplendiği bu mimari dokunun yeniden ayağa kaldırılmasıyla, bölgenin bir kültürel kavşak noktası olacağına inanıyor.

İlk sinyaller olumlu: Kentin merkezindeki Kars Sanat Merkezi sergiler, paneller, film gösterileriyle kapılarını gençlere açıyor. 2002 yılında kültür ve sanat dünyasından çeşitli isimlerin bir araya gelerek kurduğu "Anadolu Kültür", merkezin etkinliklerinde belediyenin en büyük destekçisi. Eylül ayı sonlarında düzenlenen "Kafkas Kültürleri Festivali" ve toplanan "Kent Kurultayı", Kars'ın, Türkiye, Rusya, Gürcistan, Azerbaycan, Ermenistan, Nahcivan gibi bölge ülkelerini buluşturma çabasının çarpıcı göstergesi. Kars'ı doğuya bağlayacak Aktaş sınır kapısının hâlâ açılamamış olması, kültürel kaynaşmanın önündeki en büyük engel, ne yazık ki...

Festival süresince müzik ve dans gösterilerinin notaları dökülmüş Kars Kalesi'nden şehrin üzerine... Bir aksilik olmazsa bu yıl ben de olmak istiyorum Kafkas oyunlarıyla dans edenlerin arasında... Zaten iki günlük gezimizde, yolumuz Ani Harabeleri'ne düşmedi. "Ani'yi görmeden Kars gezisi olur mu? Sizi tekrar bekliyoruz" dedi evsahiplerimiz. Onları kırmak olmaz...

Kars'a 200 bin turist çekecekler
Küresel Mirası Koruma Vakfı (The Global Heritage Fund), gelişmekte olan ülkelerde, tarihin izlerini taşıyan bölgeleri korumayı, restore edip turizme açmayı amaçlıyor. G H F, San Francisco merkezli özel bir vakıf. Ayrıca Boston'da, İngiltere'de, Fransa'da ve Japonya'da merkezleri var. Vakıf, yatırım yapılacak bölgenin yeni halini planlıyor, proje üretiyor, bütçe hazırlıyor ve restore ediyor. Mimarların da yer aldığı bir ekibin önderliğinde bölge restore ediliyor. Örneğin, Guatemala'da restore edilen Tikal, ülke ekonomisine yılda 200 milyon doların üzerinde katkıda bulunuyor. 2004 yılında GHF "Kafkasya'nın Kalbi" olarak tanımladığı Kars ile ilgili projesini Kars Belediyesi'ne sundu ve kabul gördü. Restore edilecek yerler arasında Namık Kemal'in Evi, Osmanlı yapılarının bulunduğu tarihi bölge, hamamlar geliyor. Özellikle Tarihi Osmanlı Evleri'nin yenileneceği projenin 2008'de tamamlanması bekleniyor. Restorasyonun ardından, bölge UNESCO Dünya Mirasları arasında gösterilecek. Vakfın amaçlarından biri de Kars'ı Türkiye'nin turistik merkezlerine dahil etmek. Hatta ilk 10 yıl içinde bölgeye 200 bin turist çekilmesi hedef gösteriliyor. GHF sadece belediye ile değil, özel yatırımcılarla da işbirliği içinde olacak. Proje tamamlandığında, 300-400 oda kapasiteli 20-30 pansiyon açılacak ve yılda yaklaşık 2,6 milyon dolar turizm geliri elde edilecek.

Sezen Aksu'nun gölü
Çıldır Gölü, Kars'ın 80 kilometre kadar kuzeyinde, Ardahan il sınırları içinde kalan bir tatlısu gölü. Türkiye bu gölü, şu sıralar bütün müzik kanallarında sıkça karşımıza çıkan bir klipten tanıyor aslında... Gönlünü Kars'a kaptıranlar takımından Uğur Yücel, Sezen Aksu'nun "Eskidendi, Çok Eskiden" parçasına bu gölde klip çekmiş. "Ama klipte kardan, buzdan başka bir şey yok ki... Göl nerede?" diye soracaksınız. Haklısınız... Çıldır Gölü, yılın dört ayında (15 Aralık-15 Nisan arasında) kalınlığı bir metreyi bulan buz tabakasıyla kaplı. Öyle ki, üzerinden tank bile geçebiliyor!

Denizden yüksekliği 2000 metre olan gölde, Şubat ayının sonlarında tam 37 ülkenin büyükelçilerini eşleriyle birlikte misafir etmiş Kars Belediye Başkanı Naif Alibeyoğlu... Elçiler Kars'ın meşhur kazlarından yemişler, atlı kızaklarla donmuş gölün üzerinde gezmişler ve tekrar gelmeye söz vererek dönmüşler Ankara'ya...

Kars adını soğuktan mı alıyor?
* Kars, soğuğuyla ün yapmış bir kent. Hatta tarihimizdeki en büyük trajedi Kars'ın Sarıkamış ilçesinde, 1914'ü 15'e bağlayan kışın merhametsiz soğuğunda yaşanmış. Enver Paşa komutasında, Kars'ı Ruslardan kurtarmak için yapılan harekat, tam 90 bin Türk askerinin birkaç hafta içinde dağlarda donarak ölmesiyle ve büyük bir hezimetle sonuçlanmış.

* Kars adının Arapça'da şiddetli soğuk anlamına gelen "Qars" sözcüğünden geldiğini öne süren kaynaklar var. Antik çağda Chorsa diye anılan kente M.Ö. 130'da Kafkas Dağları'nın kuzeyindeki Dağıstan'dan gelerek bu yörede yerleşen Türklerin Valantur boyunun Karsak oymağı dolayısıyla Kars dendiğini yazan tarihçiler de var.

* Tarihçi W. Barthold ise, Kars adının Gürcü dilindeki "Kari" sözcüğünden geldiğini ileri sürüyor ve Kars'ın, tarihte her dönem Anadolu'nun kapısı olması nedeniyle kente "Kapı Kent" anlamında "Karis Kalaki" isminin verildiğini söylüyor.

Haberin Devamı