Gazete Vatan Logo

Kalbi durdurmadan bypass ameliyatı!

Kalbi durdurmadan ve organı akciğer pompasına bağlamadan gerçekleştirilen koroner bypass ameliyatı, riskleri en aza indirirken, hastanın çok daha hızlı iyileşmesini sağlıyor… Kalp ve damar cerrahisi uzmanı Op. Dr. Mahmut Akyıldız, yöntemle ilgili sorularımızı yanıtladı. * Çalışan kalpte koroner bypass ameliyatı nedir? Çalışan kalpte koroner bypass ameliyatı, kalbi durdurmadan, atan kalpte, kalp akciğer pompasına bağlanmadan (off pump) gerçekleştirilen bir kalp cerrahisi yöntemidir. Cerrah, ameliyat sırasında özel stabilize edici cihazlar kullanarak, sadece üzerinde çalışacağı kalp bölgesinin hareketlerini azaltır. Bu sırada kalp, hem vücuda hem de kendisine kan pompalamaya, yaşam için gerekli fonksiyonu oluşturmaya devam eder. Böylelikle, kalp-akciğer pompasının kullanıldığı ve geçici olarak kalbin durdurularak devre dışı bırakıldığı ‘açık kalp ameliyatlarının’ olası riskleri en aza indirilir.

* Kross-klemp kullanılmamasının faydaları nedir? Klasik açık kalp ameliyatları sırasında; aorta kross-klemp (damarı boğmaya ve kan gitmesine engel olan alet) konarak kalbin sistemik dolaşımla bağlantısı geçici olarak durdurulur. Bu klempin operasyon sonunda kaldırılması sırasında çok sayıda küçük kireçlenmelerin; yağ, plak embolisine neden olduğu bilinir. Çalışan kalpte koroner bypass ameliyatlarında kross-klemp kullanılmaz, böylece mikroemboli riski en aza indirilir. Kalp çalışmaya devam ettiği için ayrıca bypass yapılacak kalp damarı bölgesinde, bypass tamamlanana kadar, koroner kalp damarları içinde kan akımının devam etmesini sağlayan intrakoroner şantların kullanılmasıyla fizyolojik kalp koruması sağlanır. * Çalışan kalpte bypass ameliyatı sırasında kalp-akciğer pompası kullanılmamasının avantajları neler? Çalışan kalp cerrahisinin yaygın kullanılan bir diğer adı ‘off-pump koroner bypass cerrahisi’dir. Pompanın kapalı olduğunu ifade eder. Atan kalpte koroner bypass ameliyatları; pompa kapalıyken hasta kalp-akciğer pompasına bağlanmadan gerçekleştirilir. Kalp-akciğer pompası, ameliyat sırasında içinde dolaşan kanı etkileyerek vücudun bazı savunma mekanizmalarını tetikler. Normal bir insanın yaşaması için gerekli olan bu mekanizmalar, kalp ameliyatı sonrasında kişiye zarar verecek bir düzeye ulaşabilir. Akciğer yetersizliğine, akciğer ödemine neden olabilir. Kalp-akciğer pompasına bağlanan hastalarda, operasyon sırasında kan basıncı düşürülür. Bu da, tüm organlarda özellikle beyin, böbrek, karaciğer ve mide-bağırsaklarda beslenme yetersizliği ortaya çıkarabilir. Klasik açık kalp ameliyatlarından sonra görülebilen bilinç bozuklukları, davranış değişiklikleri, böbrek yetersizliği, karaciğer enzimlerinin yükselmesi ve mide-bağırsak hareketlerinin azalması bu düşük kan basıncına bağlı ortaya çıkabilir. Çalışan kalpte koroner bypass ameliyatlarında, olası bu riskler en aza indirilir.

YÖNTEMiN AVANTAJLARI

Haberin Devamı

* Kalp fonksiyonlarının daha iyi korunması, * Ölüm oranlarında azalma, * Hastanede kalış süresinin kısalması, * Yoğun bakımda kalış ve solunum cihazına bağlı kalma süresinin azalması, * İyileşme süresinin daha hızlı olması, operasyon sonrası halsizlik, iştahsızlık gibi yakınmaların daha az olması, * Akciğer yetersizliği, diyaliz gerektiren böbrek ve karaciğer yetersizliğinin daha az görülme ihtimali, * Sinirsel-bilinçsel bozuklukları, davranış bozuklukları, zihinsel fonksiyonlarda azalma veya en ağır haliyle felç şeklinde ortaya çıkan beyin hasarı riskinin azalması, * Kan transfüzyon ihtiyacının oldukça azalması veya hiç olmaması, * Göğüs insizyonlarında infeksiyonların daha az görülmesi.

HANGİ HASTALARDA DAHA FAYDALI?

Haberin Devamı

* Kalp kasılma fonksiyonları ileri derecede azalmış, kalp-akciğer pompasını tolere edemeyecek hastalarda, * Çıkan aortu ileri veya orta derecede plaklı-kalsifik olan hastalarda, * Beyni besleyen karotid arterlerde plak, kalsifikasyon, daralma olan hastalarda; daha önceden felç veya mini-felç geçirmiş olanlarda, * İleri derecede böbrek yetersizliği bulunanlarda, * Kronik akciğer hastalarında, * Koroner arter hastalığına ilave, tedavi altında veya tedavi edilmiş kanseri olanlarda, * 70 yaş ve üzeri hastalarda.

Haberin Devamı