Kahve meraklılarına San Francisco rehberi

İstanbul karla kışla boğuşmaya devam ederken San Francisco’ya bahar geldi. Turuncuya ismini veren köprüsü, zaman zaman İstanbul’u anımsatan silueti, körfezi, sisi ve hippi’leriyle olduğu kadar kahve kültürüyle de öne çıkan bir şehir burası. Olur da buraya yolunuz düşerse işte es geçmemeniz gerekenler kafeleri.

Blue Bottle

Hikayesi 1600’lü yıllara, Türk askerlerine ve Türk kahvesine dek giden nefis kahve Bay Area’nın açık ara bir numarası. Birkaç yıl öncesine dek yalnızca meraklılarının müptelası olduğu Blue Bottle son senelerde popülerliğinde zirve yaptı. Dükkanda içtiğiniz kahvenin tazeliğini garantileyen bu kahve zincirinin iki lokasyonu diğerlerine nazaran öne çıkıyor.

İlkİ turistlerin uğrak yeri olan Ferry Building. Eğer nefis Bay Köprüsü manzarası eşliğinde okyanus kıyısında kahve içmek için kalabalığı göze aldıysanız hiç durmayın. Daha ilginç bir deneyimin peşindeyseniz 2900 18th St. adresindeki Heath Ceramic binasındaki lokasyonu denemelisiniz. Ne içmeli? Soğuk kahve New Orleans. Gibraltar ise kahve tutkunu olduğunuzu gösterir.

Sightglass

Tüm lokasyonları arasında açık ara SoMa’daki yeriyle kalbimize taht kurmuş bu coffe shop özellikle rahat koltukları ve aydınlık, ferah iç mekan tasarımı aynı zamanda roastry bölümünden gelen harika kahve kokusu ile mutlaka denemeniz lazım dedirtiyor. Wi-Fi olmamasına rağmen teknoloji şehrinde telefonunundan hot spot ile internet kullanarak tüm gün koltukları işgal eden start up’çıların hışmından korunamayan bu mekanda ne mi içmeli? Latte!

Jane on Larkin

ŞEHRİN belki de en ilgi çekici nispeten tehlikeli bölgesinde gizli bir cevher! Tenderloin’e yolunuzun düşmesi elbette oldukça zor ancak son senelerde şehirde yaşanacak alan kalmaması nedeniyle Tenderloin temizliğine girişen San Francisko belediyesi son sürat çalısmalarına devam ederken buranın sahibi gibi ileri gorüşlü girişimciler de bu bölgeye sahip çıktı. Evsiz nüfusunun bir hayli yoğunlukta olduğu bu bölgenin alt sokakları hala çok tekin olmasa da sınır diye nitelendirilebilecek Geary St. üzerinde oldukça ilginç dükkan ve sanat galerileri görebiliyorsunuz. Gerçek bir San Francisco deneyimi aynı zamanda nefis bir kahvaltı/brunch/kahve dileyenlere öneriyorum. Wi-Fi mı? Elbette yok! Ne içmeli? Espresso.

The Mill

şehrİn en popüler caddelerinden çoğunlukla genç nüfusun tercih ettiği Divisadero. Buranın haftanın her günü ve günün her saati önünde upuzun kuyruğunun eksik olmadığı bu ‘coffe shop’ aydınlık iç tasarımı, rahat koltukları ve güleryüzlü baristalarıyla vazgeçilmezlerimizden! Start up’çıların işgalinden korunmak maksadıyla tıpkı diğer coffe shop’lar gibi Wi-Fi uygulaması olmayan bu dükkanda yine de boş masa bulabilmek neredeyse dört yapraklı yonca bulmak kadar zor. Sundukları Four Barrel kahvesi kadar nefis pastry ve toastlarıyla da midenize bayram havası estirebilirsiniz. Ne içmeli? Cappucino’sunu denemeden dönmeyin.

Four Barrel

HIPSTER’LARIN ana vatanına selam olsun. Latin kültürünün egemen olduğu Mission bölgesinde minik butikleri ve dünya mutfağının sonsuz güzellikteki örneklerine ev sahipliği yapan, aranılan restoranların adresi Valencia caddesinin 14 ve 15. Sokak arasında kalan lokasyonu karanlık havası ile çok uzun süre vakit geçirmek için elverişli olmasa da şehrin hipster demografisini gözlemlemek açısından eşsiz bir deneyim olabilir. Ne içmeli? Amerciano!

Ritual

Valencia’nın gözbebeklerinden olan bu coffe shop 40 yılı aşkın bir süredir kahve aşkıyla yanıp tutuşan San Francisco’lulara en basit ve en güzel kahveyi yapmak için çabalıyor. Buranın gediklisi olmuş sadık müşteriler ise asla ve katiyetle diğer coffe shop’ları denemeye bile tenezül etmiyor. Ne içmeli? Single origin drip.

Saint Frank

Russian Hill’in Victorian evleri arasında Polk St’de karşımıza çıkan bu coffe shop Nordik minimalizminin doruk noktası. İçeri adım attığınız andan itibaren paralel evrene geçiş sözü veren bu coffe shop’ta inanması güç ama Wi-Fi ücretsiz! Kahve çekirdeklerini Ritual’den alan bu mekanda, vakit geçirmek büyük keyif. Ne içmeli? Her şey!