Gazete Vatan Logo
Magazin Kadınları hormonlar mı yönetir duyguları mı?

Kadınları hormonlar mı yönetir duyguları mı?

Kadınları hormonlar mı yönetir duyguları mı?

Kadınları hormonları mı yönetir duyguları mı? Bu soruyu erkekler için yöneltseydik cevabımız ağırlıklı olarak hormonların lehine olurdu. Ancak kadınlar söz konusu olduğunda bu kadar net konuşamıyoruz. Şöyle de diyebiliriz: Cinsel fonksiyon anlamında kadınların duyguların yönetiminde, hormonların etkisinde!

Libidonun iniş-çıkışları

Kadında cinsel istek ve davranışları yöneten seks hormonları hayat boyu ciddi bir değişim geçiriyor. Adet döngüsü, hamilelik, loğusalık, emzirme, düşük ve menopoz gibi dönemler kadında cinsel isteği, uyarılmayı değiştiriyor. Örneğin adet döneminin ortasında (adetin başlamasından yaklaşık 15 gün sonra) yani yumurtlama döneminde vücudunuzdaki testosteron ve östrojen artışıyla cinsel isteğinizde belirgin bir artış fark edebilirsiniz. Tam tersine adetin yaklaşmasına yakın isteğiniz azalabilir. Hamilelik döneminde ilk üç aylık dönemde yorgunluk, bitkinlik, mide bulantısı gibi şikayetlerle istek düşerken, ikinci üç aylık dönemde ani bir istek artışı görülebiliyor. Emzirme döneminde beyinden salgılanan ve süt hormonu olarak da bilinen prolaktin kadınlarda isteği baskılayabiliyor. Seks hormonlarının menopozdaki düşüşü libidoyu ve uyarılmayı zorlaştırıyor. Ancak hormonların etkisiyle görülen bu iniş çıkışlar hikayenin sonu değil. Kadınlarda duygusal ve psikolojik faktörlerin cinsellikte büyük rolü var. Geçmiş cinsel yaşam öyküsü, cinsel travmalar, ilişki kalitesi, cinsel bilgi seviyesi, aile-iş stresleri gibi faktörler en az hormonlar kadar etki gösteriyor. Bu nedenle bir kadın libidosunun artmasını beklediğimiz yumurtlama döneminde cinsel isteksizlik yaşayabiliyor.

Haberin Devamı

En iyi örnek: Menopoz

Menopozda seks hormonlarının düşüşüyle kadın vücudunda pek çok değişim meydana geliyor. Cinsel istek, uyarılma, kayganlık sağlama ve orgazm olma fonksiyonlarında bir azalma görülebiliyor. Sıcak basması, terleme, sinirlilik, asabiyet, kilo artışı gibi şikayetler de libido kaybını iyice attırıyor. Özellikle kuruluk şikayetine bağlı cinsel ağrı ve enfeksiyonlar sıkıntı yaratıyor. Ancak menopozda meydana gelen bu hormon değişimi cinsel hayatın sonu demek değil. Hatta kliniğimize başvuran pek çok menopozal kadın hiçbir hormon desteği almamasına rağmen gayet keyifli ve tatminkar bir seks hayatına sahip olduğunu söylüyor. Peki bu nasıl oluyor? Erkeklerde orta yaşlardan itibaren görülen testosteron düşüklüğü tedavi edilmedikçe bir erkeğin sertleşme sağlaması, boşalmayı kontrol etmesi ve iyi bir libidoya sahip olması neredeyse imkansız. Kadınlarda neden aynı durum söz konusu değil? İşte burada duygusal-psikolojik faktörler işin içine giriyor.

Haberin Devamı

Amerika’da yaklaşık 3500 menopozal kadın üzerinde 10 yıl devam eden bir çalışmada ilişki kalitesi, duygusal durum ve ruh halinin en az hormonlar kadar cinsel fonksiyonları etkilediği gösterildi. Geçmiş cinsel hayatında tatmin olmuş, eşiyle iyi bir ilişki kalitesi olan, stresini yönetebilen, eşiyle cinsellik hakkında konuşabilen ve menopoza uygun daha yavaş-yoğun bir uyarılmayı sağlayan kadınlarda hormonlar düşse bile cinsel tatmin azalmıyor. Hastalıklar ve kullanılan ilaçları da yönetilebiliyorsa menopoz sonrası cinsellik bitmiyor. Bu dönemde hekimle görüşüp sistemik/lokal hormon tedavileri, intravajinal nemlendiriciler, Ph düzenleyiciler, hakkında fikir almak menopoza daha kolay adapte olmayı sağlıyor.

Haberin Devamı

HEM DUYGULARA HEM HORMONLARA DİKKAT EDİN

Kadın cinsel isteğini etkileyen onlarca faktör var. Bunların kimisi biyolojik-fizyolojik, kimisi ise psikolojik-duygusal. Birçok kadın tüm bu karışık faktörlerin etkileşimini yaşıyor. İşte kadın cinselliğindeki en önemli farka hoşgeldiniz: Kadınların mutlu bir cinsel yaşama sahip olması için sadece biyoloji yeterli değil. Hormon, damar, sinir, kas, bağ dokusu ve bağışıklık sisteminin tam ve doğru çalışması kadınlarda cinsel cevabın gelişimi için çok önemlidir. Ancak ilişki kalitesi, aile yapısı, sosyo-kültürel ve gelişimsel faktörler de en az organik faktörler kadar libido ve diğer cinsel fonksiyonlar üzerinde etkilidir. İşte bu yüzden cinsel yaşamınızı değerlendirirken hem biyolojik potansiyelinize hem de psikolojik-duygusal durumunuzu gözetmelisiniz.

Haberin Devamı

BUNLARI DEĞERLENDİRİN

- Küçükken alınan cinsel bilgiler

- Kültürel çekinceler

- Maruz kalınan travmatik deneyimler

- Şehir efsaneleri (kadınlar cinselliği başlatmamalı gibi inanışlar)

- Hormon seviyeleri

- Hamilelik-loğusalık-emzirme dönemi n Adet dönemi- adet öncesi sendromu- adet düzensizlikleri n Menopoz

- Hastalıklar (örneğin jinekolojik-ürolojik sorunlar, tiroit sorunları, diyabet, kalp hastalığı vs...)

- Kullanılan ilaçlar (antidepresanlar, endişe ilaçları, hormon tedavileri, bazı kalp-tansiyon ilaçları...)

- Stres n Depresyon-endişe

- Vücut imajı sorunları

- Yorgunluk n Uykusuzluk

- Vakitsizlik

- Keyif durumu

- Stres seviyeleri

- İlişki kalitesi

- Eşin cinsel fonksiyonları