Gazete Vatan Logo

İzdivaç'a RTÜK ayarı

İzdivaç programları ve dizilerin ele alındığı toplantıdan yeni bir düzenleme kararı çıktı

RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun, izdivaç
programlarında canlı yayından kaynaklanan sıkıntılar olduğunu belirterek,
"Mahsurlu sahnelere yeni bir düzenleme yapılacak. Ya canlı yayın yapılmayacak ya
da yayın, geciktirici diye tabir edilen bir sistemle birkaç saniye zaman farkıyla
verilecek" dedi.

Dursun, makamında gazetecilerle yaptığı sohbet toplantısında,
yayıncılarla yaptıkları son toplantıda izdivaç programları ve dizileri ele
aldıklarını söyledi.

Televizyonlarda yayınlanan izdivaç programlarının "artık çığrından
çıktığını" ifade eden Dursun, programların şu anda 4-4.5 saat gibi çok uzun
süreli yayınlandığını belirtti.

Dursun, "Bu kadar uzun süreli programlar olmamalı. İkincisi bu programlar canlı yayınlanıyor. Programda olmaması gereken bir olay, canlı yayın
olduğundan olur hale geliyor. Bir diğeri de programlar, çok fazla televizyonda
yayınlanıyor" diye konuştu.

Programlarla ilgili çok ciddi şikayetler olduğuna değinen Dursun, "Canlı
yayından kaynaklanan sıkıntılar var. Mahsurlu sahnelere yeni bir düzenleme
yapılacak. Ya canlı yayın yapılmayacak ya da yayın, geciktirici diye tabir edilen
bir sistemle birkaç saniye zaman farkıyla verilecek" dedi.

Yaptıkları toplantıda yayıncıların, "Bu yöntemle şikayetlerin bir
kısmının ortadan kalkacağını" ifade ettiğini bildiren Dursun, "Yayıncılardaki
eğilimi çok olumlu buldum. Bu programların içeriğinden onlar da çok mutlu
değiller, izlenmesine rağmen. Düzey çok düşüyor. Bu kadar düşmemeli. Yani
yayıncıların o konudaki tavrı beni çok mutlu etti" diye konuştu.

-KADIN VE TARTIŞMA PROGRAMLARI-


Kadın programlarının ise bir dönem şikayet edildiği kadar sorunlu
görünmediğini anlatan Prof. Dr. Dursun, "Belli bir konsept üzerinde uzlaşıldı.
Artık ciddi eleştiriler yok. Olumsuzluklar var ama bunlar her programda var.
Mümkün olduğu kadar az sorunlu olması lazım ki biz bunun sağlandığını
düşünüyoruz" dedi.

Canlı yayınlanan tartışma programlarında da sorunlar çıkabildiğini
bildiren Dursun, şöyle devam etti: "Bununla ilgili müeyyide uyguladığımız zaman tepki gösteriliyor.
Konuşmacının ne söyleyeceğini önceden bilemeyiz diyorlar. Ancak tartışma
programlarında da sunucunun, mahsurlu konuşma yapan kişinin sözlerinin hatalı
olduğunu ifade etmesi ve müdahale etmesi gerekiyor. Sanıldığı kadar kolay değil
bunu düzenlemek ama belli ölçüler içinde kontrolün sağlanması gerekiyor.
Geciktirme, bu programlar için de olabilir ama yasaklamak, kaldırmak söz konusu
olamaz. Ancak biraz daha kontrollü olması şart."

-"MÜEYYİDEYİ TÜR ÜZERİNDEN UYGULAMAYI DÜŞÜNÜYORUZ"-

Şu anda müeyyideleri programa uyguladıklarına dikkati çeken Dursun, şöyle devam etti: "Örneğin ’a’ dizisine uyguladık, o yayından kalktıktan sonra onun yerine
ikame eden ’b’ dizisine sıfırdan başlanarak müeyyide uygulanıyor. Bu yayıncıların
lehine bir sonuç yaratıyor. Problemli bir diziye uyarıyla başlıyorsunuz, program
durduruyorsunuz, para cezası veriyorsunuz, aynı maddeden ceza gerekiyor.
Danıştay’ın da bir kararı var ’Diziye değil yayıncı kuruluşa ceza uygulanmalı.’
Artık dizi gözetmiyorsunuz, herhangi bir programa verilebiliyor. Nerede
kalmışsanız oradan devam ediyorsunuz.

Bir de ’programa değil türe ceza verilsin’ diye bir çözüm vardı. Yani
dizileri bir tür, kadın programlarını bir tür kabul ediyorsunuz. ’a’ dizisine
ayrı ’b’ dizisine ayrı değil, tüm dizilere tek ceza verilsin şeklinde. Örneğin 5
diziyi tek kabul ediyorsunuz. Bu da yayıncıların aleyhine bir durum. Üst Kurul,
programa ceza verme konusunda etkisiz olunca, dizi türlerine dönelim dendi. Bu
yönetmelik değişikliği gerektiriyor. Ama yeni yasa tasarısında müeyyide
uygulamayı tür üzerinden yapmayı düşünüyoruz."

-"DİZİLERDE MARJİNAL KONULAR İŞLENİYOR"-

Dizilerde genellikle şikayetlerin "temadan" kaynaklandığının
görüldüğünü dile getiren Dursun, "Örneğin tecavüz konusunun işlendiği bir dizi
var. Tecavüz marjinal bir konudur, neden marjinal bir konu, dizi konusu oluyor?
Ya da bir dizide iki erkek, aynı zamanda iki kardeşle aşk yaşıyor. Bunun gibi
marjinal konuları paylaştık yayıncılarla. Yayıncılar diyorlar ki ’Konu marjinal
olmalı ki izleyici açısından izlemeye değer bulunsun.’ ’Konunun marjinal olması
sorun değil, ele alış biçimi sorun olabilir’ diye bir yaklaşımları var" diye
konuştu.
Toplumun genelinde olmayan, zaman zaman olabilecek bir konu ele
alındığında süreç içinde normalleştiğine dikkati çeken Dursun, televizyonun
sıradanlaştırma ve meşrulaştırma gibi bir özelliği de olduğunu söyledi.

Dursun, "Marjinal konuların dizilerde bu kadar sıkça ele alınması,
toplumsal yapı açısından ele alındığında meşrulaştırmaya, toplumsal tepkilerin
ortadan kaldırılmasına hizmet ediyor. Örneğin Kurtlar Vadisi uzun süredir
yayınlanıyor, ilk çıktığındaki şikayetlerle şimdiki şikayetler aynı değil.
Giderek oradaki şiddet sahneleri normalleşti" dedi.

Bazen izleyicilerin diziyi izlemeden tepki gösterebildiğine de işaret
eden Dursun, "Gazetelerdeki tanıtımlardan, fragmanlardan da etkileniyorlar.
Türkan dizisi gibi. Bazı diziler, yayınlanmadan şikayet alıyor" diye konuştu.

Haberin Devamı