İtalya’da Avrupa’yı korkutan koalisyon
İtalya’da 4 Mart’ta yapılan genel seçimlerin ardından hükümeti kurma görevi, sistem karşıtı partiler popülist 5 Yıldız Hareketi ve aşırı sağcı Lig’in kurduğu koalisyonun başbakan adayı hukukçu Giuseppe Conte’ye verildi. Ekonomi çöküşte, vaatler inanılmaz, ırkçılık korkusu had safhada...
Seçimlerde hiçbir parti ya da ittifak parlamentoda çoğunluğu elde edemezken, en fazla oyu Lig’in de içinde bulunduğu sağ ittifak almış, 5 Yıldız Hareketi ise tek başına en çok oyu alan parti olmuştu. Bu iki parti arasında yapılan koalisyon müzakereleri sonunda geçen hafta koalisyon sözleşmesi üzerinde anlaşmaya varıldı. “Değişim Hükümeti için Sözleşme” adı verilen hükümet programı, her iki partinin de seçmenleri tarafından da onaylandıktan sonra geçen Pazartesi günü cumhurbaşkanına sunuldu. 5 Yıldız’ın siyasi lideri Luigi Di Maio ve Lig lideri Matteo Salvini, koalisyona ancak birbirlerinin başbakan olmaması şartıyla onay verdi. Bu nedenle 3. bir kişi, 5 Yıldız’a yakın hukuk profesörü Giuseppe Conte başbakanlığa aday gösterildi.
Ne sağcı ne solcu
Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella, hükümet programı ve başbakan adayı ile ilgili düşünmek için birkaç gün zaman istedikten sonra bu akşam Conte’ye hükümeti kurma görevini verdi. Bakanlar Kurulu’nun oluşturulması, parlamentoda güven oylaması ve yemin töreninin ardından hükümetin gelecek hafta içinde resmi olarak göreve başlaması bekleniyor. 5 Yıldız Hareketi ve Lig partilerinin iktidara gelmesi, Batı Avrupa’da ve AB’nin kurucu üyelerinden birinde ilk kez sistem karşıtı, AB’ye mesafeli bir hükümetin görev alması anlamına geliyor. Kendilerini “ne sağcı ne solcu” diye niteleyen popülist 5 Yıldız Hareketi ile aşırı sağcı Lig, “Önce İtalyanlar” sloganını sıklıkla kullanıyor. 4 Mart seçimleri öncesinde yapılan analizlerde, olası bir 5 Yıldız-Lig koalisyonu AB için en “ürkütücü” senaryo olarak değerlendiriliyordu.
Deutsche Welle İtalya’nın yeni iktidarını şöyle yorumladı:
Roma’nın yeni iktidar sahipleri “Önce İtalya” sloganına sığınıyorlar. Avrupa’da uyum ve anlaşma arayan herkesi ürperten bir slogan. Herkes “önce biz” derse, halklar arasındaki dayanışmadan eser kalmaz.
Aşırı sağcı parti başkanı Matteo Salvini “kimse bizden korkmasın” diyor ama korkmak için yeterli neden var. Popülistlerin sorumsuz mali politikalarıyla Euro Bölgesi’ni sarsmaya kalkışması Avrupa Birliği’nin geleceğinden endişe duyulmasına yol açacak. Mültecilere yardım kuruluşu ‘İn Migrazione’nin başkanı Simone Andreotti, Lig partisinin lideri Salvini’nin “Neredeyse hepsi suç işleyen göçmenlerden kurtulmamız lazım” şeklindeki sözlerinin kendisini endişelendirdiğini söylüyor.
Koalisyon ortakları “İtalya Yunanistan değildir” diyor. Avrupa Birliği’nin kurucu üyelerinden İtalya Yunanistan’dan çok daha büyüktür ama gırtlağına kadar da borçludur. Yunanların aksine İtalyanları istikrar mekanizmasıyla kurtarmaya çalışmak neredeyse imkânsızdır
Lig partisi Avrupa Birliği’nin göç ve ilticayla ilgili bütün kararlarını önlemeye kalkışabilir. Göçmenlerin adil dağılımı tehlikeye girebilir. Lig partisinin aklına “sınırlar kapansın, yabancılar gitsin” demekten başka bir şey gelmiyor. Bu sloganlar karşısında korkuya kapılmamak mümkün mü? Matteo Salvini boş vaatlerde bulunuyor. İtalya değişecek ve Avrupa’yı da değiştirmeyi deneyecek.