İsyancılar ‘Allah’a savaş açmak’tan yargılanacak!

İran’da ekonomik sebeplerle başlayıp rejim protestosuna dönen gösterilerde ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Gösterilerin 6’ncı gününde ölü sayısı 29’a çıktı. Eylemcilerin ateşiyle de bir polis hayatını kaybetti. İran devlet televizyonu önceki gece başkent Tahran’a 350 km uzaklıktaki İsfahan’a bağlı Kehderican’da 6 eylemcinin bir polis karakoluna saldırdığı sırada öldüğünü açıkladı. Devlet televizyonu eylemcilerin karakoldan silah çalmaya çalışması üzerine çatışmaların yaşandığını iddia etti.

100 gözaltı daha

İran devlet televizyonu ayrıca İsfahan’a bağlı Humeynişehr’de 11 yaşındaki bir çocuk ile 20 yaşındaki bir erkeğin öldüğünü, İsfahan’a bağlı bir diğer bölge olan Necefabad’da da 1 İran Devrim Muhafızı’nın hayatını kaybettiğini açıkladı. Ölenlerin tümünün tüfekle vurularak yaşamını yitirdiği belirtildi. İsfahan’da ayrıca dün 100 kişi gözaltına alındı. Tahran Devrim Mahkemesi Başkanı Musa Gazanfer Abadi’den çok sert bir açıklama geldi.

‘Bunun cezası idamdır’

Yarı resmi Tasnim haber ajansının aktardığına göre Abadi, “Açıkça görülüyor ki onlara yöneltilebilecek suçlardan biri ‘Muharebe’ yani ‘Allah’a savaş açmak’. İran’da bu suçun cezası idamdır” dedi. Abadi ayrıca, “3. ve sonraki günlerinde gösterilere katılan eylemcilerden gözaltına alınanların cezaları daha ağır olacak. Çünkü, İçişleri Bakanlığı tarafından gösterilerin izinsiz olduğu açıklaması yapılmasına rağmen, bu kimseler bilerek ve kasıtlı olarak toplumda kargaşa çıkarma girişiminde bulundu” dedi. Gözaltına alınan göstericilerin ivedilikle yargılanacağını öne süren Abadi ayrıca, Tahran ve diğer kentlerde eylemlere ‘öncülük eden ve yabancı ülke istihbarat birimleriyle irtibatını tespit edilen’ eylemcilerin yakında mahkemeye çıkarılacağını da ifade etti.

450

ILNA haber ajansına konuşan Tahran Vali Yardımcısı Ali Aşgar Nasserbaht, başkentte 3 günde 450 eylemcinin gözaltına alındığını kaydetti.

‘3 ülkenin parmağı var’

İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şamhani yaşananlardan yabancı ülkeleri sorumlu tutarak “İran’daki durumla ilgili etiketler ve mesajlar ABD, İngiltere ve Suudi Arabistan’dan geliyor. Sosyal medya ağlarında yaşanan şey, İran halkına karşı bir vekalet savaşıdır” dedi.

Düşman fırsat kolluyor

Günlerdir susan dini lider Ayetullah Ali Hamaney sessizliğini bozdu. Ülkesinin düşmanlarının harekete geçtiğini ileri süren Hamaney, resmi internet sitesinden yaptığı açıklamada çok sert konuştu: Son günlerde İran’ın düşmanları birleşti ve İslam Cumhuriyeti’nde karışıklık yaratmak için para, siyaset, silah ve istihbarat gibi farklı araçları kullandı. Düşman herhangi bir gedikten sızmak ve İran ulusuna saldırmak için her zaman bir fırsat kolluyor. Düşmanı durdurmak için gerekenler cesaret ruhu, fedakarlık ve insanların inancıdır. Doğru zaman geldiğinde ulusa sesleneceğim. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ise gösterilere ilişkin yaptığı açıklamada, çok daha yumuşak bir tavır takınmış ve gösterilerin fırsat olarak görülmesini isteyerek “Bir grup insan da fikirlerini ve sorunlarını aktarmak için sokağa çıktı” demişti.

Şah ailesi destek verdi

İranlı İşçiler Ajansı (ILNA), göstericilerin ülkenin kuzeybatısındaki Takistan kentinde bir din adamları okulunu ve hükümet binalarını ateşe verdiğini bildirdi. Bazı eylemciler, ülkeyi 1979’a kadar yöneten Şah Rıza Pehlevi lehine sloganlar attı. ABD’de sürgünde bulunan Şah Pehlevi’nin ailesinin Beyaz Saray önünde yaptıkları konuşmayla İran’da yaşanan protestoları desteklediğini ve bunu da sosyal medyayı kullanarak pekiştirdiği ileri sürüldü. İran’da İslam devrimi olmasaydı şu anda tahtta olacak olan Veliaht Prens Rıza Pehlevi, protestolar başladığından beri destek mesajı veren onlarca tweet attı.

TRUMP’TAN BİR TWEET DAHA

‘ABD izliyor’

İlk günden itibaren attığı tweetlerle gösterilere açık destek veren ABD Başkanı Donald Trump, Hamaney’in açıklamasının ardından bir tweet daha attı. Trump, Twitter hesabında “İran halkı nihayet vahşi ve yoz İran rejimine karşı harekete geçti. Başkan Obama’nın çok aptalca onlara verdiği para, teröre ve onların ceplerine gitti. İnsanların yemeği az, enflasyonu çok, insan hakları ise yok. ABD izliyor!” ifadelerini kullandı.

Türkiye sükunet çağrısı yaptı

Türk Dışişleri Bakanlığı, İran’da hayat pahalılığı ile başlayan ancak rejime karşı da yönelen protestolarla ilgili açıklama yaptı. Açıklamada özetle şöyle denildi: Türkiye, dost ve kardeş İran’ın toplumsal huzur ve istikrarının korunmasına büyük önem atfetmektedir. Bu bağlamda, Cumhurbaşkanı Ruhani’nin halkın barışçıl gösteri yapmaya hakkı olduğu, ancak kanunların çiğnenmemesi ve kamu malına zarar verilmemesi gerektiği yolundaki açıklaması dikkate alınarak şiddetten kaçınılması ve provokasyonlara kapılınmaması lazım geldiğine inanıyoruz. Bir an önce ülkede sükunetin sağlanmasını ve sağduyunun hakim kılınarak olayların tırmanmasının önüne geçilmesini, gelişmeleri kışkırtıcı söylem ve dış müdahalelerden kaçınılmasını temenni ediyoruz.

‘Ayetullah Mike’ın işi mi?

El Kaide lideri Usame Bin Ladin’in yakalanış öyküsünü anlatan Zero Dark Thirty isimli filmde aktör Fredric Lehne’nin oynadığı ‘Kurt’ (The Wolf) isimli karakter, CIA’nın terörle mücadele biriminin başındaki ajan Michael D’Andrea’nın Hollywood filmindeki yansımasıydı. Filmde CIA’daki odasında namaz kılarken görülen Amerikalı ajan, gerçek hayatta da bir Ortadoğu ülkesinde görev yaparken Müslüman bir kadına aşık olup onun uğruna İslam dinini seçerek evlenen D’Andrea’nın ta kendisiydi. İstihbarat camiasında CIA’nın en gizemli ajanlarından biri olarak tanınan ve teşkilatta ‘Karanlık Prens’ ve ‘Ayetullah Mike’ isimleriyle anılan D’Andrea, ABD istihbaratının insansız uçaklarla Pakistan, Yemen ve Afganistan’da düzenlediği saldırıların bir numaralı sorumlusu. Aynı zamanda da CIA’nın gizli hücrelerinde işkence ile yapılan sorgulamalarda da başrol oynadığı belirtiliyor.

6 ay önce atandı

İşte bu isim 6 ay önce Başkan Trump’ın atadığı yeni CIA başkanı Mike Pompeo tarafından CIA’nın İran operasyonlarını yöneten birimin başına getirildi. New York Times’ın haberine göre bu atama Trump’ın İran’a karşı çok daha sert bir politika uygulamaya hazırlandığının en büyük göstergesiydi. Çünkü ‘Ayetullah Mike’ sert uygulamaları ve ‘şahin’ görüşleriyle tanınan bir isim. CIA’nın İran’a yönelik istihbarat operasyonlarına hız vermesine kesin gözüyle bakılıyordu. İsyanın bu atamadan 6 ay sonra patlaması da akıllara ‘Mike’ın işi mi?’ sorusunu getirdi.