Gazete Vatan Logo

İstihbaratın kara kutusu

Emekli Orgeneral Teoman Koman, 77 yaşında hayatını kaybetti ve arkasında pek çok sır bıraktı.

Emekli Orgeneral Teoman Koman, 77 yaşında hayatını kaybetti. Eski Jandarma Genel Komutanlığı görevinden emekli olan Koman'ın hayatına baktığımızda Türkiye'nin yaşadığı bir çok krizde yer aldığı ortaya çıkıyor. Öyle ki 28 Şubat davasından Ergenekon'a, banka hortumlamaktan Susurluk'a kadar bir çok olayda Koman'ın ismi hep büyük harflerle yazıldı. Son günlerini GATA'Da uyutularak geçiren Koman'ın dikkat çekici hayat hikayesine birlikte bakalım...

Onun dönemindeki 3 suikast
1956 yılında Harp Okulu'ndan teğmen olarak mezun olan Koman'ın kariyerinde tepelere çıktığı ilk MİT oldu. İstihbarat dünyasının tepesinde 1988 -1992 yılları arasında görev aldı. MİT Müsteşarlığı görevleri sırasında ise Türkiye'de çok çarpıcı olaylar yaşandı. Örneğin gazeteci Çetin Emeç, hukukçu Muammer Aksoy ve siyaset bilimci Bahriye Üçok suikastleri onun döneminde işlendi. Bu cinayetler üzerindeki sis perdesi hiç bir zaman aralanamadı.

Sınır ötesi operasyonlar
MİT Müsteşarlığından sonra orgeneral olan Koman önce 3. Ordu Komutanlığı görevini üstlendi. Jandarma Genel Komutanlığı'na kadar bu görevde bulunan Koman, terörle mücadelede belki de en önemli isimlerden biri oldu. 92-95 yılları arasında bu görevi yürüten Koman, süresi içinde 3 sınır ötesi operasyona imza attı. 1992 yılının Ekim ayında 15 bin askerin hava ve tank desteğiyle sınırı geçmesi sonucu yapılan Tank Operasyonu’nda 450 PKK etkisiz hale getirildi. 1994 Ocak ayındaki Zeli Baskını’nda ise 200’ün üzerinde PKK’li öldürüldü. 1995 Mart’ında 35.000 askerle sınırdan 60 kilometre içeriye girilen Çelik Operasyonu’nda 500’ün üzerinde PKK’linin öldürüldü. Operasyonda tampon bölge kurulması hedeflendi. Bu projeksiyon başta Temon Koman olmak üzere o dönemki en önemli çözüm yöntemi olarak benimsendi.

JİTEM'i yasakladı!
3. Ordu Komutanlığı göevinden sonra Teoman Koman, Jandarma Genel Komutanı koltuğuna oturdu. 1995- 1997 yılları arasında bu görevi yürüttü. Bu dönem de terörle mücadelede ön plana çıktı. Özellikle 3. Ordu Komutanı olduğu dönemden başlayarak JİTEM'in kuruluş aşamasında yer aldığı, komutanlığı dönemindre de desteklediği iddia edildi. Hatta bu iddialar yüzünden Ergenekon davası kapsamında bilgisine başvuruldu. Veli Küçük ve Doğu Perinçek onun adını 'tanık' olarak mahmeye verince duruşmaya davet edildi. 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hasan Hüseyin Özese, JİTEM'i sorunca cevabı şöyle oldu: "Jandarma İstihbarat kurumu olarak kurulmuş. Daha sonra Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde görev yapan bazı insanlar, JİTEM ismini kullanmışlar. Ancak böyle resmi bir birim yoktur. Bunu duyunca bir takım insanların illegal amaçları için bu ismi kullandıkları yönünde bir emir yayınlandı. Ben de kendi dönemimde yasakladım".

'Onlar kim oluyor!'
Koman'ın Jandarma Komutanlığı dönemi de hızlı geçti. Bu dönemin en çarpıcı olayı ise Susurluk Kazası'dır. 1996 yılında meydana gelen kaza 'Siyaset - Devlet Mafya' üçgenini ortaya çıkardı. Karanlık dönemin aydınlatılması içn TBMM tarafından araştırma komisyonu kuruldu. Davetiye verdiği iddia edilen cevap ise onun hakkındaki efsanelerin boyutun bir kat daha artırdı: "Onlar kim oluyor da beni ifadeye çağırıyor. Hiç kimseye ifade vermem!"

Tokat olayı
Koman efsanesi, sadece bu olaylarla da sınırlı değil. Özellikle 28 Şubat sürecindeki üstlendiği görev, muhafazar kesim tarafından asla affedilmedi. Onun döneminde personeline namaz kılmayı yasaklamasından tutun, kışlalarda ezan okunma yasağını getirdiğine kadar bir çok iddia muhafazakar basın tarafından defalarka haber konusu olarak işlendi. Ancak Koman hakkındaki belki de en çarpıcı iddia merhum Başbakan Adnan Menderes'i tokatlamasıdır. Yassıada'da üsteğmen olarak görev yaparken nöbeti sırasında Menderes'i tokatlağı iddiadan öteye geçmedi.

Banka hortumlama
'Emekli olunca emekliliğin tadını çıkartacağım, durgun bir hayat yaşayacağım' sözü de Koman için geçerli olmadı. Emekliliği döneminde İnterbank’ta yönetim kurulu başkan yardımcısı olarak görev aldı. Bankarala yönelik yapılan operasyonda yurtdışına 1 milyar dolar kaçırmakla suçlandı. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF)'in şikayeti üzerine hakkında İstanbul 30. Asliye Ceza Mahkemesinde mali sorumluluk davasının açıldı.

Ancak emekliliğinde yaşadığı ilk olay bu olmadı. 28 Şubat davasında ise 5. dalgasında gözaltına alındı. Daha sonra ise sağlık sorunları yüzündn tahliyesine karar verildi. Son günlerini ise GATA'da uyutularak geçirdi. Ancak arkasındaki şu sorular hala cevap bulmadı?

Susurluk'ta neyi ne kadar biliyordu?
JİTEM'i o mu kurdu?

MİT Müsteşarlığı döneminde gerçekleşen suikastlar neden aydınlanmadı, arkasındaki gizli örgütler kim?
Sınır ötesi operasyonlarda neden tampon bölge oluşturulmadı?
Banka hortumladı mı?
Kışlalarda ezanı yasakladı mı?
Ve gerçekten Menderes'i tokatladı mı?

Haberin Devamı