Gazete Vatan Logo

IŞİD sonu oldu! Adım adım tuzağa düşüş...

Raşid Tuğral, 2 Ocak 2015 günü Finlandiya'nın Oulu Tren İstasyonu’ndan Türkiye'ye doğru yola çıktı. Tuğral, aynı ay şiddete dayalı aşırılığın yolunu seçerek IŞİD'e katıldı

IŞİD sonu oldu! Adım adım tuzağa düşüş...

Raşid Tuğral, Türkiye'de çektiği büyüleyici gökyüzü fotoğrafları ile sosyal medyada çok sayıda takipçi kazandı. Samanyolu'na uzanan ardıç ağaçlarının fotoğrafları National Geographic dergisinin web sitesinde yer aldı. Finlandiya'da saygın bir okuldan astrofizik alanında yüksek lisans öğrenimi yapmak için kabul aldı. Akıllı, yakışıklı, maceraperest olan ve aktif yaşamı seven Raşid Tuğral gökyüzünü inceleyeceği bir geleceğe doğru ilerliyordu.

Ancak Raşid daha farklı bir arayıştaydı. Muhafazakar bir aileden gelen Raşid Tuğral üniversiteye giderken internetteki cihatçı sitelerde dolaşıyordu. İslam’ın radikal yorumuna inanmaya başladı. 2015 yılının başında ailesi ve rahat yaşantısını geride bırakıp Suriye'de devlet ilan eden IŞİD'e katıldı.

Geçen Ağustos ayında IŞİD saflarında Kürt savaşçılarla girdiği bir çatışmada öldüğünde Raşid 27 yaşındaydı.

Raşid gibi binlerce genç Müslüman, radikal ideolojik propagandaya inanarak Irak ve Suriye'de halifelik ilan eden terör örgütü IŞİD'e katıldı. Raşid, diğerlerinden farklıydı, çünkü geride bıraktığı yüklü fotoğraf koleksiyonu, video kayıtları ve yazılarla zaman içinde yaşadığı dönüşümü kayda geçirdi.Raşid Tuğral, geride kendi portrelerini, inanılmaz gökyüzü fotoğraflarını, uzaya ilişkin düşüncelerini, inandığı dini anlattığı ve inanmayanlara öfkelendiği yazılarını bıraktı. Geçen yıl internetten yayınladığı bir mektubunda IŞİD deneyimlerini yazdı, çektiği sıkıntıları, aldığı zor askeri eğitimi ve hava saldırılarından sağ kurtulmayı nasıl öğrendiklerini anlattı. IŞİD’in kafa kesen ve kadınları seks kölesi yapan en barbarca uygulamalarını bile dini inançları çerçevesinde savundu.

Haberin Devamı

RAŞİD HİKAYESİ

RADİKALİZMİ NEDEN SEÇTİ?

Amerika'nın Sesi'nden (VOA) bir ekip bu sorunun cevaplarını aradı. VOA ekibi, Raşid'in sosyal medya paylaşımlarını taradı, Suriye'den yazdığı 14 sayfalık mektubu satır satır inceledi, Raşid'in okul arkadaşları, tanıdıkları ve babası dahil diğer haber kaynaklarıyla konuştu.

Esprileriyle tanınan ve araştırmacı bir ruha sahip Raşid Tuğral cihat için yola çıkmamıştı. Ancak Raşid'in hayatı ve ölümü, IŞİD'in yanıltıcı ideolojisine kapılan genç Müslümanlar’dan oluşan kayıp neslin tipik bir örneğini oluşturuyor.

Haberin Devamı

DİNDAR BİR AİLEDE BÜYÜDÜ

Dindar bir ailede büyüdü Üç kardeşten ortancası olan Raşid Tuğral, Ankara'nın Sincan İlçesi'nde eğitime önem veren dindar bir ailede büyüdü. Türk edebiyatı üzerine doktora derecesi bulunan babası Süleyman Tuğral lise öğretmeni. Ağabeyi bilgisayar mühendisi ve besteci. Kızkardeşi öğrenci, amcası ise matematik profesörü.

Süleyman Tuğral, 2008-2014 yılları arasında muhafazakar düşüncelerini, şiirlerini ve İslam'la ilgili görüşlerini bir blog yazarak meraklılarıyla paylaştı. Baba Tuğral "Kuran'da Değer Sistemi" başlıklı doktora tezine de bu blog’da yer verdi. Süleyman Tuğral'ın doktora tezi çalışmasında “radikal” İslam'a destek verdiği, Allah'a ve Hz. Muhammed’e inanmayan Yahudiler ile Hıristiyanlar'ın “lanetli” olduğunu söylediği görülüyor. Baba Tuğral, "Acı veren bir ceza onları bekliyor" ifadelerini kullanıyor.

Haberin Devamı

ELE AVUCA SIĞMAYAN BİR DEHA

ODTÜ'de, Raşid astronomi, fotoğrafçılık alanlarına duyduğu ilgi ve yaptığı esprilerle tanındı. Güvenlik kaygılarıyla kimliğinin açıklanmasını istemeyen bir profesörü, "Bir dehaydı. Mükemmel sorular sorardı. Ama çok iyi bir öğrenci değildi. Disiplinsizdi ve çoğu zaman dersleri kaçırırdı," dedi.

Raşid, ODTÜ'deki Astronomi Topluluğu'na üye oldu ve bu grubun başındaki Utku Borataç ile yakın arkadaşlık kurdu. Birlikte kamp yaparak geceleri gökyüzünü incelediler. Borataç, Amerika'nın Sesi'ne yaptığı açıklamada, TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi'nin yıllık Gökyüzü Gözlem Şenliği’nin düzenlenmesine yardımcı olduklarını söyledi.

Raşid, astronomi fotoğraflarıyla 2010'da "National Geographic" sayfalarında yer almaya başladı ve 2012'de NASA'nın açtığı bir fotoğraf yarışmasına katıldı. Kedileri çok seven Raşid Tuğral sosyal medyada "Nükleer Kedi" ismini kullanmaya başladı.

KURALLARA UYMAYAN BİR ÇILGIN

Kurallara uymayan bir çılgın Güvenlik nedenleriyle Raşid’le ilişkisinin bilinmesini istemeyen bir arkadaşı, "Sürekli espri yapar, her şeyle dalga geçerdi. Bir kere okula tayt giyerek geldi. Bir keresinde yarı çıplak halde, şortla geldi," dedi. Bisikletçi, trekking’ci, dağcı ve yüzücü olan Raşid fiziksel gücünün sınırlarını zorlamayı seviyordu.

Yine aynı arkadaşı, Raşid'in bir kez sıkılınca bisikletle Ankara'dan 262 kilometre uzaklıktaki Konya'ya gittiğini söyledi.

Haberin Devamı

Raşid, Couchsurfing web sitesinde, "Tanıdığım insanların çoğu çılgın olduğumu söyler. Bana imreniyorlar. Çünkü genelde yapmak istediğim neyse onu yaparım. Gülmeyi severim, güldürmeyi de. Ama bazen ağlarım da. Çevremde bulunan insanlar genelde benden sıkılmazlar," ifadeleriyle tanımlamış kendini.

RADİKALİZME YÖNELİŞ

Okul arkadaşı Nihat Çelik, Raşid'in bazen günlerce Kuran öğrenmek için Mescit'e kapandığını söyledi. Çelik'e göre, Mescit Grubu, Raşid'in radikalleşmesinde rol oynadı. Çelik, "(Raşid) 2014'ün ilkbaharında aynı gruptan biriyle Irak ya da Suriye'ye gitti. Raşid'in yanındaki kişiye ne olduğunu bilmiyoruz," dedi.

Newsweek dergisinde 2015’te yayınlanan bir haberde, Mescit Grubu'ndan bir kişinin IŞİD'e katıldığı ve internet üzerinden Raşid Tuğral’la cihat videoları paylaştığı belirtildi.

FİLLANDİYA'DAKİ ÇALIŞMALAR

Finlandiya'daki çalışmalar Raşid Tuğral, 2014 yılı ilkbahar döneminde ODTÜ'den mezun oldu. Aynı yılın sonbaharında ise Finlandiya'nın Jyvaskyla Ünivesitesi'nde Fizik Bölümü'nde yüksek lisans öğrenimine başladı. Raşid, Finlandiya'yı, kuzey iklimini sevdi ve Facebook sayfasında, "Şimdiki kampüsüm bir öncekinden daha iyi," diye yazdı.

Raşid, sosyal medya üzerinden Finlandiya'nın çok renkli sonbaharını; kedilerin, sincapların ve diğer hayvanların fotoğraflarıyla süsleyerek anlattı.

Raşid, Finlandiya'nın Kolari Bölgesi'ndeki Akaslompolo Köyü'nün harika manzaralarının fotoğraflarını çekti ve bunları 26 Aralık 2014'te Facebook üzerinden paylaştı.
Raşid Tuğral, Finlandiya'da akademik çalışmalarından çok Jyvaskyla'daki An-Nur Camisi'ne vakit ayırdı.

Finlandiya'daki sınıf arkadaşı Anbu Posakkannu, BirGün gazetesine yaptığı açıklamada, "Derslere pek gitmiyordu. Vaktinin çoğunu camide veya evdeyken internette geçiriyordu," dedi.

Utku Borataç ise Raşid ile dalga geçerek uzattığı sakalıyla Finlandiya'ya nasıl girebildiğini sorduğunu söylüyor. Borataç, "’(Finlandiya’ya) Cihat için mi geldin diye sormadılar mı?’ dediğimde, Raşid, 'Burada dış görünüşüne göre değil, niyetlerine göre seni değerlendiriyorlar,’ diye yanıt verdi,” diyor.

"KİMSEYLE KONUŞMUYORDU"

An-Nur Camisi'nin imamı Khalid Bellamine, Amerika'nın Sesi'ne, Finlandiya’daki güvenlik yetkililerinin Raşid Tuğral’la ilgili olarak kendisiyle temasa geçtiğini söyledi. "Raşid’le hiç tanışmadım ve buradaki cemaat içinde de kimse onu tanımıyordu" diyen Bellamine, sözlerini şöyle sürdürdü: “Anladığımız kadarıyla gece geç saatlerde camiye geliyordu ve kimseyle konuşmuyordu. Eğer kendisinin davranışlarını şüpheli bulsaydım, kesinlikle şikâyette bulunurdum.”

Raşid, Finlandiya'nın güneyindeki Akaslompolo'da 7 Fells Hostel'ini görüntülemiş.
YOLA ÇIKIŞ
Yola çıkış Raşid, IŞİD’e katılmadan önce Ankara'daki evine gitti ve ailesine 10 Ocak gecesini ODTÜ'lü arkadaşlarıyla birlikte geçireceğini söyledi. Küçük bir sırt çantası hazırladı ve Suriye'nin yolunu tuttu.

Raşid Tuğral, sonra, "Allah'ın izniyle yola çıktım" diye yazdı.

Bir minübüs otostop yapan Raşid için durdu ancak minübüse binerken kamerasını unuttuğunu hatırladı. Her yere götürdüğü, kendi öyküsünü, çevreyi ve gökyüzünü kayda geçirdiği kamerasını unutmuştu. Ancak, bunun artık çok da önemli olmadığına karar verdi.
SURİYE'YE GEÇİŞ
Bu an ve sonrasında yaşadıkları, Raşid’in Suriye’de internet ve sosyal medyaya erişimi yokken yazdığı uzun mektubunda ayrıntılı olarak anlatılıyor. Raşid Tuğral “Hilafet Topraklarından Selamlar” başlıklı mektubunu 25 Mart 2015’te Facebook’ta paylaştı.

Tuğral, Şanlıurfa sınırında Tunus, Libya ve Suudi Arabistan’dan gelip IŞİD'e katılmak isteyenlerle buluştu. Hep birlikte, yasadışı yollarla Şanlıurfa sınırından Suriye’ye geçtiler. Mektubunda, “Uzun bir süre koşmak zorunda kaldık. İyi ki ağır bir valiz almamışım,” diye yazan Raşid, yolculuktan duyduğu memnuniyeti dile getiriyordu.

Uzun saçlı Afgan bir IŞİD militanı, Raşid'i ve yeni tanıştığı arkadaşlarını sınırın diğer tarafında karşıladı ve büyük bir IŞİD bayrağının yanından geçerek Tel Abyad’a götürdü. Hep birlikte mumların aydınlattığı bir eve gittiler. Pasaportlarına, tüm elektronik cihazlarına ve diğer eşyalarına el konuldu – ancak tam o anda Raşid, cep telefonundan ailesine son bir e-posta gönderebilmek amacıyla kendisine birkaç dakika vermesi için görevli IŞİD militanını ikna etmeyi başardı.

“Kötü internet bağlantısı yüzünden internete girmek çok zordu,” diye yazan Raşid Tuğral, istediği bütün e-postaları gönderemeden telefonuna el konulduğunu belirtti: “‘Nereye gidiyorum ben?’ dedim kendi kendime, sonra ‘boşver’ deyip geçtim.” IŞİD daha sonra aralarına yeni katılanları sorguya çekti ve hepsine takma isim verdi. Raşid Tuğral mektubunda şöyle yazıyordu: “Yeni adım tabii ki Abu Huraira idi, yani Arapça Kedilerin Babası.”
"CENNETTE GÖRÜŞÜRÜZ"
Günler sonra, Raşid başka bir eve götürüldü. Evin duvarlarında kurşun delikleri vardı ve yine Raşid’in yazdığına göre, bu ev “muhtemelen savaş ganimeti” olarak alınmıştı. Evde yaklaşık 20 kişi vardı. Raşid Tuğral her birinin farklı ülkelerden geldiklerini ve IŞİD’i desteklemek için büyük istek duyduklarını anlatıyordu. Biri Almanya’dan gelen bir kikboksçu, diğeri Bangladeşli bir makine mühendisiydi. Bir diğeri ise Fransa’da cezaevinden çıkar çıkmaz IŞİD’e katılmıştı. Başka bir IŞİD’li ise Çin’den Suriye’ye gidebilmek için 15 bin doları gözden çıkarmıştı.

Birkaç gün sonra, Raşid Tuğral ve 8 yeni IŞİD’li, örgütün başkent ilan ettiği Rakka’ya giden bir minibüse bindiler. Raşid Tuğral mektubunda ev arkadaşlarına “Cennette görüşürüz” diyerek veda ettiğini ve seyahatin keyifli geçtiğini yazıyordu.
RAKKA'YI KEŞİF
IŞİD, üyelerinin savaşa katılabilmeleri için öncelikle şeriat ve spor eğitimi almalarını şart koşuyordu. Raşid, bu eğitimleri sabırsızlıkla beklerken Rakka şehrini de keşfe başladı. Şehir “büyük ve kalabalıktı, insanlar kafa kesmeden normal bir şekilde yaşamaya devam ediyordu,” diyor Raşid Tuğral mektubunda. “İslam Devleti’nin en güzel yönü sigaranın her yerde yasak olması” diyen Raşid “motosiklet ve ısıtıcılar dahil her yerde mazot kullanılmasından” da şikayet ediyordu.

Raşid Tuğral, Rakka’da iki hafta diğer yabancı savaşçılarla birlikte, çok az suyu olan ve neredeyse tek yiyeceğin yumurta olduğu soğuk bir evde kaldı. Raşid’in boğazı ağrıyordu ama bu ağrı, kapı ve pencereleri sık sık sallayan korkunç hava saldırıları yanında hiçbir şeydi. Raşid Tuğral, hava saldırılarını şöyle anlatıyordu mektubunda: “Kuvvetli bir rüzgar esiyor gibi… Her an sanki kafamıza bomba düşecekmiş korkusuyla yaşıyoruz.”
SAVAŞA HAZIRLIK
Aylar boyunca, Raşid evden eve taşındı. Önce Rakka’nın içinde, sonra Rakka yakınlarında bir eve, daha sonra ise Humus’a. Soğuktan, kalabalıktan ve kirlilikten şikayet ediyordu: “Neredeyse 30 kişi bir odada uyuyorduk. Ama sürekli yeni birileri getiriliyordu,” yazıyordu mektubunda, Raşid Tuğral.

Hatta bir seferinde kaldığı yer kelimenin tam anlamıyla ilkeldi. IŞİD her ne kadar “sünger yataklar”, çamaşır makinesi ve elektrik jeneratörü verse de sonuçta kaldıkları yer mağaraydı. Raşid'in notlarına göre, “Çok sayıda eşya da vardı” bunların arasında Birleşmiş Milletler’in büyük ihtimalle mülteciler için yolladığı ama sonradan IŞİD’in eline geçen battaniyeler de vardı.

Raşid Tuğral’ın spor eğitimi mağaradaki ilk gününde başladı. IŞİD’e yeni katılanlar çamurda kurbağa yürüyüşü dahil çeşitli egzersizler yapıyordu. Finlandiya’dan aldığı ceket ve pantolonu giyen Raşid, o anları şöyle anlatıyordu: “Onlarla birlikte çamurda sürünmek istemedim ama mecburen yaptım.” Raşid, IŞİD’e katılmak isteyenlere kamuflaj giysileriyle gelmelerini öneriyordu.

Mağaradaki arkadaşları arasında İngiltere’den bir inşaat mühendisi ve oğlu da vardı. Mektubunda bu baba-oğul için “Bazı takımyıldızları biliyorlar ve bana sormadan ben onlara anlattıkça anlatıyorum” diye yazan Raşid Tuğral mağarada ışık olmasına rağmen, şehrin çoğunda olmadığını söylüyor. Hiçbir ışık kirliliğinin yıldızların önünü kesemediğini yazan Raşid Tuğral sözlerine şöyle devam ediyordu: “İslam Devleti’nde gökyüzü neredeyse her yerde tertemiz, diyebilirim.”
RAŞİD KOMANDO OLARAK SEÇİLDİ
Mağarada en az bir ay geçirdikten sonra, Raşid Tuğral ve beş savaşçı, komando olarak seçildi ve bir grup IŞİD militanına katılmalarına karar verildi.

Koşullar aniden iyileşmişti, Raşid Tuğral’ın mektubunda yazdığına göre. Komandolar Humus’un dışındaki bir eve taşındılar. Herkese yeni bir battaniye verildi. "Tacik aşçılar, bizim kültürümüze yakın yemekler yapıyordu,” diye yazıyordu mektubunda Raşid Tuğral, her hafta bir koyunun kesildiğini ekleyerek. Raşid devamla “Hemen hemen her gün muz ve portakal veriyorlardı. Bir de her gün üç ya da dört Snickers yiyorduk,” diye de yazmıştı.

İlk çatışmada, Raşid Tuğral’ın görevi sağlık hizmet vermekti; ODTÜ’de aldığı ilk yardım eğitimi nedeniyle bu görev için uygun bulunmuştu. “Onların doktoruydum, en ufak tıbbi bilginiz bile burada çok faydalı oluyo,” diyordu Raşid.

“İlk kez mermilerin sesini bu kadar yakınımda duyuyordum, dang dang sesleri her yerdeydi” yazan Raşid Tuğral, tank ve top sesleri yüzünden tepelerin arkasına saklandıklarını söylüyordu. Saatlerce sert rüzgarda ve buz gibi soğuk havada kaldıktan sonra geri çekilmek için izin almışlardı. Hastane olarak da hizmet veren çadırlarında iki ölü, altı yaralı vardı ve her yer “kan kokuyordu.”Ü
BARBARLIĞI SAVUNMAK
Raşid Tuğral, mektubunda, cihatçı arkadaşlarıyla birlikte ve tüm bir gece süren çatışmaların ardından “zafer içinde” üsse döndüğünü anlattı. Üsse, bir tank, bir kamyonet, el bombaları ve üç kesik kafa ganimetleriyle dönülmüştü.

Raşid daha sonra IŞİD’in kelle kesme eylemlerini arkadaşı Borataç’a savundu. Borataç, Raşid'e “Neden masum insanların kafalarını kesen bir örgütle ilişkidesin? Bu psikopatça değil mi?” diye sormuştu.

Raşid Tuğral, “Bunun birçok masumu öldüren Suriye rejimini destekleyenlere ve Amerika’nın kölesi olarak şeriatı reddedenlere verilen bir ceza olduğu” şeklinde karşılık verdi. Raşid Tuğral, yine aynı şekilde, Ezidi kadınlar başta olmak üzere kadınların seks kölesi olarak kullanılmasını da savundu.

Raşid, Borataç’a kelle kesmenin stratejik bir amaçla yapıldığını söyledi ve “Bunlar sadece televizyon için, düşmanları korkutmayı amaçlıyor. Bunları görünce korku içinde kaçacaklar,” dedi.
CİHATCI GELİN
Raşid Tuğral, aynı yılın Mayıs ayında IŞİD’in Türkiyeli destekçisi Ayşe Zevra Et-Türki ile evlendi.

Raşid Tuğral, Facebook’ta daha önce bekar olan cihatçıların ayda 100 dolar aldıklarını ve altı diğer cihatçıyla aynı evi paylaştıklarını yazmıştı. Raşid, “Yabancı cihatçılara evlenmek için dört ay veriliyor. IŞİD bir ev ile eş ve çocuklar için mali destek sağlıyor,” yazıyor.
RAŞİD ÖLDÜ
IŞİD’ın sosyal medya sayfalarına göre, Raşid Tuğral, Ağustos başlarında Rakka’nın kuzeyinde ABD destekli Kürtler ile çatışırken öldü. Raşid, aynı bölgede IŞİD toprak kaybederken savaşıyordu.

Raşid’in babası, kısa bir röportaj sırasında Amerika’nın Sesi muhabirine, gelininin, oğlunun öldüğünü telefonda haber verdiğini söyledi. Gelin, Raşid’in Suriye’de toprağa verileceğini söyledi.

Süleyman Tuğral, kendisiyle geçen Ağustos’ta konuşmak isteyen muhabire oğlunun cenazesini almak istediğini ve Türk yetkililerden olayı soruşturmalarını talep ettiğini kaydetti.
SON MESAJI
Raşid Tuğral’ın Facebook’taki son mesajı 31 Ağustos’ta ve ölümünden bir ay sonra yayınlandı: “Eğer burada uzun bir zaman yazmazsam, bilin ki bu dünyadaki sürem doldu ve ahirete kavuştum. Allah’ın beni şehit olarak kabul etmesi için dua edin. Bu mesaj otomatik olarak kurgulandı. Ahirette görüşeceğimizi umarım.” Raşid Tuğral’ın Twitter hesabı bloke edildi, ancak Facebook hesabı hala açık. Amerika’nın Sesi’ne konuşan Twitter yetkilileri, 2015’in ilk yarısından bu yana IŞİD bağlantılı ve çeşitli tehditlerin yer aldığı 360 bin hesabı kapattıklarını belirttiler.

İngiltere’deki Keele Üniversitesi’nde çalışmalarını sürdüren Türk akademisyen Salih Doğan, Amerika’nın Sesi’ne, Türkiye’den binlerce kişinin IŞİD’e katıldığını söyledi. Doğan, IŞİD’e katılanların ortak bir yanının Suriye’deki rejimin zulüm ve vahşeti olabileceğini, ancak herkesin farklı nedenlerle hareket edebildiğini belirtti. Doğan’a göre, bazıları muhafazakar ailelerden geldiği için IŞİD’e ve cihat ideolojisine sürüklenebilirken, bazıları haksızlıklara tepki olarak katılıyor. Doğan, diğerlerinin de sosyal statü veya maddi kazanç sağlamak için bu örgüte katıldığını kaydetti.

Doğan, “Bu insanların bu hale gelmesi korkunç bir şey. Sanıyorum buradaki temel güdü insanın içindeki ve duygusal dünyasındaki bir boşluğu doldurma arayışı,” diye konuştu.
(Kaynak: Uzay Bulut, Kasım Cindemir, Rikar Hussein tarafından hazırlandı. Amerika’nın Sesi Türkçe Servisi'nden Yıldız Yazıcıoğlu Ankara’dan katkıda bulundu. Haberi Carol Guensburg kaleme aldı. Aksi belirtilmediği yerlerdeki fotoğraflar Raşid Tuğral’ın Facebook ve Twitter hesaplarından alındı)