Gazete Vatan Logo

İsa'nın temsilcisi olmaktan vazgeçiyor

Papa, bin yıl sonra “İsa’nın yeryüzündeki temsilcisi” olma iddiasından vazgeçme aşamasına geldi.

Katolik dünyasının ruhani lideri Papa 16. Benediktus ile Ortodoks dünyasının ruhani lideri Fener Rum Patriği Bartholomeos, geçen yıl İstanbul’daki buluşmalarında, Doğu (Vatikan) ve Batı (İstanbul) kiliselerinin ayrılığını “skandal” olarak nitelemişler; 1054 yılından beri süren bu ayrılığı diyaloğa dönüştürmek için çalışacaklarını dünyaya ilan etmişlerdi.


İstanbul buluşmasında, Hristiyanlık ve İslam dini arasında diyalog açısından da önemli bir adım atılmış, Papa ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu hoşgörü ve barış mesajları vermişler, Papa, Sultanahmet Camisi’ni gezerken İstanbul Müftüsü’nün teklifi üzerine kıyama durmuş ve dua etmişti.

Bu buluşmadan yaklaşık 1 yıl sonra Papa ve Patrik geçen ay İtalya’nın Ravenna’da kentinde biraraya gelerek, iki mezhebin temsilcilerinin hazırladıkları ortak bildiriyle “Küresel Kilise”nin yol haritasını çizdiler.

Bildiri, Vatikan’ın yanısıra dört Ortodoks patriğinden üçünün makamlarının bulunduğu İstanbul, Kıbrıs ve Atina’da da yayınlandı. İtalyanca yayınlanan bildiri, henüz Türkçe’ye çevrilmedi.


“Birleşmiş bir kilise İslam için çok daha elverişli bir ortam yaratır” diyen Rahip Anagnostopulos, Doğu ve Batı kiliselerinin birleşmesinde esas sorunun temsilde yaşanacağını söyledi; Papa’nın ilk kez (resmi olarak bu ünvanından vazgeçtiğini ilan etmese de) “İsa’nın yeryüzündeki temsilcisi olduğunu” söylememesinin iki kilisenin birleşme şansını arttırdığını vurguladı.


PAPA ARTIK İSA’NIN TEMSİLCİSİ OLDUĞUNU SÖYLEMİYOR
Eğer biz bir daha küresel olarak birleşirsek, 1054 senesindeki duruma gitmemiz lazım. O zaman bütün kiliseler eşitti. Patrik ve Papa eşitti.Yalnız bunların arasında en kıdemlisi Papa’ydı. Bu demek değildir ki Papa o eski durumunu kabul ederse bütün Hristiyanlığın başı oluyor. Olmuyor. Fakat Hristiyan kiliseleri arasında en kıdemlisi ve eşitler arasında birinci Papa oluyor. Bunu şimdiye kadar Katolik kilisesi bu şekilde kabul etmiyordu. Ravenna’da yapılan son görüşmeden sonra Papalık bu prensibi kabul eder gibi görünüyor. Yani buna karşı gelmiyor veya eskiden iddia edildiği gibi Papa, İsa efendimizin dünya üzerindeki temsilcisi olduğu iddiası artık söylemiyor. Çünkü Ortodoks dünyası, dünya üzerinde İsa efendimizin bir temsilcisi olduğunu kabul etmez. Papa resmi bir bildiri ile bu ünvanından vazgeçmiş değil. Fakat şimdiye kadar bu ilk defa konuşuluyor. Dolayısıyla bu kiliselerin birleşme şansı daha büyüktür. Ben papalığın tavrını görüyorum, o kadar müsait ki. Şimdiye kadar böyle müsait bir durum hiç olmamıştı. Bence 16. Benedikt’in tarihi bilgileri çok mühim. Ve patriğimiz Bartholomeos’un da bu konularda açık olması çok önemlidir. Papa fanatik bir Ortodoks değildir. Patriğimiz Bartholomeos de fanatik bir Katolik değildir.

KÜRESEL KİLİSE VE KÜRESEL İSLAM
Bartholomeos’un patrikliği 1991’de başlamıştı. O zamandan beri İstanbul’da ve Selanik’te sanırım şimdiye kadar 10 tane Hristiyan Ortodoks ve İslam diyalog toplantıları yapılmıştır. Bunların maksadı tabii İslam’la Hristiyanlığı birleştirmek değil, birbirini tanımak ve sosyal konularda beraberce çalışmaktır.

Yani insani ve hümanist yollardan çalışmak. Eğer bugün bir İslam-Hristiyan diyaloğundan bahsedersek, bu diyalogta en fazla tecrübeye sahip olan bizleriz. Roma Kilisesi bu diyaloğa bundan iki-üç sene önce başlamıştır.

Onların da bir çabası vardır. Bu iki çabanın kiliselerin birleştirilmesi çabasıyla bir ilgisinin olduğunu sanmıyorum. Ama birleşmiş olan bir kilise İslam için bence çok daha elverişli bir ortam yaratır. Ortodokslarla ayrı, Katoliklerle başka bir şekilde, veya Protestanlarla bambaşka bir şekilde konuşmaya mecbur olan bir İslam yoktur. Karşılarında bir tek Hristiyanlık olacaktır ki bu ikisinin sosyal konularda çok büyük benzerlikleri vardır; teolojik konularda demiyorum.

Bu diyaloğun bir kiliseyle yapılması herhalde bütün insanlık için iyi olacaktır. Küresel bir kilise ve küresel bir İslam beraberce çalışırsa savaşlarının çözülmesi ve dünyadaki barış problemlerinin çözülmesi için daha büyük katkıları olabilir.

PROTESTAN DÜNYASINI DA DÜŞÜNMEK LAZIM
Eğer bir küresel Hristiyanlık kilisesinden bahsedersek o zaman Protestan dünyasını da düşünmek lazım. Protestan dünyasının da buna bir katkısı ve ilgisinin de olması lazım. Bunu şu anda göremiyorum.

Protestan dünyası bizden değil, Kotoliklerden ayrılmıştır. Dolayısıyla onların problemleri varsa, bunlar Batı’da çözülmesi gereken problemlerdir. Onların da problemi aynıdır. Onların da esas ayrılma meselesi, Papa’nın ünvanı ve Papa’nın hakları idi. Benim düşüncem şu; eğer bizimle problem çözülürse Protestanlarla problemin çözülme ihtimali büyüktür.

HALKTA PROBLEM YOK, PAPA’NIN HAKLARI SORUN
Bu iki kilisenin birleşmesinde esas bir konu var: Papa’nın hakları ve konumu nedir? Çünkü Doğu kiliselerinde Papa’ya benzeyen bir makam yoktur. Yalnız Ortodoks kiliselerinde bir hiyerarşi vardır. Mesela Patriklerin en kıdemlisi birincisi İstanbul Patriği, ikincisi İskenderiye Patriği, üçüncüsü Antakya, dördüncüsü Kudüs, beşincisi Moskova...

Batı’da böyle bir hiyerarşi yoktur, bir tek kilise başkanı vardır; o da Papa’dır. Cemaatler arasında benim şahsen gördüğüm ve yaşadığım şudur: Liberal ve terakkiperver düşüncede olan Hristiyanlar, Batı’da olsun, Doğu’da olsun, halk tabakası seviyesinde, problem yoktur. Eski zamanlardaki gibi “Sen Katoliksin, ben Ortodoksum” tartışması yoktur artık. Esas problem teolojiktir. Yani baş rahipler, teologlar bu konuda anlaşırsa kiliselerin birleşmesinde büyük problemler olmayacaktır.

DİYALOG SÜRECİ 40 YILDIR SÜRÜYOR
Eski küresel kilise 1054 senesinde Doğu ve Batı; Katolik ve Ordodoks kilisesi olarak ikiye ayrılmıştı. Buna ilahiyat tarihinde sizma, parçalanma denir.

1054 senesinden sonra yavaş yavaş aradaki münasebetler kesilmiş ve ilk defa 1966 senesinde İstanbul Patriği Athenagoras ve o zamanki Papa 6. Paul’ün Kudüs’te birbirleriyle kavuşarak ve birlikte dua ederek yeniden birleşme ve kardeşlik devresi başlamıştır. 1054’den 1966’ya kadar iki kilise arasında resmi münasebet yoktu. 1966 senesinde başlayan bu diyalog, çok yavaş ilerlemiştir.

Buna 6. Paul, 2. Jean Paul ve o zamanın patriklerinin katkıları çok büyüktür. Ancak aşağı yukarı 1000 sene birbiriyle konuşmayan iki kiliseden birinin bütün problemleri çözmesi çok zordur. Dolayısıyla başlayan bu süreç, yavaş olsa da yürümektedir. Şimdi bu sürecin birdenbire hızlanması, Papa 16. Benedikt’le Patrik Barthholomeos’un İstanbul’da geçen sene görüşmeleri ve bu iki kilise başkanının bu kilise problemlerini çok iyi bilen iki kilise başkanları olması sebebiyle hızlanmıştır.

Haberin Devamı