Gazete Vatan Logo

İnflamatuvar bağırsak hastalıkları ne zaman görülüyor?

İnflamatuvar bağırsak hastalıkları daha çok 20'li ve 30'lu yaşlarda görülüyor.

İnflamatuvar bağırsak hastalıkları ne zaman görülüyor?

Günlük yaşantıyı derinden etkileyen ve ülkemizde yaklaşık 60 bin kişide var olduğu tahmin edilen inflamatuvar bağırsak hastalıkları daha çok 20′li ve 30′lu yaşlarda görülüyor.

Türk Gastroenteroloji Derneği (TGD) Toplumsal Farkındalık Projeleri kapsamında, “Farkında Ol, Geç Kalma!” sloganı ile yapılan “Sindirim Sistemi Hastalıkları Bilgilendirme Programı”nın İzmir ayağında 19 Mayıs Dünya İnflamatuvar Bağırsak Hastalıkları (İBH) Günü nedeniyle bir halk toplantısı yaptı.

Türk Gastroenteroloji Derneği tarafından, Abbott’un koşulsuz desteği ile düzenlenen “Sindirim Sistemi Hastalıkları Bilgilendirme Programı”nda, Türkiye’nin farklı şehirlerinde yapılan halk bilgilendirme toplantıları ile sindirim sistemi hastalıklarının toplumdaki farkındalık seviyesini yükseltilmesi ve kamuoyunun dikkatinin çekilmesi hedefleniyor.

“HASTALIKLAR GENÇ YAŞLARDA SIK GÖRÜLÜYOR”

Derneğin Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hale Akpınar, sindirim sistemi veya bağırsak duvarının kronik iltihabı ve kalınlaşması sonucu oluşan inflamatuvar bağırsak hastalıklarının, yaygın olarak 20′li ve 30′lu yaşlarda görüldüğünü söyledi.

Haberin Devamı

Herhangi bir bulaşıcı mikrop olmadan bağırsakların iltihaplanmasıyla meydana gelen bu hastalıkların, birbirine benzediğini belirten Akpınar, şu bilgileri verdi:

“Bağışıklık, kalıtımsal ve çeşitli çevresel faktörlerin etkisiyle oluşan Crohn hastalığı ve ülseratif kolit bu hastalıkların başlıcalarıdır. Hastalıkların başlama yaşı 15-25 arasıdır; ancak, tüm yaş gruplarında da görülebilmektedir. Ülseratif kolit (ÜK) ve Crohn hastalığı (CH), oldukça nadir görülen hastalıklardır ve diğer pek çok hastalıkla karıştırılabildiği için yıllarca gizli kalabilir. Sindirim kanalının çeşitli yerlerinde inflamasyon ve ülserasyonun oluşmasına sebep olan kronik rahatsızlıklardır. Bu inflamasyon, inatçı ve sık ishale (genellikle kan lekeli ve acil dışkılama ihtiyacı ile görülen), karın ağrısına, ateşe, yorgunluk ve kilo kaybına sebep olmaktadır.”

“İNFLAMATUVAR BAĞIRSAK HASTALIKLARI BULAŞICI DEĞİL”

İnflamatuvar bağırsak hastalıklarının bulaşıcı olmadığını aktaran Uzman, “Hasta, hastalığını çevresindeki insanlara bulaştırmaz. Gıdalarla alınan çeşitli maddeler, bakteri, bakteri toksinleri, virüsler, stres ve sigaranın bu hastalıklara katkıda bulunduğuna inanılır fakat tek bir sebep gösterilememektedir. Mevcut birçok teoriye rağmen, nedenleri ve vücutta sebep oldukları değişiklikler çok az bilinmektedir. Fakat etken ne olursa olsun, bağırsak mukozasında iltihap hücreleri artar, inflamasyon ve ülserler gelişir.” diye konuştu.

Haberin Devamı

“İBH ŞİKAYETİ OLANLAR GASTROENTEROLOJİ UZMANINA GİTMELİ”

Dokuz Eylül Üniversitesinden Gastroenteroloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Göksel Bengi ise alevlenmeler arasında kendini iyi hisseden ve semptomları ortadan kalkan hastaların doktorlarının önerdiği idame tedavisini ve kontrolleri ihmal ettiklerini söyleyerek uyarıda bulundu:

“Yeni bulgular, hastaların doktorlarının tavsiye ettiği şekilde tedavilerine devam etmelerinin, uzun süreli faydalarının olduğunu ve kolon ve/veya rektum kanseri geliştirme risklerini azalttığını göstermektedir. İBH olan kişiler, gastroenteroloji uzmanları tarafından takip edilmelidir.”

Haberin Devamı

“ENDOSKOPİ İŞLEMLERİ GASTROENTEROLOJİ UZMANLARININ ASIL İŞİDİR”

Modern tanı ve tedavi yöntemleri arasında önemli bir yer tutan endoskopik girişimlerin etkin ve güvenilir yöntemler olduğunu belirten Prof. Akpınar, endoskopiyi bu konuda eğitim görenlerin yapması gerektiğine dikkat çekerek şöyle konuştu:

“Gastroenteroloji uzmanları 3 yıl boyunca endoskopi eğitimi görürler ve bu alanda en iyi eğitilmiş hekimlerdir. Türk Gastroenteroloji Derneği’nin toplam 768 üyesi vardır. Bu kadar az sayıda Gastroenteroloji uzmanının 78.750.000 kişilik ülke nüfusumuzun Gastroenterolojik sorunlarını ve endoskopi ihtiyaçlarını karşılayamayacağı açıktır. Bu nedenle daha gerçekçi planlamalar yapılması gerekmektedir. Bu planlamalar yapılırken ihtiyacı olan her hastanın bu işlemlere erişim hakkı ile yapılan işlem kalitesi arasında bir denge olması da şarttır.” (NTV)