İnadına seven biziz!

İlk single Derman’ın ardından ikinci single geldi. Hem de tam bir yılın ardından. Biraz “Bizim Sesimiz”den bahsederek başlayalım söze. Sizin için anlamı nedir? Nasıl demlendi bu yeni çalışma bir yıl içinde?

Evet, tam bir yılın ardından ikinci şarkı geldi. Fakat şarkı bu süreç içinde yazılmadı, zaten hazırdı. Teknik anlamda bazı eksiklikler vardı. Bu bir yıl içinde gerçek anlamda şarkı demlendi diyebiliriz. O bir yıl içerisinde olan bütün olaylarda şarkı karşılığını buldu. En azından bende iyice karşılığını buldu. Ve devam edebilmek adına benim için gerçekten önemli ve anlamlıydı.

Bizim Sesimiz’le kime sesleniyorsunuz? Siz de aslında şarkıyla ortak bir sese tercüman oluyorsunuz?

Yaşantımda hiçbir zaman ayrışmaya ve ayrılığa yer yoktur ve hiçbir zaman da öyle hissetmedim hayatımda. Son dönemlerde bu işler iyice ayyuka çıktı ama ben hiçbir zaman öyle hissetmedim; zaten o davranış bana uymaz. Şarkının adının “Bizim Sesimiz” olması çok şey ifade ediyor aslında. Yani bizden bağımsız bir sürü olay olur; ölümler olur, felaketler... Ama en büyük acıyı çeken her zaman geniş halk kitleleridir. Bu da biziz.

Tarzınızı nasıl tanımlamak daha doğru?

Evet, tanımlamak zor. Eskiden beri kendi aramızda ya da diğer röportajlarda tarzımızı hep trip hop olarak tanımladık. Ama tek bir şekilde tanımlayabileceğimi sanmıyorum. Birçok farklı tarzı içinde barındırıyor.

Multitap dağılmadı

Bizim Sesimiz’de “Dinle bu ses bizim sesimiz, ağlayan, haykıran biziz, kahkahayla gülen biziz, inadına seven biziz” diyorsunuz. Bir anlamda güçlü durmanın, direnmenin değerini mi hatırlatıyorsunuz?

Bunların unutulduğunu çok sanmıyorum. Sadece bu çok dillendirildiği için insanların buna alıştırıldığını düşünüyorum. Bu sözler yeni sözler değil, bunlar çok eskilerden gelen sözler. Bazı yerlerinde bazı derlemeler, eklemeler çıkartmalar da olabilir. Şarkı herhangi bir değere vurgu yapmaktan ya da mesaj vermekten ziyade aslında tespitler yapıyor ve bir resim koyuyor ortaya.

Şarkılarınızda şu bölüm dikkat çekiyor “Et ve kandan fazlasıyız, Aşk ve paradan fazlası, İntikamdan fazlasıyız, Hizmetkarlıktan fazlası”... Nasıl yorumlarsınız?

İnsanoğlunun binlerce yıllık sefaleti ve cehaleti…

Sizi Multitap’ın davulcusu olarak da biliyoruz. Multitap’la ilgili son gelişmeler nedir? Dağılmadı ama yeni bir üretim yok.

Dağılmadık ama dediğiniz doğru, yeni bir üretim yok. Benim şarkılarımı zaten birlikte yapıyoruz. Bu ara herkesin farklı müzikal projeleri var, onların üzerinde çalışıyorlar. Gelecekte bir çalışma tabii ki olacak, sadece kısa bir ara verdik diyebiliriz.

Klip için tüm arkadaşlarım çalıştı

Nam-ı diğer Ali Baba’sınız. Peki neden? Nasıl bir dinleyici kitleniz var?

Çok sevdiğim bir dinleyici kitlem var. Birçoğunu tanıyorum. Hepsi ile her an beraber olmaya, öyle hissetmeye çalışıyorum. Neden Ali baba oldum, tam olarak ben de bilmiyorum. Belki de sevdiğim insanlarla olan bu birliktelik otomatik olarak bu algıyı doğurmuştur, onlara sormak lazım bu soruyu…

Klibi de dinlemek isterim. Kaş’ta yaşadığınızı biliyoruz, klip de Kaş’ta çekildi. Nasıl bir çekim süreciydi?

Klibi Mayıs başlarında Kaş’ta çektik. Özellikle o dönem klipte gördüğünüz hikâye bizim bir rutinimizdi. Doğal ve kendiliğinden gelişen bir süreç oldu. Her zaman yaptığımız bir şeydi, tek fark kameraların olmasıydı. Aslında bahsettiğiniz değerlerin koşuşturmada unutulmadığının bir göstergesi oldu klip bizim için. Klibi çeken arkadaşlarım, Erman, Dursun, Berkay ve Erdem hiçbir karşılık beklemeden İstanbul’dan geldiler, ekipmanları getirdiler. Birkaç gün takıldık, klibi çektik ve gittiler. Bazı değerleri unutmamak önemli. Dostluk, dayanışma bunlardan sadece birkaçı...