Gazete Vatan Logo
Magazin İmkansız düetler

İmkansız düetler

İmkansız düetler

Merhaba herkese. Biliyorum bir çoğunuz maNga’nın solisti olarak tanıyor beni ama aslında grup dışında da durmadan bulaştığım işler var. Bahsedeceğim belgesel müzik programı da bunlardan biri. TRT Müzik’te üçüncü sezonuna bu akşam girecek olan Kulaktan Kulağa. İzlemeyenleriniz umarım peşinde koştuğum hikayelere tanık olabilirler resimli kutunun karşısında. Yaklaşık iki sene önce izlediğim One Giant Leap ve Anadolu’nun Kayıp Şarkıları ilham verdi aslında bu programı hayal etmeme. Sonra da arkadaşım Emre Eren ile birlikte köşelerini belirlemeye başladık. Bahsettiğim iki belgesel de gizemli, kayıp, etnik ezgilerin adeta avcılığını yapıyordu. İkisi de türküleri doğal ortamlarında kaydediyor, onları cüretkar düzenlemelerle bambaşka bir hale getirerek izleyiciye sunuyordu.

Ben ise, “Neden bu fikirleri, imkansız düetleri mümkün kılma yolunda kullanmayayım?” diye sordum kendime. Acaba Anadolu’nun bir köyündeki bir sesi ekran ve müziğin sihri ile ünlü konuklarla buluşturabilir miydim? Kurduk ekibimizi ve yollara düştük. Bazen belediye başkanları, muhtarların yardımıyla önceden haber gönderiyorduk gideceğimiz köylere. Bazen de hiç haber vermeden köy kahvesinin önüne park ediyorduk arabamızı. Çaylar gelip ahali şoku atlatınca üzerinden, başlıyorduk “Sesi güzel olan var mı?” diye sormaya. Geze geze yapıyorduk kayıtlarımızı. Bazen biz de gitarımızla eşlik ediyorduk. Sonra o kayıtları İstanbul’da maNga’nın da son albümünü kaydettiğimiz stüdyomuza getirip başlıyorduk düzenlemelerini yapmaya. Bir keresinde bir saz yürüyüşünden “punk” bir parça bile çıkarttığımız olmuştu.

Haberin Devamı

İki ayrı sesin birleşimi

Yaptığımız düzenlemenin üzerine okuyan ünlü konuğumuzun yanına ilk kayıttaki amcamızın veya teyzemizin sesini koyduğumuz anda gerçekleşiyordu hayalini kurduğumuz düet. Ekranı ikiye böldüğümüz anda bir de klibi oluyordu bu imkansız düetin.

Bu programı yapana kadar, konserler vermek için gitiğim şehirlere dair tek hatırladığım otel odalarıydı. Şimdiyse sahneden, uçaktan veya otobüsten gördüğüm sokaklara, kahvelere, evlere uğruyorum dilediğimce. Onların hikayelerini, ezgilerini depoladığım zihnim, bilgisayarım ve kameram bana büyük bir keyfin yanında paha biçilmez bir ilham da veriyor. Şöyle böyle derken geldik 27. bölüme. Bu akşam 18.15’te Balıkesir Erdek ile başlıyoruz üçüncü sezonumuza. Erdek’i teyzemlerin yazlığından ve verdiğimiz konserlerden bilirdim. Gittiğimizde zeytinliklerini gezme fırsatım oldu bu kez. Köylüler zeytinlikler konusunda biraz dertli. İlaçlamanın iyi yapılamadığını düşünüyorlar. Benden iletmesi. Erdek’te aklımdan çıkmayan ise, Ocaklar Köyü’nde bizi misafir eden Kaniye Teyze oldu. Taş plaktan gelen sesinin yanında iç geçirerek anlattığı gençlik yılları, hem onun hem bizim gözlerimizi doldurdu. İmkansızlıklardan dolayı müziğin peşini bırakmak zorunda kalışını hiç unutamamıştı. Zeytinlikleri arasında ona sandalyesi ile gençlik yıllarında hayal ettiği kayıt ortamını sağlamaya çalıştık. Bu hâlâ bakir civarın insalarının sesi akşam TRT Müzik’te. İmkansız düetimizin İstanbul’daki kahramanı ise Model’den Fatma Turgut. Fatma’nın sesine bir kez daha hayran kalacaksınız.

Haberin Devamı

Haberin Devamı