İlk jest Odeabank’tan
Darbe girişimi sonrası ciddi bir sermaye çıkışı olmadığı gibi Lübnan’lı Odeabank 1 milyar TL’lik sermayesini artırmak için BDDK’ya başvurdu.
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, darbe teşebbüsünün ardından Türkiye’den para çıkışı olmadığını, tam tersi yeni yatırım haberleri geldiğini dile getirerek, “Lübnan orijinli Odeabank, 1 milyar lira sermayesini artırmak için dün BDDK’ya başvurdu, kabul ettik. Yakında getirecek” dedi. Canikli, darbe girişiminin ardından Türkiye’nin kredi notunun düşürülmesine ilişkin, “Birileri ısrarla darbecilerin amaçlarına uygun hareket ediyor, onların yanında duran adımlar atıyorlar. Bunlardan birisi Standard & Poor’s (S&P)” dedi.
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, kanun hükmünde kararname (KHK) ile kapatılan, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile bağlantılı vakıfların, Vakıflar Genel Müdürlüğüne, diğer kurum ve kuruluşların ise Hazine Müsteşarlığı’na aktarıldığını belirterek, “Eğitim kurumlarının büyük bir bölümü yine eğitim kurumu olarak faaliyetine devam edecek. Binalar o amaçla kullanılacak. Aynı şey sağlık kuruluşları için de geçerli” dedi.
Lübnan’ın en büyük bankası Bank Audi, Türkiye’deki şirketini 5 yıl önce sıfırdan kurdu. Odea Bank adını seçtiği bilinen Lübnanlılar’ın şirketinin ismi de Odea Bank Anonim Şirketi. Bankanın sermayesi 300 milyon dolar karşılığı 533 milyon 520 bin lira olarak belirlendi.
İlk 10’da
Bankanın yönetim kurulunda 5 Lübnan, 1 Mısır ve 1 Suudi Arabistan vatandaşı var. Lübnan vatandaşları Raymond Audi, Samir Hanna, Marwan Ghandour, Imad Itani ve Maurice Sayde. Mısırlı yönetim kurulu üyesi Hatem Ali Sadek, Suudi Arabistan vatandaşı üye ise Abdullah İbrahim A. Alhobayb. Banka aktif sıralamasına göre 30 milyar TL’ye yaklaşan aktifi ile Türkiye’nin ilk 10 özel bankası arasına da girdi.
Özkaya: Risk gören tampona da baksın
Odeabank Genel Müdürü Hüseyin Özkaya, Türkiye’nin sağlam bankacılık sektörü ve güçlü kamu maliyesinin orta vadedeki sorunları aşmada yardımcı olacağının unutulmaması gerektiğini vurguladı. Özkaya, “Türkiye ekonomisi üzerindeki artan risklerin orta vadede bankacılık sektörü ve kamu maliyesi üzerinde alınacak tedbirlerle bertaraf edilebileceğini düşünüyoruz. Dolayısıyla beklenmedik bir olay olmasının ekonomiye bakışı değiştirmek için tek başına yeterli olmadığını düşünüyoruz.” dedi. Sorunların ne kadar süre devam ettiği ve oluşan risklere karşı tamponların olup olmadığının da derecelendirme kuruluşlarının alacağı kararlarda, en az karşılaşılan riskler kadar dikkate alınması gerektiğini vurgulayan Özkaya, “S&P’nin not indirimi ve Moody’s kararının son derece erken alındığını düşünüyoruz. Yaşanan gelişmelerin ve finansal piyasalardaki oynaklığın ekonomi üzerindeki etkilerini görebileceğimiz kadar bir zaman geçmedi” diye konuştu.
