Gazete Vatan Logo

İlk hedef 30 kilometre derinlikte güvenli alan

Başbakan Yıldırım, Afrin harekatında ilk hedefin 20-30 kilometre derinlikte güvenli alan oluşturulması olduğunu anlattı, “Daha sonra gerek Afrin merkezinde gerekse diğer bölgelerinde yerleşik bu terör örgütlerinin yok edilmesi için çalışma yapılacak” dedi

İlk hedef 30 kilometre derinlikte güvenli alan

Başbakan Binali Yıldırım, medya temsilcileriyle Vahdettin Köşkü’nde bir araya gelerek Zeytin Dalı Harekatı’na ilişkin bilgiler verdi. PKK/YPG unsurlarının 2014 yılından itibaren Afrin bölgesinde sistematik zulüm uyguladığını, kendilerine itaat etmeyenleri sürgüne gönderdiğini ve 300 bini aşkın insanın şehri terk etmek zorunda kaldığını anlatan Yıldırım, “Esasen terör örgütü PKK, YPG, PYD’nin dünya kamuoyunu etkilemeye çalışmak için kullandığı kara propagandanın tam tersi var burada. ‘Kürtleri öldürmek için, bölgede Kürtleri yok etmek için Türk Ordusu operasyon başlattı’ şeklindeki konu, tamamen orada yaşayan Kürt, Arap, Türkmen, sivil, gücü, imkanı olmayan insanları kurtarmaya yönelik bir faaliyettir. İşin özü bu” dedi. Yıldırım, Suriye’den Türkiye’ye yüz binlerce Kürt’ün göç etmek zorunda kaldığını söyledi.

Afrin’den 700 taciz

Terör örgütünün, gerek dost ve kardeş bölge halkı, gerek Türkiye’de sınıra yakın yaşayan vatandaşların can ve mal güvenliğe yönelttiği tehlikenin son dönemlerde artmaya başladığına dikkat çeken Yıldırım, Afrin’den Hatay ve Kilis ile civardaki karakollara, üslere 700’e yakın tacizin gerçekleştirildiğini, hudut karakollarının saldırıya maruz kaldığını vurguladı.

Haberin Devamı

Temizleyene kadar devam!

“Harekat, terör unsurları bölgeden temizleninceye kadar devam edecek. Milletimizin harekata desteği tamdır. Bu da askerimizin oradaki operasyon kabiliyetini daha da artırmaktadır” diyen Yıldırım, medyanın aynı 15 Temmuz’da olduğu gibi ülke menfaati için çok güzel bir fotoğraf sergilediğini söyledi ve teşekkür etti.

Fırat Kalkanı’ndaki gibi harekata devam edileceğini vurgulayan Yıldırım, “Orada da bugün okullar, hastaneler açık. İnsanlar iş, güç kurmaya çalışıyorlar. Normal hayat devam ediyor, Türkiye’ye karşı da büyük bir memnuniyet var” dedi.

8-10 bin terörist var

Operasyonun 4 safhası olduğunu belirten Başbakan Yıldırım, şu bilgileri paylaştı: Birinci safha bir kere sınırlarımızdan içeri doğru güvenli bir alanın oluşturulması. Azez bölgesinden başlayarak, kuzey batıya doğru, oradan tekrar güney batıya doğru 130 kilometrelik Afrin bölgesinin bir güvenli şerit oluşturulması, derinliği 20-30 kilometre. İlk hedef orada güvenli bir alan oluşturacağız ki ondan sonra terör unsurlarını yok etmek için oraya ayağımızı sağlam basmamız lazım. Daha sonra gerek Afrin merkezinde gerekse diğer bölgelerinde yerleşik bu terör örgütlerinin yok edilmesi için çalışma yapılacak. Sahadaki durum netleştikçe süre de belirlediğimiz süreler var ama bu sürelerin tutması, erken olması biraz daha uzaması sahada karşılaşacağımız durumla netleşecek. Güneye kaçıp sivil halkın arasına karışacaklar, orada da belki sivil halkı kalkan olarak kullanacaklar. O bakımdan ikinci, üçüncü, dördüncü safhalar daha titiz çalışmayı gerektirecek. O bakımdan ilk safahatı bizim için çok önemli. Buradan 20-30 kilometrelik bir bandı güvenli alan haline getirdiğimiz zaman sonraki işlerin önemi biraz daha azalıyor. O bir temizlik harekatına dönüşüyor. Orada çok aceleci davranmamıza ihtiyaç yok.

Haberin Devamı

Afrin’deki nüfus ve terör unsurlarına yönelik bir soru üzerine Yıldırım, “Yaklaşık 8-10 bin civarında terör grubu olduğunu hesap ediyoruz. Nüfus olarak da doğrusu 450 bin ile 750 bin arasında gidip geliyor. Tabii sağlıklı bilgi vermek mümkün değil, göçler oluyor, en az yarım milyon bir nüfustan bahsedebiliriz.” dedi.

Haberin Devamı

Göçe sınır ötesi çözüm

Yıldırım, “Afrin operasyonuyla Suriye’den Türkiye’ye yeni bir göç dalgası olabilir mi?” sorusunu, “Şu anda Afrin de İdlib de hareketli. Dolayısıyla böyle bir göç dalgası ihtimalini göz ardı etmiyoruz. Ancak bizim planlamamız sınırımızın güneyinde yani dışında bunları karşılamak, orada iskan etmek şeklinde. Hazırlıklarımızı buna göre yapıyoruz. Çünkü içeride daha fazla kapasite yok. Sınırımızın hemen dışında kamp alanları oluşturuyoruz” diye yanıtladı.

‘Soçi’yi etkilemez’

Harekatın Astana sürecini, Soçi’yi etkilemesinin söz konusu olmadığını belirten Yıldırım, “Zaten PKK/PYD/YPG’nin bu sürecin içinde olmadığını biz açıkça ifade ettik. İran da bunu kabul etti. Başka nasıl etkileyecek? Bizim buradaki hedefimiz DEAŞ, PKK, YPG. Bunlar İran’ın da mücadele ettiği, İran’ın da istemediği terör grupları. Rusya’nın da bu operasyona karşı herhangi kuvvetli bir itirazı yok. O bakımdan böyle bir sürecin etkilenmesi zarar görmesi söz konusu olamaz” diye konuştu.

Haberin Devamı

Rejim değil Rusya ile muhatabız

Başbakan Yıldırım, operasyon öncesi bilgilendirme konusundaki bir soruya şu karşılığı verdi: Bu harekat başlamadan önce diplomatik alanda, askeri temaslarda yapılması gereken her şey yapıldı, Rusya ile Amerika ile İran ile... Rejimle görüşülmedi, rejimle Rusya üzerinde görüşülmek suretiyle mutabakat sağlandı. Rusya’nın bu harekatla ilgili şu anda bize karşı herhangi olumsuz tutumu yok. Buna hava sahasının kullanılması da dahil. Hava sahasının kullanılması konusunda rejimin yönetilmesi, sevk ve idaresi görevini Rusya yerine getiriyor. Biz doğrudan Rusya’ya muhatabız. Amerika’da bir kafa karışıklığı var, herkes ayrı telden çalıyor. Bir net duruş yok ama buraya karşı da ‘Yapmayın, etmeyin’ tarzında keskin bir şey de yok. Sadece onlar ‘Bizim önceliğimiz DEAŞ’la mücadeledir. Dolayısıyla DEAŞ’a yoğunlaşmak lazım. Aynı zamanda bizim Afrin’le bir işimiz yok, unsurumuz yok dolayısıyla Afrin bizim ilgi alanımız içerisinde değildir’ mealinden açıklamalar da yapıyorlar. İran’la da görüşüldü. İran’ın herhangi karşı çıkma durumu yok ama bazı endişeleri var. Biz de bu endişeleri tabii ki dikkate alacağız. Hava sahasının kullanılmasıyla beraber bir teknik sorun yaşandı kısa süreli ama aşıldı. O, bize karşı bir cevap verme amaçlı değil, oradaki sistemler otomatik olarak devreye girdiği için onları tekrar gözden geçirdiler, düzelttiler.

ABD’den Münbiç beklentisi

Yıldırım, “Münbiç operasyonu için Afrin’in tamamlanması mı bekleniyor?” sorusu üzerine ABD’nin PKK’yı Fırat’ın batısından çıkarma sözü olduğunu hatırlatark, “Bu sözün tahakkuk etmesini biz hala bekliyoruz. Bunu istiyoruz. Şimdi önümüzde Afrin Harekatı var, yoğunlaşmamız burayadır, ama ülkemizin herhangi bir noktasından herhangi bir ülkeden bir tehdit gelecek olursa, nereden gelirse gelsin buna cevap verecek hazırlığımız mevcut” karşılığını verdi.

BM 51. maddeye dayanan harekat

Harekatın planlama ve icrasında, sadece bahse konu terör unsurlarıyla, bu unsurlara ait barınak, silah, sığınak, mevzi, araç ve gerecin hedef alındığını, sivil halkın zarar görmemesi için her türlü hassasiyetin gösterildiğini belirten Yıldırım, “Harekat uluslararası hukuk temelinde, BM Sözleşmesi’nin 51. maddesine dayandırılarak, meşru müdafaa hakkı olarak yürütülüyor. Ayrıca BM’nin Güvenlik Konseyi’nde aldığı terörle mücadeleye ilişkin 1373, 1624, 2170, 2178 sayılı kararları uyarınca, Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı esasına göre yürütülüyor” dedi

‘Sonuç alıncaya kadar devam’

Başbakan Yıldırım dün Çanakkale’de AK Parti’nin il kongresine katıldı. Afrin harekatına değinen Yıldırım, “Operasyon Mehmetçiğin karadan tepelerine binmesiyle devam ediyor” dedi. Yıldırım, “Güney sınırlarımızın güvenliği için Fırat Kalkanı’nda olduğu gibi ‘Zeytin Dalı Operasyonu’ da devam edecektir. Sonuç alıncaya kadar bir tane PKK’lı, DEAŞ’lı terörist kalmayınca kadar devam edecektir” diye konuştu.

O yaralı çocuk Afrin değil Musul’dan!

Başbakan Yıldırım, Türkiye aleyhinde yapacakları muhtemel dezenformasyonlara karşı dikkatli olunmasını isterken şunları söyledi: Dün sosyal medyada kan revan içinde küçük bir çocuk. Bunu hemen arkadaşlar ortaya çıkardı ki geçmiş dönemde Musul ve orada yapılan operasyonlara ait bir fotoğraf. Maalesef bu terör örgütleri sosyal medyayı hemen hemen bütün devletlerden daha etkin kullanıyor. Orada şu propaganda yayılmaya çalışılıyor; ‘Burada DEAŞ yok’. Halbuki Suriye’deki mücadele DEAŞ ile sınırlıydı. Dolayısıyla Türkiye’nin bu operasyonu farklı amaçlar gözetiyor gibi yavaş yavaş bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Şunu asla aklımızdan çıkarmayalım, DEAŞ burada. Çünkü DEAŞ’a Rakka’dan yol verdiler, buraya gelmesine izin verdiler. Bir kısmı da buradan denizden Avrupa’ya geçmeye çalıştı. Geçerken yakaladık, bir kısmı da geçti. Dolayısıyla burada istemediğimiz kadar DEAŞ’lı var. Birlikte çarpışıyorlar. Amerika başta olmak üzere bazı Avrupa ülkelerinde ciddi anlamda bunların dezenformasyon kabiliyeti var. Buna karşı daha duyarlı olmamız icap ediyor. Türkiye’yi işgalci gösterme gayretleri var.

Zeytinin ‘dalı’ PKK’ya

Yıldırım, özellikle tartışma programlarında Zeytin Dalı Harekatı’nın iç siyasetin bir tartışma konusu haline getirilmemesi gerektiğini vurguladı. Kendisine bir karikatür gösterildiğini ifade eden Yıldırım, “Karikatürde iki PKK’lı konuşuyor. Biri diyor ki ‘Türkiye Zeytin Dalı Harekatı başlatmış’. Öbürü de ‘Anlamadın mı evladım, zeytinler vatandaşlara, dallar da bize.’ diyor. Esasında harekatın amacını çok güzel özetliyor” dedi.

Lojistik destek de harekatın hedefinde!

Rusya’nın “Pentagon, Suriye’deki ABD yanlısı silahlı gruplara modern silahlar temin ederek provokatif adımlar attı” şeklindeki açıklaması sorulan Başbakan Yıldırım, şunları söyledi: Tabii bu tespit bizim baştan beri söylediğimiz gerçeği teyit ediyor. Rusya’nın böyle bir tespit yapıyor olması bizim ne kadar haklı bir iş yaptığımızı bir anlamda destekler mahiyette. Doğrusu burada terör örgütlerinin yuvalanması bizim kadar rejimin geleceği için de tehlike, Rusya için de tehlike. Suriye’nin toprak bütünlüğü için de tehlike. Bu bölgeye yönelik her türlü lojistik destek bu operasyonun hedefidir. Bu kadar net ve açık söylüyorum. Bu noktaya kolay gelinmedi, çok çetin müzakereler oldu. Hava sahasının kapatılma konusu şu an için söz konusu değil ama sürekli 7/24 esasına göre bir koordinasyon var. Bu koordinasyon çerçevesinde bu harekat icra ediliyor.