Gazete Vatan Logo

İdamı geri getirmek AB’ye veda demek...

Başbakan Erdoğan’ın idam cezasını tekrar tartışmaya açması Avrupa Birliği’nin temel sözleşmeleri idam cezasını çok kesin bir dille yasaklıyor

İdamı geri getirmek AB’ye veda demek...

Yasaklamak bir yana, idam cezası olan ülkelere suçlu iadesine bile izin verilmiyor. Yani idamı geri getirmek AB hayaline de veda etmek anlamına geliyor. Dünyada halen 57 ülkede idam cezası var, 18 bin 750 kişi hakkında da idam kararı bulunuyor. İdamı en son yasaklayan ülke ise 2010 yılında Gabon...

İdamı geri getirmek AB’ye veda demek...

İdam, Milattan önce Yahudi toplumlarından başlayıp antik Yunan’da, ardından ABD ve İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa’ya kadar yüzyıllardan beri tartışılan bir ceza yöntemi. Üzerinde sosyologlar ve filozofların caydırıcılığı ve insani değerlere uygunluğu konusunda uzun ve karmaşık tartışmalar yaptığı bir kavram. İdam, Başbakan’ın son açıklamalarından sonra Türkiye gündemini de meşgul ediyor. Oysa ki Türkiye, Avrupa Birliği üyelik sürecinde ilk olarak 2003 yılında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6 no’lu ek protokolünü onaylayarak savaş dışı hallerde idam cezasını kaldırmış, ardından da 2004 yılında yine aynı sözleşmenin 13 no’lu ek porotokolüne imza koyarak idamı tamamen yasalarından çıkarmıştı. Henüz idam cezası TCK’da yer alırken TESEV tarafından 2002’de Türkiye genelinde yapılan bir anket Türk halkının AB müktesebatına uygunluk için ölüm cezasının kaldırılmasına yüzde 62 oranında sıcak baktığını gösterirken, idamı destekleyen Türkler’in oranı ise yüzde 33’te kalmıştı.

İdamı geri getirmek AB’ye veda demek...

Kopenhag Kriteri

Nitekim Avrupa Birliği’nin ‘Temel Haklar Sözleşmesi’nde yer alan 2’nci maddede iki cümlelik bir ifade bulunuyor:

A) Herkes yaşama hakkına sahiptir.

B) AB genelinde kimse idam cezasına mahkum edilemez.

Avrupa Birliği bununla da kalmıyor, kendi toprakları dahilinde idamı bu kadar kesin bir dille yasaklarken, idam cezasına sahip olan ülkelere suçluların iadesine bile izin vermeyecek düzenlemeleri bünyesinde barındırıyor. Türkiye de yasalarından idamı çıkarırken AB üyeliğinin önkoşulu olarak ve Kopenhag Kriterleri’ne uygunluk açısından bunu yapmıştı. Yani, idam cezasını geri getirecek herhangi bir düzenleme Kopenhag Kriterleri’nin ihlali anlamına gelecek ki, bu da Türkiye’nin adaylık sürecini sonlandıracak kadar büyük bir ihlal olacak. Çünkü AB’nin bu konudaki tavrı çok net ve açık.

İdamı geri getirmek AB’ye veda demek...

İngilizler 1998’i bekledi

Avrupa genelinde ölüm cezasının yer aldığı ülkeler Rusya ve Belarus. Rusya 1996 yılından bu yana kimseyi idam etmediği için de fakto olarak ölüm cezasını kaldırmaya doğru giden ülkeler arasında gösteriliyor. Belarus ise Avrupa’nın hiçbir resmi ve uluslararası kurumuna üye olmayan ve diktatörlükle yönetilen bir ülke olarak biliniyor. Aslında Avrupa’da ölüm cezasının kaldırılması İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra etkili bir şekilde dillendirilmeye başlandı. Şaşırtıcı bir şekilde Dünya Savaşları’ndan çok daha önce idamı yasalarından çıkartan Avrupa ülkesi ise 1865 yılında San Marino oldu. Onu 1867’de Portekiz izlerken, Fransa’nın bu ceza türüne tam anlamıyla veda etmesi 1981’i, İngiltere’nin ise çok daha yakın bir tarih olan 1998’i buldu. Ancak bu iki büyük Avrupa ülkesinde 1960’lı yıllarda sadece savaş durumunda idamı hoşgören kanunlar mevcuttu. Son değişikliklerle her tür suç için idam cezası kaldırıldı.

İdamı geri getirmek AB’ye veda demek...

Tartışmayı başbakan açmıştı

Başbakan Erdoğan, idam cezasıyla ilgili ilk önce partisinin Kızılcahamam kampında, ardından Endonezya’da ve son olarak da önceki gün Trabzon’da konuştu. Erdoğan Trabzon’da “Endonezya’da ’Ölümler karşısında, öldürmeler karşısında gerekirse idam cezası yeniden masaya getirilmelidir’ dedim. Çünkü devletin, öldüreni affetme yetkisini biz kendimizde görmüyoruz. Bu yetki öldürülenin ailesine aittir, bize ait olamaz. Bununla ilgili düzenlemeleri yapmak gerekir. ’Efendim AB’de öyleymiş’ diyorlar. Biz bir kere bu noktada öyle bir adım attık. Bugün ABD’de idam var, Rusya’da var, Çin’de var, Japonya’da var. Dünyanın birçok yerinde var. Bunlar BM Güvenlik Konseyi’nin ağırlıklı üyeleri. Yani Fransa, İngiltere hariç diğerlerinde var. O zaman durumumuzu gözden geçirmemiz lazım” dedi.

‘Tartışmalara göre siyaset karar verecek’

TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Volkan Bozkır, gazetecilerin idam cezasına ilişkin sorularını yanıtladı. Bozkır, “Başbakanımız belki de Türk insanı ve Türk milletinin içinde yatan bir arzuyu dile getirdi. Bunun daha henüz tartışılması lazım. Eminim ki kamuoyunda bir süre tartışıldıktan sonra Türkiye’nin ilgili kurumlarına gerekiyorsa böyle bir teklif gelir” dedi. Türkiye’nin AB ile ilişkilerinde 2000 yılında müzakere sürecinini başlaması için gerekli şartlardan birinin idam cezasının kaldırılması olduğunu hatırlatan Bozkır, şöyle konuştu:

“Bugün gelinen noktada terörün belki de çok aşırı boyutlara vardığı bir tabloda, caydırıcı olma amacıyla idam cezasının tekrar gündeme getirildiğini görüyoruz. İdam cezası tekrar gündeme getirildiğinde kamuoyunda iyice tartışılması ve Meclis’in vereceği karara göre uygulamaya geçilmesi gerekecektir. Dünyada ilk defa idam cezasını tesis eden ülke Türkiye olmayacaktır. Bu, birçok ülkede ABD’nin çeşitli eyaletlerinde hala uygulanıyor. Türkiye, kendisi için ve Türk halkının geleceği için ne gerekiyorsa yapacaktır.”

Bozkır, “Sözlerinizden bir yasal hazırlık olduğu sonucunu çıkartmalı mıyız?” sorusuna, “Yok o sonucu çıkartmıyoruz. Henüz daha o aşamada değiliz. Kamuoyunda tartışılacak noktadayız. Kamuoyundaki tartışmaların sonucuna göre siyaset bir karar verecektir” karşılığını verdi.

AB ile ilişkileri zedeler mi?

”AB ile ilişkilerimizi zedeler mi?” sorusuna Bozkır, AB ile ilişkilerin bugünkü konumunda zedelenmeden bahsetmenin doğru bir tabir olmadığını söyledi. Bozkır, “Bir dönüm noktasında mıyız, Ankara kriterlerinde geri adım gibi değerlendirmek yanlış mı olur?” sorusuna karşılık, şunları kaydetti: “Hayır. Bu idam cezası tartışmaları demokratik bir toplumda, bir ülkenin siyasi liderinin tartışmaya açtığı bir konu... AB ilişkilerinin kötüye gitmesiyle bir ilgisi de yok. AB’ye bir mesaj verecek nitelikte bir şey de değil” dedi.

‘Öcalan idam edilemez’

İdam tartışmaları genellikle PKK lideri Abdullah Öcalan etrafında yürüyor. Eski Yargıtay Başkanı Sami Selçuk bu konuda VATAN’a şunları söyledi: Kişilerle ilgili olarak aleyhe yapılan bir değişiklik geriye doğru işlemez. İdam cezası ile ilgili yasal düzenleme yapılırsa, bu ceza resmi gazetede yayındıktan itibaren geçerli olur. Öcalan’la yönelik herhangi bir işlemin geriye doğru yürütülmesi de mümkün değildir. Anayasa ve ceza yasası böyle der. Öcalan İmralı’da onu idam edelim diye bir yasa çıkartmak, hukukun üstünlüğünü benimsemiş bir ülkede yasa koyucunun yetkisinin dışındadır. Hukuk bağlayıcıdır ve bunun üstüne çıkarak kimse yasa yapamaz. Ayrıca hak ve özgürlüklerle ilgili bir konu olan ölüm cezası halk oyuna da sunulamaz. Hangi halka sorarsanız sorun, halk hep ölüm cezasından yana olmuştur. Bilimsel konularda halk oyuna başvurulmaz. Halk duygularıyla karar verir. Ölüm cezasının 4 bin yıllık geçmişi var, ölüm cezası suçları önlemez bu kanıtlanmıştır.

FBI: İdam caydırmıyor

ABD’yi oluşturan 50 eyaletin 37’sinde idam halen yasal bir ceza seçeneği olarak kullanılıyor. Son Başkanlık seçimlerinde aynı zamanda idamın kaldırılması kendilerine sorulan Californialılar, ölüm cezasının varlığını sürdürmesi yönünde oy kullandı. 2011 yılında Gallup’un ABD’de yaptığı anket Amerikalılar’ın yüzde 61’inin idamı haklı gördüğünü ortaya koydu. Ancak ankette idamın yerine ömür boyu hapis seçeneği de sunulduğu zaman bu oranın yüzde 49’a kadar gerilediği görüldü. FBI tarafından yapılan bir araştırma ise ölüm cezası olmayan eyaletlerde suç oranlarının ulusal ortalamanın altında kaldığını gösterdi. Bu, idam karşıtlarının, ‘Ölüm cezası caydırıcı değil’ argümanına en büyük desteği veren araştırmalardan biri olarak savunuluyor. ABD’de şimdiye dek en çok idam gerçekleştiren eyalet eski ABD Başkanı George W. Bush’un da bir dönem valilik yaptığı Teksas. Bu eyalette 490 kişinin ölüm cezası gerçekleşirken, 292 kişi de halen ölüm sırasının kendisine gelmesini bekliyor. California’da ise gerçekleşen idam sayısı 13’ken, 727 kişi valinin infazlarını onaylaması durumunda infaz edilecek.

BM idam için yeni çağrıya hazırlanıyor

İdam konusu şimdiye dek 3 kez BM Genel Kurulu gündemine geldi. 2007, 2008, 2010 yıllarında yapılan oylamaların tümünde dünyaya idam cezalarının uygulanmasının durdurulması çağrısı yapıldı. ABD, Çin gibi ülkeler bu kararlar için ret oyu kullandı. BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un geçtiğimiz Temmuzda bu cezanın uygulanmasının durdurulması için yaptığı çağrının ardından bir kez daha BM’nin bu doğrultuda bir karar tasarısını gündeme getirmesi bekleniyor.

Son idam

Türkiye’de idam cezası en son 1984’te infaz edildi. Devrimci Yolcu Hıdır Aslan 12 Eylül mahkemelerinde 4 yıl süren yargılama sonucunda asıldı. Türkiye’de idam cezası ilk önce 2002’de savaş, çok yakın savaş tehdidi ve terör suçları halleri dışındaki suçlar, 2006’da ise tüm suçlar için AB uyum yasaları ile kaldırıldı.

Haberin Devamı