Değişim...

Haberin Devamı

Bazı insanlar kedi gibidir. Yer değiştirmekten, ev değiştirmekten, alışkanlıklarının bozulmasından hoşlanmazlar. Aynı yerde, aynı köşede birbirine benzeyen günleri yaşasınlar ve kimse bu huzuru bozmasın isterler...

Alışkanlıklarına bağlı biri olarak yeni başlangıçları sevsem de düzenim bozulsun istemem... Bu hafta hayatımdaki her taşın yer değiştirdiği, değiştireceği tuhaf günlere gebe... Bu işe birlikte başladığım, bana çok şey öğretmiş yayın yönetmenim gidiyor... Evim, çalışma odam, eşyalarım değişiyor... Beş yıl aradan sonra bu akşam televizyon programı yapmaya geri dönüyorum... Bu belirsizlik Merkür yüzünden mi neymiş, bir süre musallat olacakmış insanoğluna...

***

Kaç gündür bu telaş ve dağınıklık içinde şöyle adamakıllı, içime sinen bir yazı yazamadım. Kafam sürekli kâh parazitlenen, kâh resmin donup kaldığı bir ekran gibi. Ya cızır cızır ya bomboş...

Cumartesi günü bir oraya bir buraya koştururken, bir yandan veli toplantısı, toplantı sırasında TV programı ile ilgili aksilikler, aksilikleri çözme telaşı, öğretmenlerin adını bir kâğıda, tanıtım metnini diğer kâğıda yazma, marifetli telefonla aktarma ve gönderme eylemlerinin arasına yazımı sıkıştırmaya çalıştım... İşte o stres cenderesi içinde birden... Bırakıp gitsem dedim kendime. Aman derdim ne? Hâlâ bu ne didinme?

Size de olur mu sıklıkla? Problem çözmekten usanır mısınız? Oyundan çıkmak, küsmekle yine de devam etmek arasında gidip gelir misiniz?

Her sene biraz daha zor gelir mi aynı şeyleri yaşamak? Elimde telefon, gözüm dalmış bunları düşündüm bir süre... Sonra kaldığım yerden devam ettim. Telefonlar, notlar, kâğıtlar... Hayat akıyordu işte üzerinde durduğum otobanda... Başka seçenek yoktu! Hep yeniden başlanacaktı...

***

Kim bilir kaç yazı yazdım. Okuyanı mutlu eden, etmeyen... Belki kızdıran, belki hayal kırıklığı yaratan... Belki kesip buzdolabının üzerine yapıştırdığı... Dalga geçildiği oldu; çılgınca alkışlandığı da... Ama yazmak hayatla şahane bağım oldu. Bazen ardına saklandığım bir duvar, bazen içinden ateş ettiğim bir mevzi... Öncelikli hale geldi yıllar içinde. O kadar öncelikliydi ki sevdiğim bir başka işten, özleyene kadar beni uzak tuttu.

Hayatta hep bir B planı olmalı insanın. Tek bir kişiye, tek bir işe, tek bir noktaya bağlanıp kalmadan, seçenek yaratabilmeli kendisine... Korkulardan uzak ve daha cesur kılacaktır içerideki yaşam mücadelesi veren küçük insanı...

Ve mutlaka hepimizin çok iyi yaptığı bir başka ikinci vardır... Mutlaka!

(Yazı, oyunculuk, televizyon... Hangisi olsa fark etmez biz buluşuruz... Bu akşam gözünüz değerse eğer Habertürk’te saat 23.00’te bir sohbet programı başlayacak. Hazırlayıp sunduğum. Beklerim.)

DİĞER YENİ YAZILAR