Asansör

Geçenlerde markette alışverişimin sonunda kasada cüzdanımı açarken fark etmiştim ellerimin yaşlandığını.

Haberin Devamı

Geçenlerde markette alışverişimin sonunda kasada cüzdanımı açarken fark etmiştim ellerimin yaşlandığını. Çok geçmedi üzerinden, birkaç hafta sonra bu kez asansörde fark ettim ki göz kapaklarım aşağı düşmüş. Yerçekimi çekiyor aşağıdan aşağıdan... Sonra başladım yanaklarımı kontrol etmeye; hakikaten onlarda da var aynı hareket...

Ben asansörde kendimi incelerken birkaç genç adam bindi. Yüksek sesle ve neşeyle konuşuyorlardı. Konu galiba bilgisayardı... Galiba...

Erkeklerin genellikle futbol ve arabadan konuşması kadınlar tarafından kanıksanmış ve arük iki konuyla ilgili yarışa girmekten çoktan vazgeçmiş olmalannın üzerinden çok geçmemişti aslında. Şimdi bir de bu... Sanki arabaya ilgisiz kalınabilir, futbola da ama bilgisayarda cahil duruyor insan... Öyle boş boş bakınca...

Neyse...

Bu genç erkek arkadaşlar kısa asansör beraberliğimiz boyunca dünyadaki tek meselenin konuştukları konu olduğuna hepimizi inandırdılar. Öyle hararetli öyle inançlıydılar yani. Birden aklımdan geçti; şimdi ben bunlara şişşşttt desem, "göz kapağınızda sarkma var mı?" Pek aklı başında biri olmadığımı düşünecekleri kesindi. Çok katlı binalarda bir süre sonra böyle asansör düşünceleri geliştiriyor insan.

Bir gün size uzun uzun yazarım. Bu yazıyı yazana dek asansörlerdeki bakışlar "ııımmm gerçekten zayıf mı?" sorusu taşırdı. Bugünden sonra kesin göz kapaklanma bakılacak.

Ben böyle derin asansör düşünceleri içindeyken genç arkadaşlar indi ve orta yaşlı bir bey bindi asansöre, sessiz. Halinde tanıdık bir şey vardı... İşte dedim asansörde bir aynayla baş başa kaldığında kesinlikle o da bakmıştır yüzünün değişen çizgilerine.

Yaşlanma endişesi değil sözünü ettiğim... Değişen bedenime her dikkatli bakışımda aslında zamanın hızına hayretim...

Sadece kocaman bir şaşkınlık...

Hay Allah ne zaman oldu bunlar?..

Nasıl da yavaş yavaş, ne kadar görünmeden geldiler...

Asansör hızında fark ediyor insan ömründen geçenleri... Birileri geliyor, birileri gidiyor. Kapılar açılıyor, kapanıyor... Yukarı çıkarken süs püs için var sanki aynalar... Aşağı inerkense görünen sureti incelemek için...

Ne idim, ne oldum?..

Orta yaşlı adam indi asansörden. İyi günler dedi inerken. Kimseye bakmadı ama en azından veda etti. inerken bir de bunu öğreniyor insan galiba; giderken hoşçakal demeyi.

Birde...

Yıllar önce üniversitede oyunculuk birinci sınıf öğrencisiyken Ergin Orbey oyunculuk eğitmenimizdi. Birinci dersini hiç unutmadım geçen onca yıla rağmen. Sahnedeydik, Ergin hoca hepimize tek tek baktı ve konuşmaya başladı:

"Unutmayın, asansörle çıkan asansörle iner... Siz merdiveni tercih edin. Yavaş yavaş çıkın. Çıkarken rastladıklarınıza iyi bakın.

Unutmayın yüzlerini... Bir gün, bir kez daha aynı basamakta karşılaşırsanız mahcup olmayın...

Hadi bakalım yolunuz açık olsun."

DİĞER YENİ YAZILAR