Gazete Vatan Logo

Huysuz melekler!

Çocuğunuz surat asmayı alışkanlık mı edindi? Sürekli etrafına öfke mi saçıyor? Size verdiğimiz ipuçlarıyla onun öfke nöbetleriyle baş edebilir, evinizi kahkaha sesleriyle doldurabilirsiniz.

Bir anne olarak bu senaryoya pek de yabancı sayılmazsınız: Yakın bir arkadaşınızla buluşuyorsunuz, çocuklarınız bir güzel oyun oynuyor, her şey güzel giderken birdenbire olaylar tersine dönüyor. Ya oyuncağı paylaşamıyorlar ya da kırıyorlar. Siz de elinizdeki çay fincanını sinirle bir kenara bırakıp yanlarına koşuyorsunuz. Ama kabul edin ki böyle durumlarda onunla doğru iletişime geçemezsiniz. Hepimiz farklı ruh halleri içinde olabiliriz ve gün içinde bile hızla değişim gösteririz. Kendimizi dünyanın tepesindeymiş gibi hissederken ruh halimiz aniden değişir. Çocuklar için de aynı şey geçerli! Büyüdükçe hayatlarına eklenen karışıklık ve değişikliklerle başa çıkabilmeleri için hazırlanmış paket program stratejiler yok ne yazı ki! Kendi başlarının çaresine bakmayı öğrenmek zorundalar. Ama her zaman istediğini alamıyor. Bunu da anlaması gerekiyor değil mi? İstediği olmayınca kızgın, üzgün olması ya da kıskançlık hissetmesi sürpriz bir durum değil anlayacağınız. Her çocuk gibi sizin ki de her istediğinin olamayacağını bir süre sonra anlayacaktır.

ÜZÜNTÜYLE BAŞA ÇIKMAK
‘Paylaşmak kızım için bir problem olmaya devam ediyor. Çoğu yaşıtı bunu aşmaya çalışırken, o hala kendi oyuncağı bir yana, arkadaşının oyuncağını dahi başkasına vermek istemiyor. Ortam anında bir savaş alanına dönüşüyor. Geri vermesini söylediğimdeyse, sadece çığlık atıyor.’
Şehnaz Çakır, 3 yaşındaki Pınar’ın annesi.
Şehnaz Hanım bunun zor olduğunu kabul ediyor. Tabii paylaşmayı sevmeyen çocuğun bir tek onunki olmadığını da çok iyi biliyor. Bütün çocuklar bir şeyler isteyeceklerinde ve bununla başa çıkabilecekleri kelimeleri bulamadıklarında öfke nöbeti yaşar.
Şikayetlerini üzüntü ve öfkeyle dile getirmek yerine konuşma becerisini kullanarak dile getiren çok az çocuk var herhalde. Bebekler farklı duyguları yaşamaz. Onlar sadece rahat ya da rahatsızdır. Duyguları deneyim etmek, anlaşılan kelimeler kullanmaktan ve ne hissettiğinizi ifade etmekten geçer. Çocuklarsa, onlar için duyguların ve konuşmanın çok yeni ve karmaşık olduğu bu dönemde tabii ki zorlanıyor. Bazı çalışmalara göre anneler erkek çocuklara oranla kız çocuklarıyla daha çok konuşuyor. Dolayısıyla davranış bozukluğu sergileyenler de genelde erkek çocuklar oluyor.

KISKANÇLIK
‘Rüya bebek ailemize katıldığında, Nida kardeşini çok kıskandı. Yattığı yerde onu itip kakmaktan çok hoşlanıyordu. Nida’nın bu davranışının ilgi çekmek için olduğunu sanmıştım.’
Gülse Can, 11 aylık Rüya’nın ve 3 yaşındaki Nida’nın annesi.
Bu tür kardeş kıskançlığıyla başa çıkmanın en iyi yolu onu inkar etmek olur. Çocukları uyarmak çok önemli, ama bazen bu uyarılar ters etki de yapar. Eğer çocuğunuz kardeşini itip kakarsa ona sözlerle herhangi bir karşılık vermeyin! Onu sözlerinizle uyarmak yerine kıskançlıklarını durdurabilmenin çarelerini bulun! Çocuğunuz kardeşine karşı iyi davranışlar sergilediğindeyse onu ödüllendirmeyi unutmayın! Pozitif bir ilişkinin içinde olan çocuk, çevresine de pozitif bir tepki vermek ister.

KIRMIZI ALARM
Üzüntü ve kıskançlık için verilen ipuçları bir işe yaramaz ve bu kıskançlıklar tamamen bir ‘sinir harbi’ne neden olursa ne olur peki?
‘Erkan 20 aylık olmaya yaklaşmıştı. Ama her geçen gün daha sinirli bir çocuk haline geliyordu. Klasik hareketi ise ısırmaktı. Bir gün, küvetten dışarı çıkmak istemediğinde babasının elini o kadar sert ısırdı ki eşimin eli kanamıştı.’
Perihan Çağlayan, 3 yaşındaki Erkan’ın annesi.
Bunun ne kadar zor olduğunu düşünmeyin. Önemli olan işleri daha da zorlaştırmamak için sizin sinirlenmemeniz. En iyi yöntem durumu basite indirgemek! Böyle duygulara sahip olmaları çok normal. Çocuklarınızın bu durumu atlatmaları biraz zaman alabilir. Bu yüzden tekrar söylüyoruz, sabırlı olmanızda fayda var! Size önerimiz, onun hissettiğini anlaması için o duyguyu ona tanımlayın. ‘Kızgın olduğunu görüyorum.’ diyerek çocuğunuzun duygularını anladığınızı ona belirtin.
Yavrunuza güler yüz göstererek farklı duyguların da olduğundan söz edin. Kısacası kendi duygularınızdan bahsedin ve herkesin böyle hissedebileceğini söyleyin. Önemli olan sakinleşmesi için ona biraz zaman tanıyor olmanız. Bu, siz onu yıkadıktan sonra kırmızı ya da mavi havluyu seçmesine izin vermeniz gibi bir şey. Ama daha fazla seçeneği olmadığı için sinirlenirse de şaşırmayın tabii!

ÖNEMLİ NOKTA
Bütün uzmanlar, çocuğunuzla duyguları hakkında konuşmanız ve kendi düşüncelerinizi onunla paylaşmanız konusunda hemfikir. Yaşadığı duygu karmaşasıyla başa çıkmanızın en iyi yolu onunla iletişim içinde olmanız. Çocuğunuzun bir sıkıntısı varsa, çocuktur geçer düşüncesiyle hafife almayın. Tabii ki geçer ama çocuğunuz çok garip davranışlar sergiliyorsa da bir şeylerin yolunda gitmediğini bilmeniz gerekir. Onu, hissettikleri konusunda zorlamamalısınız! Bunun yerine çözümün ne olacağını düşünmeniz daha yararlı olur. Ev içinde duygulardan konuşmak aslında bir kural olmalı. Böylece 3 yaşın altındaki çocuklar ne hissettiklerini anlatabilmiş olurlar. Tekrarlamakta fayda var! Onlarla konuşmaktan vazgeçmeyin! Çalışmalar gösteriyor ki, ailesi ev içinde düzenli olarak duygu paylaşımında bulunan çocuklar gelecekteki ilişkilerini şekillendirmede daha başarılı oluyor. Ayrıca zor durumlar karşısında daha güçlü duruyorlar.

Haberin Devamı