AK Parti, ANAP mı olacak?

Özal, Demirel, Erdoğan’ın Çankaya hikayesi – 1

‘AK Parti’nin sonu da ANAP gibi olacak. Özal’dan sonra Anavatan Partisi gibi Erdoğan’dan sonra AK Parti’de dağılacak’ yorumlarına cevap verebilmek için önce hafızayı tazelemekte fayda var.

ANAP, 6 Kasım 1983’te % 45.1’le tek başına iktidara geldi. 29 Kasım 1987 seçimlerinde oyu % 36.3’e düştü. 20 Ekim 1991 seçimlerinde % 24.0’e indi. Seksenlerin sonunda Süleyman Demirel’in sert muhalefeti karşısında ANAP varoluşsal sorunlar yaşamaya başladı.

‘Yüzde 20’yle Çankaya’ya çıkamazsın’

26 Mart 1989 yerel seçimlerinde ANAP tam anlamıyla hezimete uğradı. Bunun üzerine muhalefet liderleri Demirel ve Erdal İnönü ‘Özal Köşk’e çıkamaz’ kampanyası başlattılar. ‘Özal’ın işi bitti, % 20 oyla cumhurbaşkanı olamaz’ diyenler öylesine yıpratıcı bir muhalefet yürütüyorlardı ki ANAP içerden çöküyordu.

Demirel’in karşısında Özal çareyi Köşk’e kaçmakta buldu. Ekim 1989’da yapılan cumhurbaşkanlığı seçimini DYP ve SHP boykot edip Meclis’e girmedi. Özal, 31 Ekim 1989’da ANAP’lı vekillerin oyuyla dördüncü turda Cumhurbaşkanı seçildi.

Haberin Devamı

Özal’ın Türk büyükleri...

Özal’ın Köşk’e çıktığı gün ANAP içinde genel başkanlık yarışı başladı. Adaylığını ilk açıklayan Hasan Celal Güzel oldu. Özal, H.C.Güzel’in adaylığına anında cevap vererek ‘Erken dedim, anlayan anlar ’ dedi. Ancak ANAP içinde kazan kaynamaya başlamıştı. Gazetelerde listeler yayınlanıyor, toplum merakla ANAP içindeki ‘Türk Büyüklerini’ izliyordu.

İnsanlar ‘Özal’ın başbakanlık mührünü kime vereceği’ sorusuna cevap arıyordu. Özal ise bu merakı görüyor ve özellikle elini açmıyordu. Önce ondokuz isim belirlemiş sonra bunları sekize indirmişti. Başbakanlık mührünü alma umuduyla konuta giden isimler şunlardı: Ali Bozer, Güneş Taner, Oltan Sungurlu, Ekrem Pakdemirli, Mehmet Keçeciler, Mesut Yılmaz, Hüsnü Doğan ve Cengiz Tuncer.

Özal’ın planı devreye giriyor...

Özal sekiz kişinin yanına gitti. ‘Aranızdan biri başbakan olacak. Aranızda anlaşın ve biriniz üzerinde varacağınız mutabakatı bana bildirin’ dedi. Yavuz Gökmen’in anlattıklarına göre bu isimlerin hepsi Özal’ın başbakanlığı kendisine vereceğine inanmıştı. (Yavuz Gökmen, Özal Sendromu, V yayınları, 1992)

Haberin Devamı

Anlaşmaları mümkün olmayan bu isimler neticeye varamadılar. Kaos durumu, Özal’ın istediği sonuçtu ve planını devreye soktu. Özal son toplantıda Cengiz Tuncer’i ‘Hadi bakalım, yarın mühür sendedir’ diye uğurlarken. Sabaha karşı Hüsnü Doğan ve Yusuf Bozkurt Özal ‘liberallere geçit yok’ ültimatomuyla konuta geldiler.

Sekiz adayı Yıldırım çarptı!

ANAP’taki muhafazakar ekip ‘Başbakanlık mührünü liberal bir isme verdiğinde kongrede Hasan C. Güzel’i destkeleyeceği tehdidiyle Özal’a gözdağı verdi. Özal o anda kafasında tuttuğu ‘Yıldırım Akbulut’a ne dersiniz’ diye sordu. Hüsnü Doğan, Özal’a ‘Telefon edebilir miyim’ dedi ve Mehmet Keçeciler’i arayıp ‘Patron Akbulut diyor, ne diyelim’ diye sordu. Telefonun ucundaki ses ‘Ehveni şer’dir ’ dedi ve bu Özal’a iletildi.

İstirarsızlık büyürken ANAP kongreleri toplanıyor...

Ertesi gün Özal görevi Kenan Evren’den devraldı ve herkesin merakla beklediği Başbakan adayını Köşk’e çağırdı. Dönemin espirisi böylece doğdu ‘Sekiz adayı Yıldırım çarptı.’ Kongrede, M.Keçeciler ve M.Yılmaz’ın desteğiyle Yıldırım Akbulut genel başkan seçildi. Fakat kısa süre sonra sorunlar başgösterdi. İkinci bir kongre daha toplandı, Mesut Yılmaz genel başkan seçildi ve başbakan oldu.

Haberin Devamı

ANAP’ın öyküsü özetle böyle. Özal’ın köşke çıkmasıyla bir taraftan toplumsal muhalefetin yükselmesi ve işçi eylemleri, diğer yandan ABD’nin Irak’ı işgaliyle başlayan gelişmeler ve artan PKK şiddeti, istikrarasızlık yarattı. Özal’ın kendi elleriyle kurduğu partisi resmen olmasa da fiilen son bulmuştu.

Sonraki yazıda AK Parti ANAP’a ne kadar benziyor, AK Parti’yi de aynı sonuç mu bekliyor sorusunu cevap arayacağız...

DİĞER YENİ YAZILAR