Gazete Vatan Logo

Hocasının suyunu iman gücü ile ısıttı

Aziz Mahmud Hüdayi 1541 yılında Şereflikoçhisar’da doğdu. Anadolu’da yetişen büyük Velîlerden olup, Halvet’îyye Sufi İslam Tarikat’ının bir alt sınıfına ait olan Bayram’îyye Tarikat’ının devamı niteliğinde bulunan Celvet’îyye (Celvetî) Tarikat’ının kurucusudur.

Hocasının suyunu iman gücü ile ısıttı

Asıl ismi Mahmud’dur ‘Hüdâyî’ ismi ve ‘Azîz’ sıfatı kendisine sonradan verilmiştir. 1628 yılında hayata gözlerini yumdu. Türbesi Üsküdar’daki dergâhındadır. Mahmud Hüdayi, Fadlullah bin Mahmud’un oğludur. Çocukluğu Sivrihisar’da geçti. Burada ilk tahsiline başladı. İlmini ilerletmek için İstanbul’a gitti. Küçük Ayasofya Medresesinde tahsiline devam etti. Çok zeki olup bir defa okuduğunu zihninde tutar, tekrar kitaba bakmaya lüzum hissetmezdi. Mahmud Hüdayi genç yaşta; tefsir, hadis, fıkıh ve zamanın fen ilimlerinde büyük bir âlim oldu.

Abdest suyu mucizesi...

Hüdayi her sabah erkenden kalkarak hocasının abdest suyunu ısıtıp hazır ederdi. O sabah ise uykuya dalmış ve ancak son vakitte uyanabilmişti. Derhâl ibriği aldı. Fakat ısıtmaya vakit yoktu. Çünkü hocasının ayak seslerini işitiyordu. Hocası Üftâde eğilerek; ‘Haydi evlâdım suyu dök’ dedi. Hüdayi ise ibriği kalbine bastırmış hâlde duruyor ve buz gibi olan suyu hocasının eline dökmeye kıyamıyordu. Hocası tekrar; ‘Haydi evlâdım! Ne duruyorsun? Geç kalacağız’ deyince, çekine çekine ve korkarak suyu dökmeye başladı. Ancak hocasının sözü onu bir kat daha şaşırttı. “Evlâdım Mahmud bu su ne kadar ısınmış böyle. Bunu normal ateş ile ısıtmayıp, gönül ateşi ile ısıtmışsın. Bu hâl artık senin hizmetinin tamam olduğunu gösteriyor.” Böylece Muhammed Üftâde, Hüdayi’ye icâzet, diploma verdi ve onu çocukluğunu geçirdiği Sivrihisar’a, İslâmiyeti yaymak, emir ve yasaklarını bildirmek üzere gönderdi.

Haberin Devamı

Padişah abdest suyu döktü...

Padişah Sultan Ahmed Han, Azîz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri’ne müstesnâ bir hürmet gösterir ve ikramda kusur etmezdi. Bir gün Azîz Mahmûd Hüdâyî ile sarayda sohbet ediyordu. Bir ara abdest tazelemek isteyen Azîz Mahmûd Hüdâyî için ibrik ve leğen getirdiler. Pâdişah, hocasına hürmeten ibriği eline aldı ve abdest suyunu kendisi döktü. Sultan Ahmed Hân’ın annesi de kafes arkasında havluyu hazırlamıştı. Vâlide Sultan bir ara kalbinden: ‘Azîz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri’nin bir kerâmetini görseydim!’ diye geçirmişti. Bunun üzerine Hüdâyî Hazretleri, Vâlide Sultân’ın gönlünden geçenlere vâkıf olarak: ‘Hayret! Bâzıları bizden kerâmet arzu ederler. Hâlbuki Halîfe-i Rûy-i Zemîn’in elimize su dökmesi ve muhterem vâlidelerinin de bize havlu hazırlamasından daha büyük kerâmet mi olur?’ buyurdu.

Haberin Devamı

Kabul olan büyük duası...

“Ya Rabbi, kıyamete kadar bizim yolumuza katılan, bizi sevenler ve ömründe bir kere türbemize gelip ruhumuza fatiha okuyanlar bizimdir. Bize talebe olanlar denizde boğulmasınlar. Ömürlerinin sonlarında fakirlik görmesinler, İmanlarını kurtararak gitsinler ve öleceklerini bilip haber versinler.”