Hızlı yaşam tarzı korkunç sonu oldu!
.
Dünyaca ünlü oyuncular, sosyetik isimler ve seçkin modellerle davetten davete koştu, lüks partilerde eğlendi. Çılgın hayat tarzı onu korkunç sona getirdi.
Jessica Landon, bir dönemin aranan modellerinden biriydi. Ünlü dergilerin kapaklarını ve sayfalarını süsledi, Playboy dergisinin kurucusu Amerikalı iş adamı Hugh Heffner'in Playboy malikanesinde verdiği, çılgın ve lüks partilere katıldı.
Ünlü ve sosyetik arkadaşlarıyla ultra lüks bir yaşam sürdü ve istediği her şeye sahipti. Ancak bu hayat tarzının eksi yönleri de vardı.
Sürekli partiden partiye, davetten davete koşan Jessica Landon, 20'li yaşlarının başından beri sürekli tükettiği alkole bağımlı oldu.
Jessica 26 yaşına geldiğinde, günde 24 saat alkol tükettiğini ve bağımlılığı nedeniyle vücudunda korkunç yaralar çıktığını ve sağlık sorunları yaşadığını itiraf ediyor.
Sorunları kontrolden çıkarken bir arkadaşının tavan arasına taşınmak zorunda kalan Jessica merdiven korkuluğuna takıldı, düştü ve beyin kanaması geçirdi.
İçkiyi bırakmaya çalıştı ancak birkaç ay bağımlılığı nüksetti. Jessica, bir ay boyunca her gün içki içtiğini itiraf etti.
Jessica, o günleri "Kendi pisliğim arasında aynı noktada kıpırdamadan yatarken organlarım iflas etmeye başladı" diye anlatıyor.
Günün 24 saati içtiği litrelerce alkol, Jessica'nın idrarının asite dönüşmesine sebep oldu ve kendi derisini yemeye başladı.
Jessica, henüz beş yaşındayken bebek bakıcısı tarafından taciz edildiğini ve bunun bağımlılığını tetiklediğine inanıyor.
Jessica, Mirror gazetesine verdiği röportajda problemlerinin hayatını nasıl etkilediğini ve hastalığını etrafındakilerden nasıl sakladığını anlattı.
"En başından beri gizli gizli içerdim, nadiren halka açık yerlerde veya partilerde içiyordum" diyen Jessica, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İçki, aradığım sihirli ilaçtı, beni içimde hissettiğim kaygı / panik ve utançtan kurtarabilecek tek şeydi."
Jessica 19 yaşındayken, bir model olma hayalinin peşinden gitmek için California'nın Rancho Cucamonga kentinden Los Angeles'a taşındı.
Kısa sürede başarılı olmasına rağmen, Jessica her zaman bir içinde "boşluk" olduğunu söylüyor.
"Şimdi geriye dönüp baktığımda, sürekli olarak bu boşluğu alkol, aşk, yemek gibi şeylerle doldurmaya çalıştığımı görüyorum.
"'Sadece bir kez yaşarsın' sloganımdı. Bu daha çok kendime veya sağlığıma bakmamam için bir gerekçeydi. Gerçekten gençken bir çocuk bakıcısı tarafından taciz edildim, bu da çok fazla suçluluk ve utanç yarattı.
"Ben, birçok çocuğun yaptığı gibi buna neden olacak bir şey yaptığımı düşündüm. 26 yaşıma geldiğimde günün 24 saati votka içiyordum. Geceleri bayılırdım ve panik içinde uyanırdım, şiddetle titriyordum, bu yüzden içkiyi yanımda bir su şişesinde sakladım.
"Düzenli olarak kan kusuyordum. Hayatta cehennemi yaşadım. Bir ay boyunca yerimden kıpırdaman yattım."
