Her yönüyle Tarantino eseri
Western tutkusunu her defasında dile getiren, kendine has üslubu ve yönetmenliğiyle sinemaseverlerin hayranlıkla takip ettiği Quentin Tarantino, sekizinci filmiyle nihayet karşımızda.
Film, Amerikan İç Savaşı‘ndan birkaç yıl sonra geçiyor, açılış sekansında ise çarmıha gerilmiş İsa’yla karşılıyor izleyiciyi... İki kelle avcısının yollarının kesişmesini, ardından kar fırtınasından kaçmak için sığındıkları bir handa hayatlarının akışının değişmesini ele alıyor. Yapım, aynı yönetmenin Rezervuar Köpekleri (1993) adlı filmiyle birtakım ortak noktalara sahip. Film, senaryo olarak ‘hafif’ kalsa da, izlettiği kan banyosu, tarihsel göndermeleri, hemen hemen tek mekanda geçen teatral diyalogları ve aşina olduğumuz oyunculuklarla -özellikle Samuel L. Jackson muazzam bir seviyede oynuyor- kendini izletmeyi sonuna kadar başarıyor.
Bu hafta vizyona giren filmler arasında izleyicilerin ilgisini çekebilecek kaliteli yapımları görmek mümkün. Özellikle ‘The Hateful Eight’ bu filmlerin başında geliyor.
