Her şey bir heves ile başlar

Neden oyunculuğu seçtiniz?

Aslında her şey heves ile başlıyor. Daha çocuk yaşlarda hayalini kurduğum iki meslek vardı. Biri pilotluk biri de oyunculuk. Pilotluğun nedeni havada uçan o koca bina büyüklüğündeki şeye hakim olup onunla uçma hevesiydi. Oyunculuk ise başka karakterler yaratıp o karakterleri insanlara sergilemenin büyülü olduğunu düşündüğüm için heves ettiğim bir şeydi. Oyunculuk için küçük yaşlardan tiyatro klüplerinde oyunlar oynamaya başladık. Sonraki süreçte oyunculuk kurslarına gidip çok başarılı eğitmenlerden dersler aldım. Pilotluk içinde ailemin desteği ile mühendislik fakültesine girdim ama kazanan tabii ki oyunculuk oldu.

Oyunculukta başarı için olmazsa olmazlarınız nelerdir?

Karakterin inandırıcılığı ve doğallığı ile o senaryonun içinde izleyicinin gözünde yaşayan bir karakter yarattıysanız başarılı oldunuz demektir. Hocalarım bana hep şöyle derdi: “Hissetmediğiniz hiçbir şeyi oynamayın.” Ben de hep bu cümleyi kendime hatırlatırım. Çünkü günümüzde izleyicilerimiz artık çok bilinçlendi. Doğallığına ve inandırıcılığına inanmadıkları hiçbir şeyi tercih etmiyorlar. Ve ben Kalk Gidelim ailesi olarak bunu başarabildiğimize inanıyorum.

Gençliğinizde basketbol oynamışsınız. Sporla aranız nasıl?

Evet basketbol ve futbol oynadım. Basketbol hobi olarak kaldı. Futbolda profesyonel kulüplere kadar ilerledim. Ama oyunculuk için futbolu da bıraktım. Sporla aram çok iyi. Hatta spordayken daha rahat olduğum için orada ezber yaptığım oluyor.

Köydeki yaşantıyı gözlemleyerek rolüme hazırlandım

Kalk Gidelim dizisinde canlandırdığınız Halim nasıl biri? Bağdaşan yönleriniz var mı?

Halim, köyün kara yağız delikanlısı. Yalan konuşmayan, her şeye iyi yönünden bakan saf bir delikanlı. Aslında Halim’de biraz Doğrucu Davut durumu da var. Bu yüzdendir ki babası Seyfettin her olayın doğrusunu öğrenmek için Halim’e soruyor. Yaşadığımız dünyada keşke herkes Halim gibi dürüst ve doğrucu olsa. Halim’le benim en çok bağdaşan özelliğimiz yalanı sevmeyişimiz ve haksızlık gördügümüz zaman hemen sesimizi çıkartmamız. Ayrıca ben de Halim gibi aileme çok değer veririm ve hayattaki en değerli varlığımız olduğunu düşünürüm.

Bu karektere nasıl hazırlandınız?

İlk dizim olduğu için çok heyecanlandım. Aslında sete çıkmaya 10 gün kala belli oldu diziye katıldığım. 10 günlük bir sürecim vardı hazırlanmak için ve buna köyü, Halim’i ve ailesini hayal ederek başladım. Mekanları aşağı yukarı biliyordum ve hayal kısmında onlar bana yardımcı oldu. Bana bu fırsatı verdiği için Staff filme ve Eyüp Üstün’e teşekkür ederim. Köy yaşantısını birinci sıraya koydum. Köyde ki insanların o sıcak kanlılığı ve samimiyetini en iyi şekilde hissettirmemiz gerekiyordu. Muğla’ya gidince köylere gidip köylülerimizle sohbet ettim. Günlerinin nasıl geçtiğini neler yaptıklarını nasıl çalıstıklarını, arkadaşları ile nasıl eğlendiklerini sordum ve bunlar neticesinde Halim’e hazırlandım.

Duyguları hissettirdiğimiz kadar iyiyiz

Ailenizden uzakta başka bir şehirdesiniz. Ailenizi özlüyor musunuz?

Tek korkutan şey aile özlemiydi. Gidip ailenizi görmek, sevdiğiniz işi yapıp sevdiğiniz insanlarla çalışıyorsanız çokta katlanılamaz bir hal olmuyor. Muğla’da gerçekten aile gibi olduk belki bunun etkisi vardır.

Hedefleriniz neler?

Yurt dışına metod oyunculuk eğitimlerini alacağım. Daha çok yönlü bir oyuncu olmak adına daha fazlasını ögrenmek istiyorum. Sadece güzelliğin ya da yakışıklılığın arkasına sığınılmaması gerek. Altını dolduramadıktan sonra güzellik ve ya yakışıklılık da yeterli olmuyor. Duyguları ne kadar fazla hissettirirsek o kadar iyiyiz demektir.