Gazete Vatan Logo

Hastalık yanlış düşünce modelinin yansımasıdır

Hastalıklar öyle durduk yere oluşmuyor. Hastalığın oluşmasından uzun süre öncesinde enerji bedeninde negatif bir enerji paterninin oluşması gerekiyor. Anormal Kitap yazarı Dr. Erkan Sarıyıldız ile hastalıklar ve nedenleri üzerine konuştuk.

Hastalık yanlış düşünce modelinin yansımasıdır

Tüm evren kendine özgü frekanslarda titreşen enerji taneciklerinden oluşmuştur. Her bir düşünce titreşen enerji parçası olarak etrafa yayılır. Bir olay yaşadığımızda, bir sorunla karşılaştığımızda ortaya olayın enerjisine göre titreşen enerji dalgası çıkar. Bunlar bizimle etkileşerek duyguları oluşturur. Olumlu dalgalar genel titreşimimizi yükseltirken olumsuz olanlar eğer o anda çözümlenemezse enerji bedenimize yapışır. Bunlar arttıkça ve alanlarını büyüttükçe enerji akışını durduran veya zorlaştıran engeller oluşmaya başlar.

Bir enerji dalgasının enerji bedenimize yapışıp engellemeler yapabilecek düzeye gelebilmesi için çözümlenmemiş olması gereklidir. Psişik bir gözle baktığında bu alanları enerji bedenine etrafına yapışan katran gibi lekeler olarak görselleyebilirsin. Olay içimizde çözümlendiğinde bu karanlık parça nötrlenir ve genel bütünlüğe karışır. Sorun olanlar ise diğerleridir.

Düşünceler enerjinin en ince (süptil), titreşimin en yüksek alanında oluştuğu için enerji bedenimizin dış bölgelerindedir. Eğer bu düşünce modelleri olumsuz bir titreşimde ise zaman geçip bu düşünsel sorunlar çözümsüzlük içinde devam ettikçe en dış katmandaki enerji akış bozukluğu bir kat alta, olmazsa bir kat alta daha geçerek sorunun tüm enerji bedeni katmanlarına yayılmasına sebep olur. Bunu elmanın üstünde olan ufak bir çürük olarak düşünebilirsiniz. Eğer bu çürük bölge onarılmazsa yavaş yavaş tüm elmanın çürümesine sebep olacaktır.

Haberin Devamı

Negatif yükler, kalma sürelerini uzatırsa gittikçe daha katı, daha düşük titreşimli hale gelir. Düşük titreşimli hale geldikçe de yavaş yavaş bedeni etkilemeye başlar. Beden etkilendikten sonra ise artık hastalık kendini fiziki hastalık olarak göstermeye başlar.

Düşünce düzeyinde başlayan sorun beden düzeyine gelene kadar çeşitli aşamalardan geçer. Bütün enerji katmanlarının birbiriyle ilişkisi çakralar aracılığıyla olur. Enerji temizliklerinin yapılması ve akışın devamı için çakraların sağlıklı dönüşte olması önemli.

Hastalık aslında düşünceler düzeyinde olan bir olayın bedenleşmesidir

Haberin Devamı

Tıbbın görevinin başlaması için fiziki bedende bir şeylerin değişmesi ve belirtilerini göstermesi gerekmekte. Ama hastalık daha tıbbın haberi olmadan başlamakta. Tıpta koruyucu hekimlik denilen bir dal vardır. Hastalık oluşturucu fiziksel altyapıların sağlıklı hale getirilmesini konu eden bir dal olmasına rağmen bence gerçek koruyucu hekimlik bu değil. Bence koruyucu hekimlik hastalık yapıcı yükler daha düşünsel titreşim halindeyken başlanmalı. O yüzden bu bilinç yaygınlaşmalı ve insanlara hastalığın sadece bir olasılık halde bulunduğu düzeyden itibaren korumanın mümkün olabileceği öğretilmeli. Ben de çalışmalarıma gelen herkese bu yöntemleri öğreterek kişisel dönüşüm adı altında da olsa mesleğimin farklı bir yönünü icra ettiğimin farkına vardım.“Ben, tıbbın dar kalıpları dışında bütünsel bakışın getirdiği öngörülerle koruyucu hekimlik yapıyorum” demek hiç de yanlış bir laf olmaz. Bir insanın düşünce kalıplarındaki ufak bir değişim belki de seneler sonra olacak bir kanserini önleyebilir.

Haberin Devamı

Sorunu sanki yokmuş gibi görmemezlikten gelmek

Sarıyıldız, “Tıbbi tedavilerin birçoğu, sorunu yokmuş gibi görmeye çalışarak sağlıklı olmaya çalışmaktan ibaret. Birçok hastalıkta tam iyilik hali oluşturmuyoruz. Tansiyon tedavisi, kolesterol tedavisi, şeker hastalığı tedavisinin hepsi bozulmuş değerleri ilaç aldığı sürece normale getirmekten ibaret. Olanı bastırmaktan başka bir şey yapmıyoruz. Tıbbi tedavilerin büyük bir çoğunluğu semptomatik tedavi düzeyinde. Reçetelerde ağrı varsa ağrıyı kesmek, bulantı varsa bulantıyı kesmek üzere çoklu sayıda ilaçlarla semptomları bastıralım ve kişi kendini iyi hissetsin çabasındayız. Yapılanlar yanlış mı? Tabii ki hayır, ama eksik. Hastalıkların kaynağını kurutmadan, sadece geçici iyilik hali oluşturmaktan öteye gitmiyor.

Artık kişilerin şikâyetlerinin altında nasıl düşünce modelleri olduğunu, hastalıkları hangi sorunlu enerjilerin yarattığını bulmaya çalışıyorum.

Çözüm üretemediğim sübjektif şikâyetlerin enerji beden düzeyinde yanlış giden bir şeylerden ötürü olduğunu biliyorum. Gerçek tedavinin sadece vitrinde bulunan alanla uğraşarak değil, altyapıdaki bloke olmuş enerji akışının ve negatif enerji yüklerinin tedavisi ile gerçekleşebileceğini biliyorum.

Haberin Devamı

Fiziki tedavinin tek başına yetmediğini, sağlığın holistik (bütünsel) yaklaşımla sağlanabileceğini biliyorum.

Sadece yüzeyi iyileştirmenin geçici olduğunu, bir süre sonra halı altına süpürülen farenin kokusunu duyacağımızı biliyorum” diyor.

Düşünce Modeli Hastalık İlişkileri

- Karın Ağrısı: Korku, başlamış bir olayı, süreci durdurmak.

- Bağımlılıklar: Kendinden kaçmak. Kendini sevmeyi bilmemek.

- Anemi: Haz yoksunluğu. Yaşam korkusu.

- Anksiyete: Hayatın akışına güvenmeme.

- Astım: Bastırılmış gözyaşı. Korku. Hayata güvenmemek.

- Denge Kaybı: Dağınık düşünceler.

- İdrar Sorunları: Endişe. Eskiye saplanma.

- Yüksek Tansiyon: Uzun süredir çözülemeyen duygusal sorun.

- Kanser: Derin acı. Kırgınlık. Nefreti içine gömmek.

- Kolesterol: Haz alma korkusu.

- Kronik Hastalıklar: Değişimi reddetmek.

- Kabızlık: Eski düşüncelere tutunmak, cimrilik.

- Diyabet: Geçmişten pişmanlık, derin üzüntü. Hayattan tat alamama.

- Obezite: Korunma isteği. Aşırı duyarlılık.

- Gastrit: Uzun süren kararsızlık.

- Guatr: Kurban hissi. Doyumsuzluk.

- Kalp Hastalıkları: Uzun süreli duygusal sorunlar, haz yoksunluğu, stres ve zorluklar.

- İktidarsızlık: Cinsel baskı, gerginlik, suçluluk.

- Boğaz Sorunları: Kendini ifade edememek.