Avrupa, öteki Avrupa ve biz...

Nasıl bir Avrupa'yla karşı karşıyayız? Bu soruyu ya artık posası çıkmış dinsel-tarihsel-toplumsal analizlerden kalkarak ele aldık ya da Avrupa hakkındaki kendi endişelerimizi dile getirdik

Haberin Devamı

Nasıl bir Avrupa'yla karşı karşıyayız?

Bu soruyu ya artık posası çıkmış dinsel-tarihsel-toplumsal analizlerden kalkarak ele aldık ya da Avrupa hakkındaki kendi endişelerimizi dile getirdik.

Oysa Avrupa içten içe müthiş bir toplumsal değişim yaşıyor.

Bunu görmekten kaçındık.

Avrupa'daki bu değişimin gündelik hayata ve popüler kültür sahnesine yansımalarını ciddiye almadık.

Sonuç olarak, "AB dev bir Müslüman nüfusa sahip Türkiye'yi içine alır mı?" veya "Türkiye'nin Avrupa'ya katılışı bir tür devrim sayılmaz mı?" soruları elbette önemliydi...

Ama bu soruları bir de Paris'in kapısında mavi boncuklu sineklikler, duvarında Mağrib manzaraları bulunan kafelerine bakıp sormak vardı.

Bu soruları ramazanda, üstü açık bir Kaplumbağa'ya doluşmuş iki Fransız, iki Arap Müslüman dördü de oruçlu gençlerin yanına sığışıp Nice'ten Cannes'a giderken sormak vardı bir de...

Bu soruları Berlin'in o is karası binaları arasında mağarayı andıran bir kafede saatlerce pinekleyen mutsuz ve umutsuz Ortodoks Doğu Avrupalı göçmenlerin yanında sormak vardı...

***

Bilmemiz gerekiyor ki, Avrupa zaten çok ciddi, derin, karmaşık ve sancılı bir değişim süreci yaşıyor. (Fransız İç İstihbarat Servisi'nin bir raporu son üç yıl içinde İslamı seçen Fransızların sayısının daha önceki yıllara göre büyük bir oranda arttığını belirtip devletini uyarıyordu.)

Kuşkusuz, Avrupa'nın "yüksek" siyaseti bu değişimin nabzını işitmekten nefret ediyor, mümkün mertebe uzak durmaya çalışıyor ama nafile...

***

En iyisi, yakınlarda birkaç kez ülkemize de gelen ünlü bir şarkıcının kimliğini ve gelişimini anlatayım sizlere...

Böylece, Batı'nın kuytu semtlerinde, parlak sahnelerinde ve kültürel endüstrisinde boy gösteren "Öteki ve Yeni Avrupa"nın boyutlarını daha iyi aktarabilirim sanıyorum.

Bu şarkıcı, Natacha Atlas...

Kenarları simsiyah sürmeli gözleri, geniş kalçaları, dans edişi, sesi ve takma adıyla Arap asıllı olduğu sanılıyor. Değil.

İspanyol kökenli bir Yahudi baba ve bir İngiliz annenin kızı Natacha Atlas.

Brüksel'de, Türk ve Arap işçilerin yaşadıkları bir semtte büyümüş.

Küçük yaşlarda Türk ve Mağrip müziklerine ilgi duymuş, semt kulüplerinde şarkı söylemeye başlamış. (Bir ara Belçikalı bir Latin-salsa grubunda çalıp söylemeyi de eksik etmemiş.)

Sonra aile İngiltere'ye taşınmış. Atlas orada altyapısı ultramodern olan şarkılarını Arapça söylemeye başlamış...

Bugün albümleri çok tutulan, ünlü grupların birlikte sahneye çıkmak istediği bir şarkıcı Natacha Atlas.

Bu arada İsrail'e gidip çatışma bölgelerini gezdiğinden beri kendini "insan kılığında Gazze Şeridi" olarak tanımladığını belirteyim...

***

Avrupa nasıl bir yer?

Çok farklı yanıtları var bu sorunun.

Ama artık sadece burnundan kıl aldırmayan Anglikan Kilisesi rahiplerinin, mutaassıp Katoliklerin, öfkeli çiftçilerin, asabi ruhlu, tweed ceketli entelektüellerin, Eurovision yarışmacılarının, iş disiplini ve başansını her şeyin üzerinde tutan Prusya kökenli sanayicilerin Avrupası değil...

Bir de "Öteki ve Yeni Avrupa" var. Ve işte o yaşlı kıtanın genç yüzünde yüz binlerce Natacha Atlas büyümekte...

***

Şimdi müzakere süreci başlacak. İyi...

Peki sonunda AB'ye girer miyiz?

Emin değilim.

Ama şundan eminim: On yıl sonraki Avrupa ne dünün ne de bugünün Avrupası olacak...

Şehir notları..
"Aralık" kalsın, içeri kültür girsin!
Geçen gün Nişantaşı' ndaydım.

Karakolun yanıbaşındaki Teşvikiye Palas'tan içeri girdim.

En üst kata çıkıp kapıyı ittim.

İlk olarak harika bir Peter Gabriel şarkısı sarıp sarmaladı beni. Sonra beyaz rengin egemen olduğu salonun ne kadar güzel ve iç açıcı biçimde dekore edildiği dikkatimi çekti.

Hemen oradaki koltuklardan birine çöküp dinlemeye başladım. Meğer Bülent'in (Somay) "Şarkılar Neyi Söyler?" başlıklı müzik dinletilerinden birine rastlamışım. Ne güzel!

İşin aslı şu: Elif Germiyanlıgil, Şirin Yalçın, Zeynep Koçak, Oya Fidanoğlu ve İskender Savaşır biraraya gelip Aralık Gönüllü Eğitim ve Kültürel Araştırmalar Derneği'ni kurmuşlar. İşte bu dernek çok çekici paket programlar halinde meraklıları için birbirinden ilginç ve zevkli seminerler düzenliyor.

Mesela Oruç Aruoba "Felsefeye Giriş" dersleri veriyor. Bülent Somay ve İskender Savaşır "Kültürel Psikanaliz", Seçkin Aydın "Sağlıklı Beslenme", Oya Fidanoğlu "Çocuk Gelişimi" dersleri veriyor. Dahası var da, yerim yetmez anlatmaya.
Bağlantı için tel: (0212) 258 69 65

DİĞER YENİ YAZILAR