Zeytin, Yeşilyurt, mitoloji...

Rahmetli ninem söylerdi: "Tespihi zeytin tanesinden olanın sevabı çok olurmuş."

Haberin Devamı

Rahmetli ninem söylerdi: "Tespihi zeytin tanesinden olanın sevabı çok olurmuş."

İlkokul çağlarımda yaz tatillerinde Pendik'te teyzemde kalmaya gider; günümü orada bütün bağların bahçelerin dışında bir başına kalmış kara kuru bir zeytin ağacının dibinde geçirirdim. (Pendik o zamanlar öyle bir yerdi!)

Zeytin ağacıyla muhabbetimi gören ninem de zeytinle ilişkili masallar, halk deyişlerini ve inanışlarını bir bir anlatırdı.

Şimdi onları hafızama kazımamış olduğuma nasıl pişmanım!

Artun Ünsal'ın güzelim kitabı "Ölmez Ağacın Peşinde"den öğreniyorum ki, Balkan Türkleri tespihlerine üç zeytin tanesi eklenmişse hayrının büyük olacağına inanırlarmış.

Kazdağı eteklerindeki Yeşilyurt Köyü'nün sokaklarında akşamüstü gezintileri beni işte o çocukluk günlerime geri götürdü. Sonra...

"Kaplumbağa"mıza ailecek doluşup sanki çok uzaklara gidermiş gibi bir ruh haliyle Darıca'ya gidişimizi hatırladım.

Orada denize yakın bir zeytinlikte dururduk.

Biz arabada beklerken babam taş binaya girer, sonra elinde hafif koyu sarı-yeşil renkte zeytinyağı şişeleriyle dönerdi.

Ben babamın elindeki şişelere büyülenmiş gibi bakardım. (Darıca o zamanlar, öyle bir yerdi!)

Geçen hafta sonu Yeşilyurt Köyü'nde gördüğüm ev önlerine konulmuş küçük tezgâhlardaki içi mis gibi yeşil zeytinle dolu kaplar beni çocukluğumun coşku ve sevinçlerine taşıyıp durdu.

***

Yine geçen hafta sonundan bir akşam...

Manici Kasrı otelinin plajındayım.

Birkaç saat öncesine kadar pırıl pırıl bir mavisi olan deniz şimdi üzerine ipekten eflatun şalını çekmiş...

Ahşap zeminin üzerine masalar yerleştirilmiş, beyaz örtüler yayılmış, küçük ampuller yakılmış.

Oralarda yaşayan dostlar, bir arada güzel bir gece geçirecekler. Ben de tesadüflerin oraya sürüklediği "Tanrı misafiri"yim bir bakıma...

Ama etrafta öyle bir kıpırtı var ki, sanki biraz sonra bir "kutlama"yı gerçekleştireceğiz...

Hayatı hem sevgiyle kucaklamayı hem de onunla hafiften dalgasını geçmeyi iyi bilen Tarık Ulusoy (Manici Kasrı'nın derebeyi) mikrofonu alıyor eline ve anons ediyor.

"Arkadaşlar, biliyorsunuz; Olimpos'un ölümsüzlerinden olmak için Zeus'a başvuralı epey olmuştu. Fakat boş kadro yoktu. Haber aldım ki, kadrom açılmış. Bugünden itibaren ben de mitolojinin'Zeytin Tanrısı'yım..."

Kahkahalara gömülüyoruz.

Burada, Kazdağı eteklerinde espriler bile zeytinle ve antik mitolojiyle iç içe.

Zenginliğini göstermek için sürekli evinden yağ sızdıran yerliye de, "Zeus'un valla billa Alzheimer olduğunu" iddia edene de aynı gerçeklik duygusuyla dolu dolu gülünüyor.

Tarık zaten alem adam. Antik çağ mitolojisini hem kendisinin hem de dostlarının günlük eğlencesi yapmış...

Anlatıyor; "Baktım, Poseidon seferden yeni dönmüş, masa balıklarla donatılmış. Hepsinde bir hava, bir hava! Oturdum, dedim ki; arkadaşlar bu Troya filmi çıktı çıkalı hepinizin burnu büyüdü. Olmaz ki...

Halbuki, sadece Afrodit'in kozmetik endüstrisinden kazandığı paralar incelense, skandal üstüne skandal patlar, rezil olursunuz yahu!.."

İstanbul'a dönmeden önce iki gün köyde, Manici Kasrı'nda kaldım.

Nisanda Çetmihan'daydım. Bu kez de Manici'de iki gün geçirmek istedim.

Yeşilyurt Köyü'nü son zamanlarda iyice azıtan kara sineklerine rağmen (muhtarlık uyuyor mu?) çok sevdiğime karar verdim.

Bundan sonra da Ongen mi olur; Yeşilyurt Evleri'ni mi, denerim, yoksa yine Manici veya Çetmi'de mi kalırım, bugünden bilemiyorum.

Ama ömrüm oldukça buralara tekrar tekrar geleceğimi artık iyi biliyorum. Manici Kasrı konforlu bir butik otel.

Eski bir zeytinyağı ve sabun fabrikasının yıkıntıları üzerine yeniden inşa edilmiş. Otelin adı, halk manilerinden değil de, yapımında büyük emeği geçen ressam Faruk Manici'den geliyor.

Odasına girince bir daha dışarı çıkmak istemediğimiz çok az otel vardır. Manici işte o az sayıdaki otellerden. Terastan gelen şıpır şıpır fıskiye sesiyle odamda öyle bir huzur buldum ki, Küçükkuyu'da deniz kıyısına inmek bile bir ara çok zor geldi bana...

***

Şimdi Manici, zeytin, güzellik filan deyince derin folklordan süzülüp gelmiş bir maniyle yazıyı bitirmek, sanırım en doğrusu olacak...

"Zeytinden aşı mısın

Güzeller başı mısın

Gönderdiğim mendili

Koynunda taşır mısın"

Bilgi kutusu
Poseidon: Mitolojide denizler tanrısı.

Afrodit: Mitolojide aşk ve güzellik tanrıçası,

Zeus: Mitolojide baş tanrı

Manici Kasrı iletişim:info@manicikasri.com

DİĞER YENİ YAZILAR