Erkekler içinde bir erkek ve kadınlar içinde bir kadın... Karşı karşıyalar...
Peki acaba birbirlerini çekici bulacaklar mı?
Binlerce yıllık muamma!
Ama az çok bilir, hissederiz ki erkek, o sırada hem en saf biçimde gözleriyle hem de ruhsal-kültürel-cinsel birikimiyle bakar o kadına.
Sonucu bu bakış belirler.
Peki kadın ne yapar?
Nereye bakar?
Gündelik yaşam, insanlığın erotik tarihi, edebiyat ve psikanaliz böyle bir anda kadının bakışının ve duruşunun biraz daha farklı olduğunu düşündürür.
Buna göre... Kadın erkeğe pek kısacık fakat oradaki diğer kadınlara uzun uzun bakar.
Yani kadının gözünde çekici olmak için erkeğin hali tavrı, eli yüzü, işi gücü tek başına yeterli değildir.
Referans noktası söz konusu erkek ve sahip olduğu özellikler değil, öteki kadınlardır.
Hatta öteki kadınların “bakışı”dır.
Başka kadınlar, özellikle de önem verilen kadınlar bir erkeği çekici buluyorsa, o kadın da çekici bulacaktır.
O halde bazı psikanalistler gibi şunu mu demeli?
Kadınlar aslında şu veya bu erkeği değil, başka kadınların arzusunu arzular.
Bu iddianın altına imzamı atarım. Ama işin doğrusu bir gazete köşesi için uzun ve zor bir konu.
Yine de ruhun labirentlerine dair çok şey anlatan masalları hatırlatayım size.
Masallarda görürüz ki...
Erkek kötü kalpli cadının şatosunda kilitli tuttuğu ve kimselere yüzünü göstermediği masum ve mazlum kıza tutkuyla âşık olabilir. Ona ulaşabilmek için dere tepe aşabilir.
Ama kızın duruşu ve yaklaşımı başkadır; o yalnız kendisinin değil her kadının yolunu gözlediği “beyaz atlı prensi” arzular.
Bu konuya nereden geldim, onu anlatayım.
Geçen gün New Scientist dergisinin (popüler bir yayın fakat bilimsel bakımdan ciddi bir kaynaktır) 2007 raporlarını karıştırıyordum ki, karşıma Aberdeen Üniversitesi’nde yapılmış bir araştırma çıktı: “Çekiciliğin sosyal kaynakları” üzerine bir araştırma...
İçinde gayet basit ama anlamlı bir anket de vardı.
Şöyle...
Eşit sayıda kadın ve erkeğe bir fotoğraf gösterilmiş.
Fotoğrafta iki erkek ve ortalarında bir kadın var.
Sorulmuş kadınlara ve erkeklere: Bu iki erkekten hangisi size göre daha hoş ve çekici?
İki erkek de eşit ölçüde çekici bulunmuş.
Sonra aynı yüzlerden oluşan ama kadının sağ yanındaki erkeğe dönüp gülümsediği bir başka fotoğraf göstermişler.
Bu kez kadın deneklerim tamamı kadının dönüp gülümsediği erkeği çekici bulmuş.
Erkek denekler arasında ise gülümsenen erkeğin hiç de çekici olmadığını söyleyenler çıkmış. (Ah şu erotik rekabet ve kıskançlık!)
Şimdi arkadaşlar arasında böyle bir konu açıldığında ağdalı ağdalı “kadın arzusu doğrudan erkeğe yönelmez, başka kadınların arzusunu hedef alır” gibi laflar etmeye kalkışmayacağım.
Bu basit araştırmanın basit ama anlamlı sonucunu anlatacağım bundan böyle...
Haftanın 5’i
* Çeşme Kum Beach’te, gökyüzü yıldızlarla bezenmiş, kumsal mumlarla aydınlatılmışken, Emre Aydın konserini izlemek...
* Alaçatı antika pazarındaki Wabi-Sabi adlı kahve. Bu aile işletmesinde kuytu bir köşe bulup nargile tüttürmek... Büyük keyif!
* İzmir’den, Güzelyalı’dan, Kordon’dan geçerek İstanbul’a gitmek...
* İstanbul... İstanbul’u özlemek. Uzun yoldan yorgun ve bezmiş bir halde direksiyon başındayken Boğaziçi Köprüsü’ne girmek...
* Yola çıkmadan önce Kırevi’nde otlu gözleme yemek, onca yoldan sonra İstanbul’a gelip buzdolabını açınca enfes bir zeytinyağlı barbunya bulmak...
Fon/DİP NOTLARI
* Eyy büyük Allah’ım Ankara’nın taşına bak’tan
Ankara’nın suyuna bak’a geldik dayandık.
AHMET ÇUHACI
